Translate.vc / francés → turco / Cams
Cams traducir turco
54 traducción paralela
Tu as déjà les yeux vagues, du fond d'une fumerie crasseuse.
Gözlerin afyon kahvehanesinde yatanlar gibi camsı olmuş bile.
" Sous le miroir de la fraîche et translucide vague,
Camsı, serin, yarı şeffaf dalganın altında
J'ai remarqué que la face où le cristal avait fondu... ressemblait aux murs de la salle du Stargate... après l'attaque d'Apophis et de ses gardes-serpent.
Şimdi, farkettim de kristalin sıcaktan eriyen camsı kenarları geçit odasının duvarlarına benziyor Apophis ve yılan bekçilerinin gelip ateş ettiği yerlere.
Le corps vitre se compose d'une gelatine transparente et d'un reseau de fibres.
Gözün camsı bölümünün kolajen lif ağlarından oluşmuş saydam bir jöle gibi olduğunu görüyoruz.
Il s'était mis en tête que toutes les bagnoles de sa rue... seraient plus belles sans vitres.
Ve kafasında oluşan düşünce onun bloğundaki arabaların... Camsız daha iyi görüneceğiydi.
L'humeur aqueuse nécrosée...
Camsı sıvıdaki bozulma, görüntü kaybına- -
ouais, ma grand-mère disait tout le temps ça dans un sens, c'est vrai le fluide aqueux et la vitrée dans l'oeil humain permettent à une image de s'y reflecter et bien peut-être que... si j'améliore le reflet dans son oeil
Evet, büyükannem sürekli bunu söylerdi. Bir bakıma, doğru. İnsan gözünün camsı ve akışkan sıvısı... bir nesnenin içinde yansımasına olanak tanır.
Tu m'emprunte ma voiture, tu la ramènes sans le pare-brise.
Arabamı aldın, camsız getirdin.
Un fourgon t'attendra pour t'emmener au centre.
- Seni arkaya götürecekler. Camsız bir minibüs bekliyor olacak. Seni Operasyon Merkezi'ne getirecekler.
Des cristaux fins et transparents.
İnce camsı kristaller.
Tu avais les yeux fermés. Mais tu les ouvrais de temps en temps et tu avais un regard... vitreux et absent.
Genellikle ağzın ve gözlerin kapalıydı ama arada bir telaşla açılırdı ve camsı uzak bakışın olurdu.
Hé vous savez pourquoi les juifs ont les yeux vitreux?
Yahudilerin neden camsı gözleri olur bilir misiniz?
Stan, tu sais pourquoi les juifs ont les yeux vitreux? Comme Kyle?
Adamım, Stan, Yahudilerin neden camsı gözleri olur bilir misiniz?
Vous les regardez... Vous voyez des continentaux, des touristes qui passent, ces gens qui font des tours à vélo, qui portent des cagoules jaunes, qui montrent les cathédrales du doigt. Dynamiques, cheveux blancs.
Onlara bir bakın kıta Avrupalıklarını, turistleri görüyorsunuz, onlar canlanıyorlar kırmızı ve sarı yağmurluklarıyla bisikletle dolaşan insanları biliyorsunuz katedralleri gösteren elastik beyaz saçlarıyla ve çerçevesiz, lenssiz, camsız gözlükleriyle.
Dans ce plan restauré du second et dernier volume de Citizen 14, on commence à voir une présence féminine, belle, éthérée, qu'il appelle l'Opalescence.
Yurtdaş 14'ün ikinci ve son cildinden kurtarılan bu sayfada bir kadının varlığını görmeye başlıyoruz, güzel, ruhani, ona OpalIşıma ismini vermiş. ( Opal : Camsı volkanik bir kayaç )
Ça contenait peut-être du diamant industriel.
Bazı camsı parçacıklarda içeriyordu. Endüstriyel elmaslar olabilir.
Une fois percée, l'oeil dégage un liquide gélatineux : c'est l'humeur vitrée.
Patlatıldığında, göz küresiden camsı cisim olarak bilinen sıvı bir jel yayılır.
J'aimerai te prendre un petit nid d'amour, sans ascenseur, sans portes, sans fenêtres, et t'enfermer pendant une semaine.
Sana dördüncü katta, kapısız, camsız bir yer bulup seni bir hafta içeri kapatmak istiyorum.
Prêt comme l'isolation dans des cellules insonorisées, sans fenêtres et si petites, qu'entre vous et moi, probablement non-constitutionnel.
Ses geçirmez, camsız hücreler o kadar küçük ki seninle benim mesafem kadar. Muhtemelen insan haklarına aykırı.
