English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Cali

Cali traducir turco

260 traducción paralela
Mais déjà en Cali...
- Neden bir kaç saat uzanmıyorsun?
Et dans quelques jours, à nous la grande vie!
Evet ve böylece hafta bitmeden Cali'de olabileceğiz.
Peut-être liés au cartel de Cali, pas de Medellin...
Medellin değil, Cali karteliyle bağlantıları varmış...
Hacienda d'Ernesto Escobedo Cali, Colombie
ERNESTO ESCOBEDO'NUN EVİ CALI, KOLOMBİYA
Re-disparu jusqu'à hier, où on l'enregistre, parlant avec le cartel de Cali.
Yine yok oldu. Dün Cali kartelinden birine konuşurken sesini banta aldık.
- Cali.
- Cali.
Je peux le battre en balançant Dumb Girl de Run DMC à fond ou Going Back to Cali de LL Cool J.
Kaya matkabının sesini bastırmanın tek yolu 15 bin vatta Run DMC'nin "Dumb Girl" ünü dinlemektir. Ya da LL Cool J'in "Goin'Back to Cali" sini.
Depuis toujours, Smoke est surnommé "Le Roi de Cali".
Hatırlayabildiğim kadarıyla, Smoke "Kaliforniya kralıydı."
C'est le "Roi de Cali".
Tacı var onun. O Kaliforniya Kralı.
T'as pas les tripes pour être Roi de Cali.
Kaliforniya Kralı olmak için cesur olman şart değil.
Le Roi de Cali c'est moi, fiston.
Ben Kaliforniya'nın bebeğiyim.
Le Roi de Cali, c'est moi.
Ben Kaliforniya Kralıyım.
Vous voulez connaître la meilleure équipe en Cali?
California'daki en iyi takımın kim olduğunu bildiğinizi mi düşünüyorsunuz?
On aurait pu foncer tout droit sans s'arrêter jusqu'à Cali, mais Michael a dit qu'il fallait qu'on s'arrête ici pour voir sa grande soeur en premier.
Californiya'ya bir tur ayarlayacaktık Ama Michael ilk önce burada durup ablasını görmemizi istedi.
Un chalutier de pêche a dérivé vers la côte de Cali.
Cali sahilinde bir balıkçı teknesi bulunmuş.
ANAHEl M, CALI FORNI E "Tout le monde en veut un gros."
"Benimki Kocaman."
Tom Cali.
Tom Cali.
Tom Cali est un soldat, un gros bras de Dellamonte.
Herif adeta Dellamonte için disiplin amiri gibi çalışıyor.
Tom Cali n'est pas mon ami. La dernière fois qu'on m'a parlé de lui, il était avec l'agent Hecht.
Aslında son duyduğumda Ajan Hecht'le takılıyordu.
L'agent Hecht a aussi parlé à Tom Cali.
- Ajan Hecht de Tom Cali ile konuşmuş.
Oui, c'est là qu'il travaille.
- Evet, orada çaliºiyor. Duyduguma göre çok iyi iº çikariyormuº.
Lui et Morgan essaient de rouler MIle Judy.
Galiba sanatoryumu Bn. Judy'nin elinden almaya çaliºiyorlar.
Depuis des jours, j'essaie de vous voir!
Günlerdir sizi görmeye çaliºiyorum...
- On travaille pour Owen Merritt.
- Owen Merritt'e çaliºiyoruz.
J'aimerais te parler dans le bureau.
Seninle çaliºma odasinda görüºebilir miyiz?
J'ai vu maman travailler comme un bouf pour nous soutenir.
Annem bizim için köpek gibi çaliºiyordu.
Je le cherchais.
Onu bulmaya çaliºiyorum.
Au fait, Merritt, j'ai démissionné de chez Isham.
Aklima gelmiºken Merritt, artik Isham için çaliºmiyorum.
Ce que mon ami veut dire, c'est qu'en construisant ce fort, et en créant des tensions, Nuage Rouge nous a délestés de ces choses.
Arkadaºimin demeye çaliºtigi ºu... bu kaleyi buraya kurmaniz, kötü duygulara sebep olmuº... bu yüzden KiziI Bulut eºyalarimiza el koydu.
On a essayé de les joindre toute la soirée.
Bütün akºam onlara ulaºmaya çaliºtik.
- Elle essaie surement de sortir.
- Herhalde diºari çikmaya çaliºiyordur.
Il doit frapper vite, tant qu'il a une chance.
Hazir ºansi varken vurmaya çaliºacaktir.
Que pensez-vous qu'il allait faire des 148 personnes dans ce fort?
Bu kaledeki 148 adam ve kadina onun yapmaya çaliºtigi farkli miydi sanki?
Mais un bon chrétien chasse cette idée.
Ama iyi bir Hiristiyan bundan kurtulmaya çaliºir.
Qu'essayez-vous de faire dehors, vous faire tuer?
Diºarda kendini öldürmeye mi çaliºiyordun?
Elle agite ses pattes pour se retourner.
Debeleniyor, dönmeye çaliºiyor, ama dönemiyor.
Je travaille plus ici.
Ben artik burada çaliºmiyorum.
Ils ont tenté d'entrer à la Tyrell.
Üç gece önce Tyrell ªirketi'ne girmeye çaliºtilar.
Je veux voir ça.
Nasil çaliºtigini görmek istiyorum. Denek nerede?
Où est le sujet? Je veux voir l'effet sur un humain.
Bunu, bir insan üzerinde çaliºirken görmek istiyorum.
Je bosserais ici, si je pouvais m'en payer un?
Sizce gerçek bir yilan alacak param olsaydi böyle bir yerde çaliºir miydim?
Jesse a tenté de les repousser, mais ils ont attaqué trop vite.
Jesse onlara karºi koymaya çaliºti ama çok hizliydilar.
Mes prisonniers sont forts, ce qui est idéal pour travailler dans les mines.
Getirdigim adamlar güçlüdür. Gümüº madenlerinde çaliºmak için idealler.
Elle est forte. Elle travaille dur.
Güçlüdür ve iyi çaliºir.
Exploiter les hommes dans les mines d'argent, emmener les femmes a Chihuahua et les vendre pour...
Erkekleri gümüº madenlerinde çaliºtiracaklar. Kadinlari da Chihuahua'ya götürüp...
Je n'avais encore jamais vu oncle Jack mouiller sa chemise.
Jack Amca'yi çaliºirken hiç görmemiºtim.
C'est du boulot dont je parle.
Ben çaliºmamdan bahsediyorum.
Hé, Dal, pendant que tu es la-bas a essayer de comprendre la gent féminine, tu ferais aussi bien de prendre un bain.
Dal, hazir kadin irkini anlamaya çaliºiyorken... orada yikanabilirsin de.
But : opérations paramilitaires contre cartel Cali
AMAÇ :
RÉPUBLIQUE DE CALI FORNI E HAMBURGERS DE MICKEY
MICKEY'S HAMBURGERLERİ
Voici Tom Cali.
İşte Tom Cali.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]