Translate.vc / francés → turco / Chatter
Chatter traducir turco
46 traducción paralela
A Havre De Grace, le gagnant, Le Bavard, a rapporté 5,40 $, 3,80 $, et 2,40 $.
Havre De Grace'de kazanan, Light Chatter, 5.40, 3.80 ve 2.40... kazandırdı.
Mais une fois que vous y êtes habitué, c'est plus facile que de chatter.
Ama hemen alışırsın, çet yapmaktan daha kolay
" Dis-moi quand tu arrives, on fixera une heure pour chatter.
Gider gitmez bana haber ver ve chat için bir zaman ayarlayalım.
Par exemple, l'un des avantages uniques de l'Internet est de chatter
Mesela internette yapılan işlerden bir tanesi sohbet yapmaktır.
N'y penses pas, regardes la télé. - Claire : Je préfère chatter avec toi.
Kötü programlar seyret. "-" Sohbet etmeyi tercih ederim. "
"Kate S. aimerait chatter sur webcam avec John T."
"Kate S., John T. Ile görüntülü sohbet talep ediyor."
Et j'aime chatter avec mon amie indienne, Sharmilla, qui est à Bangalore. Je ne connais pas grand-chose à tout ça.
- Bunlarda sana yardım edemem.
Peut-être qu'ils ont décidé de faire plus que'chatter'.
Belki de konuşmayı bir adım daha ileri götürmek istemişlerdir.
Vous avez passé pas mal de temps à chatter en ligne, non?
İkiniz internette biraz sohbet etmişsiniz sanırım.
Il peut chatter si son avatar est mort?
Avatarı öldüğünde de seninle oyunda konuşabilir mi?
Puisque ta copine est morte, viens voir nos célibataires sexy histoire de chatter un peu.
Kız arkadaşın öldüğüne göre, neden bizim seksi bekarlarımıza bir göz atmıyorsun?
C'est pas un crime de chatter ou tromper, mais c'en est un de lâcher un festin pareil dans cette tenue.
Evet ama REKMÜD'ün Hill olduğu ortaya çıksa bile internette sohbet veya aldatmak suç değil ama böyle bir ziyafette bu kıyafetle dışarı çıkmak kesinlikle suçtur. Ama mecburum.
On a des tirs... [indistinct chatter] On est dans une ambuscade!
Saldırıya uğruyoruz. Bu lanet bir tuzak.
Rosen lui a envoyé une invitation pour chatter il y a 3 semaines.
Rosen ona 3 hafta önce sohbet teklif etmiş.
Bon, je te laisse... chatter. Ou comment t'appelles ça?
Ben seni sohbetinle baş başa bırakayım, ya da her neyse işte.
- Il veut chatter avec nous.
Bak, bizi özel sohbete davet ediyor.
Chatter dit qu'il recherchait des acheteurs pour le fabricant.
Söylentiyi göre üretici için alıcı arıyormuş.
Je peux chatter avec mon chéri Amir!
Artık aşkım Amir'le konuşabilirim!
Tu dois te demander pourquoi tu ne peux pas chatter avec tes amis et leur dire combien tu "lol" à leurs blagues.
O küçük arkadaşlarınla çeşitli şeyleri ne kadar sevdiğini belirtmek için neden mesajlaşamadığını merak ediyorsundur.
Oui. On a passé la semaine à chatter sur tout depuis Top stratégie jusqu'aux poupées chouchou.
Geçtiğimiz haftayı sohbet ederek geçirdik G-Force'tan lahana bebeklere dek her şeyden.
Et lui, il est jamais à la maison, ou alors planté devant l'ordi, à chatter...
Kardeşin evimizde oturuyor. Bilgisayar başında, sohbet programlarında... Evimiz mi?
On ne va pas le déterrer pour que tu puisses chatter.
Çünkü gömdükten sonra sırf Twitter mesajı atacaksın diye babamı kazıp çıkarmayacağız.
Tu fais semblant d'être une adolescente pour chatter avec des hommes en ligne, c'est sérieux? C'est ce qu'ils font.
