Translate.vc / francés → turco / Cinnamon
Cinnamon traducir turco
105 traducción paralela
Prieta.
Cinnamon.
Prieta, viens ici.
Cinnamon, buraya gel.
La Prieta l'a dénoncée.
Cinnamon onu ihbar etti.
Cinnamon, tu auras un 35 mm.
Cinnamon, 35 milimetre ile çalışıyor.
LA DECENIE POURPRE Voici un livre intitulé La Décennie Pourpre.
Cinnamon, bu kitabın adı "Mor 10 Yıl".
À la maison, Cinnamon.
Eve, Cinnamon.
Cinnamon.
Cinnamon.
On coupera au montage.
Cinnamon'un sahnesini keseriz.
Après avoir coupé Cinnamon, il en restera quatre.
Cinnamon'u kestikten sonra... Dört dakikadan fazla olacak.
Prête, Cinnamon?
Hazır mısın Cinnamon?
Cinnamon, votre broche.
Cinnamon, broşun.
J'aime votre ensemble, Cinnamon.
Kıyafetin çok hoş, Cinnamon.
Et toi, Cinnamon?
Ya sen Cinnamon?
Reste ici une heure avec Rollin pour que ça paraisse crédible.
Cinnamon, gerçekçi görünmesi için bir saat kadar Rollin ile burada kal.
Cinnamon...
Cinnamon...
Je prévois les positions, Cinnamon passe l'information à Rollin.
Pozisyonumu aldıktan sonra Rollin'e bilgi vermeye Cinnamon devam edecek.
- Ça dépend de Cinnamon.
- Cinnamon söyleyecek.
Merci, Cinnamon.
Teşekkür ederim, Cinnamon.
Cinnamon ou toi voyez Green?
Cinnamon ile ikiniz Dr. Green'e göründünüz mü?
Qu'en pensez-vous, Cinnamon?
Ne düşünüyorsun, Cinnamon?
Je vais juste vérifier avec Cinnamon.
Sadece bunu Cinnamon denerken görmek istiyorum.
Après toutes ces années, il a dû tuer des centaines d'innocents qui pensaient passer à l'Ouest. Et il a volé leur argent.
Yıllar boyunca, Cinnamon Batı'ya kaçacağını düşünen yüzlerce masum insanı öldürdü ve paralarını da çaldı.
Cinnamon, jettes-y un œil.
Cinnamon, gözat bakalım.
Cinnamon est prête.
Cinnamon hazır.
Cinnamon reçoit ce soir.
Cinnamon bu gece parti veriyor.
Cinnamon, tu es membre de la famille royale.
Cinnamon kraliyet ailesinden olacaksın.
Cinnamon, on aura besoin de 20 minutes d'avance.
Cinnamon, bize 20 dakikalık bir avans lazım.
Les détonateurs pour Cinnamon?
Cinnamon için patlayıcıyı hazırladın mı?
Cinnamon, vous avez appris tout ça par cœur?
Cinnamon, yani bunların hepsini hatırlayabilecek misiniz?
Cinnamon en sait plus sur ses amis que Lowell lui-même.
Cinnamon, Lowell'ın arkadaşlarını ondan iyi tanıyor.
Cinnamon, vous et le juge devriez vous préparer.
Cinnamon, sen ve Yargıç hazırlansanız iyi olur.
Cinnamon, le décès malheureux de la mère de Mme Webster sera dans la presse de San Francisco demain.
Cinnamon, Bayan Webster'ın annesinin talihsiz ölümü San Francisco gazetelerinin hepsinde yarın yayınlanacak.
Ils sauront que tu n'es pas Webster, ni Cinnamon sa femme.
Senin Webster, Cinnamon'un da eşi olmadığını anlayacaklar.
Cinnamon, tu surveilleras la boîte des fusibles après avoir éloigné les gens.
Cinnamon, insanları kurtardıktan sonra sigorta kutusunu halletmen gerekiyor.
Cinnamon, il est temps d'appeler.
Cinnamon, polisi arasan iyi olur.
Cinnamon?
Cinnamon?
O.K., Cinnamon.
Tamam, Cinnamon.
Reste aussi immobile que possible.
Öylece dur, Cinnamon.
Cinnamon a une quinte au dix.
Cinnamon'un eli 10'a sıralı.
Combien de temps devra-t-on faire diversion, avec Cinnamon?
Jim, Cinnamon ve ben ne kadar süreliğine oyalamak zorundayız?
Tu te goinfrais de beignets à la cannelle!
Cinnamon swirl'le şeker komasına girmiştin!
Cinnamon, ne rends pas les choses plus difficiles.
Cinnamon, bunu olduğundan daha zor hale getirme.
Cinnamon, sa femme.
Cinnamon, karısı.
Trop bien, Cinnamon, quel style!
Vay, Tarçın, stilli sürüyor.
Cinnamon a du mal à marcher, mais elle aime ses passeggiatas.
Tarçın bugünlerde iyi yürüyemiyor, passeggiata'larını hâlâ seviyor.
Le refuge de Cinnamon.
Tarçın'ın özel alanı.
Cinnamon et Morey sont dyspeptiques.
Tarçın hazımsızlık çekiyor. Morey de öyle.
- Qu'y a-t-il? - C'est Cinnamon.
- Hayatım, sorun ne?
- Cinnamon est morte.
- Tarçın öldü.
C'est ce que Cinnamon voudrait.
Tarçın sizi burada isterdi.
Cinnamon Banana Mint? - Ce devait être ailleurs.
- Herhalde başka bir yerdi.