Il faut une pièce avec une entrée et pas de fenêtre.
Efendim, bize tek girişi olan camsız bir oda lazım.
L'humeur vitrée, peut-être?
- Gözdeki camsı cisimden alabilirim.
L'humeur vitrée est le meilleur indicateur et reste protégée après la mort.
- Camsı cisim ölümünden sonra olduğu gibi kalabilecek en iyi kısım.
D'après l'humeur vitrée, le taux d'alcoolémie de Karen Ballard n'était que de 0.02.
Camsı maddedeki alkol miktarına bakıldığında Karen Ballard'ın alkol seviyesi sadece 0,02 çıktı.
Translucides, céramiques, vitreux...
Yarı şeffaf, seramik ve camsılar.
Du nouveau sur les vidéos du parking?
There been movement on the satellite or traffic cams in the parking garage?
Tu dois contrôler les caméras du parking. Jack va bientôt sortir.
Your job is to monitor the traffic cams in the garage for when Jack comes out.
Étalonnage des caméras en cours.
Calibrating traffic cams now.
Gonflement de l'humeur vitrée.
Camsı cisim şişmiş.
Prisonniers d'une cellule sans fenêtre.
Camsız bir hücrede mahkum.
Un van sans fenêtre avec un serpent peint dessus.
Üzerine yılan çizilmiş camsız bir kamyon.
Maintenant, par contre, tu passes pour un violeur... - C'est mieux comme ça.
Evet, 1950'lerde camsız bir kamyonla insanların evlerini kapı kapı dolaşabilirdin ve insanlar tecavüze uğrayacaklarını düşünmeyebilirlerdi.
Toutes les cams sont affichées. Zoome sur lui.
11 kameranın görüntüsü burada.
Le scotch menthe verte, les lunettes sans verre, cette super cool brume conditionnée pour tes cheveux.
Naneli viski, camsız gözlükler, saçım için, bu harika nemlendirici sprey.
Tu portes vraiment des lunettes sans verre?
Max gerçekten camsız gözlük çerçevesi mi takıyorsun?
Les policiers sont à l'affût de tous les des vans blancs sans fenêtre qu'ils voient.
Polis, gördüğü her camsız beyaz minibüsü durduruyor.
Pas de reportages en Syrie web-cams vissées sur la tête.
- Şu anda... - Kafalarında kamerayla Suriye'ye giden adamlardan bahsetmiyorum.
Bien lisses, comme deux Patrick Stewart, tu comprends?
Gibi pürüzsüz camsı İki Patrick Stewart, ne demek istediğimi biliyorsun?
Chargé comme l'arrière-boutique de Fat Kam
"Fat Cams kadar kara," pazarın zanaatı
Les baby-cams diffusent les cris du nourrisson du berceau à la chambre parentale.
Bebek kameraları bebeklerin beşiklerinde ağlamalarını ailelerine bildirmek için yapılmışlardır.
Mets-le dans un avion pour le siège social des baby-cams.
Onu bir uçağa bindir ve Natal-Cam ana merkezine gönder.
De combien de baby-cams on parle?
Kaç bebek kamerasından bahsediyoruz?
Remettez les baby-cams ou Caleb mourra.
Natal-Cam'ı tekrar çevrimiçi yapın yoksa Calep ölür.
Les baby-cams seront rallumées dans 30 minutes.
Natal-Cam otuz dakika içerisinde tekrar çevrimiçi olacak.
Je peux vous demander pourquoi vous n'avez pas de verres?
Niye camsız?
Le sujet test 014 est à 40s, il semble en bonne santé et ne montre aucun signe de dégâts dus à la vitrification.
Denek 014 kırklı yaşlarda. Epey sağlıklı görünüyor ve camsılaştırma sürecinde zarar görmemiş gibi sanki.
Une reine, une déesse.
Kraliçem, tanrıçamsın.
Tu es ma déesse, je suis dingue de toi.
Ben de senin için çıldırıyorum. Sen benim tanrıçamsın.
Il reste pas mal de fluide vitreux.
Çok miktarda camsı sıvı kalmış.
Ecoute, tu as faist beaucoup de conneries depuis des années! Tu as volé mes dessous, attaché mon hamster à une fusée-bouteille,...
bak, yıllarca bir sürü aptalca pisliğine katlandım iç çamşırlarımı çaldın, hamsterımı bir rokete bağladın
Tu es un puissant kauri qui règne sur la forêt.
Dev bir çamsın, ormana hükmediyorsun.
" mais toi, Josephine, tu es ma muse.
" ama sen, Josephine, sen benim tanrıçamsın.