İnternette erkeklerle yazışmak için genç kız gibi mi gösteriyorsun kendini?
ICOM chatter right now coming out of Chappadara, un gars nommé Obed est en trian de parler aux anciens, et apparament il dit que les anciens sont en charge de se qui se passe ici.
Telsiz sinyali Chappadara'dan geliyor. Obed adındaki bir herif ihtiyarlarla konuşuyor. Görünüşe göre kontrol ihtiyarlarda.
Certains moines ont un ordinateur pour envoyer des mails et chatter.
Bazı keşişlerin e-postalarına baktıkları çetleştikleri bilgisayarları var.
Il faut pas un ordinateur pour chatter sur Lookinatchu?
Şey, kameralı sohbet yapabilmek için bir bilgisayarın olması da gerekmiyor mu?
Mon père veut chatter par vidéo.
Babam videolu sohbet yapmak istiyor.
J'ai envoyé des emails, essayé de chatter, de la tweeter, j'ai laissé un message sur Facebook, envoyé un SMS, rien.
E-posta gönderdim, görüntülü konuşma açtım Twitter'a ve Facebook duvarına yazdım, mesaj attım ama ses yok.
C'est trop marrant de chatter avec Eric.
Eric çok komik çocuk.
Avant que tu ne partes, peux-tu confirmer Jenna Elfman pour "Chatter"?
Gitmeden önce "Gevezelik" için Jenna Elfman'ı onaylar mısınız?
Jenna Elfman? Elle n'a pas fait "Chatter" l'an dernier?
Geçen yıl da o olmamış mıydı?
On a commencé a chatter.
Sohbet etmeye başladık.
[Police radio chatter] 9 différentes écritures ont été retrouvées.
9 farklı el yazısı bulduk.
♪ Puis regarder mon Facebook et chatter avec Sheena ♪
# Sonra Facebook'a bakıp Sheena ile görüntülü konuşacağım #
Rien, je suis juste en train de chatter avec mon nouvel ami.
- Hiç. Yeni arkadaşımla konuşuyordum.
Chatter dit qu'il prévoit un transfert ce soir sur son lieu de travail.
Chatter bu akşam, iş yerinde, elden çıkarmayı planladığını söyledi.
Étais-tu en train de chatter sur l'ordinateur de maman tout à l'heure?
Annemin bilgisayarında sabah görüntülü sohbet ettin mi?
Journaliste, de Smatter Chatter.
Smatter Chatter muhabiriyim.
Donc, Matt Bandell de Smatter Chatter.
Pekala, Smatter Chatter'dan Matt Bandell.
- Je participe à la fête pour le Smatter Chatter.
- Smatter Chatter tarafından parti de görevlendirildim.
Je regardais les gens chatter sur le réseau pendant qu'ils jouaient, parfois même des heures après la fin d'une partie, et je pense que c'est une réelle opportunité pour une communauté d'exister en dehors des jeux.
İnsanların oyundaki yazışmalarını izliyorum bazen oyundan saatler sonra bile sürüyor ve bence oyunların dışındaki topluluk için de gerçek bir fırsat var.
Nous avons des centaines de charmantes demoiselles qui attendent de chatter avec vous, 24 heures sur 24.
Günde 24 saat sizinle konuşmayı bekleyen yüzlerce güzel kızımız var.
Vas chatter avec tes croqueuses de diamant, papa gâteau.
- Sen servet avcılarınla görüş zengin şey.
Rien. Je t'ai laissée chatter. Alors ils font des problèmes.
Biliyor musun, sana izin verdim diye onlar da girmeye çalıştı.
C'était intéressant de voir les profils avec Annie et de chatter avec tous ces mecs.
Annie'yle oturup insanlari incelemek ilginçti. Bir de o anda sohbet edebiliyorsun.
Little Anthony et moi... Qu'est-ce que c'est? Un instant. Vous êtes sur Daddy-O's Patio avec Stacks o'Wax... les tubes en or, les platter-chatter.
Günaydın.