Translate.vc / francés → turco / Bôbô
Bôbô traducir turco
693 traducción paralela
C'est pour un copain ll a un bobo â la main
- Yo. Bir arkadaşım yaralı. Elini ufaktan kestirdi.
Asseyez-vous... et y aura pas de bobo!
Yani... Oturun. Canınız yanmayacak.
La caisse, et y aura pas de bobo!
Sorun çıkarmazsan, canın yanmaz. Tüm parayı ver.
Un petit bobo, Herman?
Sorun ne, Herman? Yangın başladığında çizmelerini parlatıyordu, ve pantolonu yoktu, çünkü temizliyordu. Küçük bir kaza mı?
Vous avez promis : 10 pour prêter le chat, 225 en cas de bobo.
Ne dediğinizi unutmayın. Kedimi kiralamak için 10 dolar. Eğer bir şey olursa da 225 dolar.
C'est un bobo au doigt. Je ne...
Sadece küçük bir kesik.
Tu t'en sortiras sans bobo.
Sen bir çiçek kadar hoş gözükeceksin.
- Comment va ton petit bobo?
Senin sorunun nasıl?
"Dr Bobo le Magnifique!"
"Muhteşem Dr. Bobo".
- et j'ai reçu ceci. - Qu'est-ce Bobo?
- Bugün, bu elime geçene kadar.
Une brochure américaine sur la viticulture.
- O nedir Bobo? Şarap üzümlerinin nasıl yetiştirileceğiyle ilgili bir kitapçık.
- Mais est-ce honnête?
- Evet ama bu dürüstçe mi Bobo?
- C'était votre idée.
- Ama hepsi senin fikrindi Bobo.
- Je n'en suis pas aussi sûre.
- Ben bundan pek emin değilim Bobo
Willie, pas de bobo?
İyi misin?
Vous ne vous êtes pas fait bobo?
Pekâlâ, küçük kızımızın canı yandı mı?
- Bobo!
- Bobo!
Bobo Schultz voudra se venger à tout prix.
Kardeşinin intikamını almak için mutlaka harekete geçecektir.
Quant à Bobo Schultz, il aura beaucoup de mal à libérer Tigrero car il sera à la prison de Tonofa.
Bodo Schulz'a gelince... Loco'yu o kadar çok istiyorsa, Tonota'daki hücresinde rahat dursun.
Il s'obstine à annoncer l'arrivée de Bobo Schultz, mais je ne le crois pas.
Kahramanımız bizi, Bodo Schulz'un ismiyle tehdit ediyor.
Bobo ne peut pas avoir déjà appris la mort de son frère.
Ama henüz Bodo'nun, kardeşinin öldürüldüğünden bile haberi yok.
Bobo, fais avancer cet alezan.
Hadi, Bobo sakın düşme. Kulayı tut.
Allez!
Hadi, Bobo!
Mais puisque je n'ai ni villa ni jardin, je laisse mon trombone à mon ami Bébé, et ma valise vide à mon ami Bobo.
Benim ne evim, ne bahçem var trombonumu arkadaşım Bébé'ye boş bavulumu arkadaşım Bobo'ya bırakıyorum.
Un as peut supporter ce genre de bobo.
Eğer onu yerine oturtacak kadar dayanıklı değilsen, sakın etrafta dolanma!
Il y a du bobo?
Kırık çıkık var mı?
Bobo a pété!
Bobo çok fena kokuttu!
Je veux qu'on se tire sans bobo.
Sadece hepinizi buradan sağ salim çıkarmak istiyorum, değil mi?
Tu t'es fait bobo?
Ne yaptılar sana orada?
Toujours ensemble.
Birlikte sonsuza. Zin zin, bobo!
- Tout ce foin pour un petit bobo, idiote!
Ufak bir çizik için neden bu kadar çok gürültü çıkarıyorsun?
Le petit doigt qui a bobo...
Zavallı parmak...
- Nous n'avons pas bobo nulle part?
- Bir yerin ağrıyor mu?
Bobo?
Bu-ba,
Alors, mon enfant... tu as un bobo?
Sorun nedir çocuğum? Seni inciten bir şey mi var?
- Ton bobo est guéri?
Oyun bacağın nasıl evlat? Harika.
- Dis''bobo''.
"Dayı" de bana!
- Bobo!
Dayı!
Bobo... bobo...
Dayı! Dayı!
Pas de bobo? - Tu vas bien?
- Onun gibi falan?
Pas de bobo.
Endişelenmeyin Lordum,
"Maman fait un bisou au bobo et t'auras une histoire."
Annen seni öpecek ve sana bir hikaye anlatacak. " Bilemiyorum.
Maman fait un bisou au bobo et tu auras une histoire.
Annen seni öpecek ve sana bir hikaye anlatacak.
Bobo!
İşte iyi bir köpek bunu sağlıyor. Hadi.
- C'est Bobo.
Biz arkadaş ve komşuyuz.
Bobo!
Bobo!
- C'est Bobo.
Bu Bobo.
Pourtant, ce gosse entre et sort sans bobo.
Ama bu çocuk bir sıyrık bile almadan girip çıkıyor.
Bobo Hindes.
Bobo Hinds'e. - Lily Sanders'a.
- Comment ça va, Bobo?
- Hazır mısın? - Merhaba, Bobo. Bu gece nasılsın?
On prendra la manicotta, Bobo.
Biz Manicotti alalım.