Clarkson traducir turco

Passez-moi Mlle Wolf, appartements Clarkson.

Clarkson Apartmanı'ndan Bayan Wolf'u bağlar mısınız?

Clarkson, là-bas.

Clarkson öldü ya.

Clarkson.

Clarkson...

Clarkson, que vos équipes suivent le mouvement!

Clarkson, bot ekiplerinizi hizaya sokun.

Aucune arrestation. Mêmes policiers : Clarkson et Powell.

Aynı polisler, Clarkson ve Powell.

Powell et Clarkson?

- Powell ve Clarkson?

Vous vous souvenez de l'affaire Clarkston contre Crane.

Clarkson İlçesi Okulu ile Crane'e bakın.

D. Clarkson, commandant de la section évasion.

Firari takımının komutanı Dan Clarkson bilgi istiyor.

Un pauvre type, Al Clarkson.

Al Clarkson adında aptal bir suçlu.

Al Clarkson était son petit ami. Condamné en 83.

Al Clarkson sevgilisiymiş, 1983'te hüküm giymiş.

- Lil, vous devriez aller voir Al Clarkson.

Lil, gidip Al Clarkson'la görüşsen iyi olur.

Je ne libérerai pas Al Clarkson tant que vous n'aurez pas arrêté Harrell.

Harrel tutuklanana kadar Clarkson'ı bırakmam.

Al Clarkson s'est fait avoir parce que le procureur n'a pas abordé tous les angles.

Al Clarkson, savcılık farklı açılardan bakmadığı için yandı.

Tant que tu y es, tu devrais retaper celui de Clarkson.

Onu yaparken Clarkson'ınkini de baştan yazarsın.

Des photos de surveillance d'Al Clarkson avant son arrestation. Elles ont été prises aux funérailles de Paige.

Al Clarkson'un tutuklanmadan az önce çekilmiş görüntüleri.

- Gene Clarkson?

- Gene Clarkson mu?

Clarkson n'a pas voulu renoncer à son investissement, peut-être qu'il a retrouvé le petit.

Clarkson yatırımının öylece gitmesine izin vermez. Belki peşinden gitmiştir.

Cet idiot de Dibbs a appelé Clarkson dès que Chet a dû sortir, sans réaliser qu'il signait son arrêt de mort.

Bence Dibbs, Chet gider gitmez Clarkson'u aradı ve kendi ölüm emrini imzaladı.

- Clarkson sait que Chet est après lui.

- Clarkson, Chet'in peşinde olduğunu biliyor.

M. Clarkson, j'aimerais que vous sortiez vos mains de vos poches, si vous voulez bien.

Bay Clarkson, eğer bir sakıncası yoksa ellerinizi cebinizden çıkarmanızı istiyorum.

Qu'est-ce que vous savez d'un nommé Deke Clarkson?

Deke Clarkson adlı bir adam hakkında ne biliyorsun?

Celui de Deke Clarkson.

Deke Clarkson'ınki.

Ce con croit que j'ai tué Janice et un mec nommé Deke Clarkson.

Janice'i ve Deke Clarkson adlı bir adamı öldürdüğümü sanıyor.

En plus, elle baisait Deke Clarkson.

Ayrıca o Deke Clarkson'la sevişiyordu.

Je m'appelle Clarkson, pas Clairmont.

Soyadım Clarkson, Clairmont değil.

M. Clarkson?

Bay Clarkson?

Tu sais, Clarkson?

Clarkson?

Tu... a vu Clarkson?

Sen Clarkson'la buluştun mu?

- Des nouvelles de Clarkson?

- Clarkson'dan haber var mı?

Herbert Clarkson, alias Clairmont, a déjà fait chanter d'honnêtes citoyens.

Herbert Clarkson, diğer adıyla Clairmont ahlaklı vatandaşlara yaptığı şantajlarla ünlüdür.

Je pense que ce serait Britney Spears

Kelly Clarkson demek zorundayım.

Britney Spears!

Kelly Clarkson.

J'aurais bien un gars...

Clarkson diye bir adamım var.

Non! Kelly Clarkson!

Kelly Clarkson!

Entre Clarkson et Walker St.

Clarkson Walker.. .. arasında bir yerde.

Mon Dieu, on dirait les vêtements de Jeremy Clarkson.

Tanrım. Sporcular gibi giyiniyorum.

Excuse-moi... T'es pas Kelly Clarkson?

Affedersiniz, Siz Kelly Clarkson değil misiniz?

Finalement, laisse-moi te présenter M. Thomas Clarkson.

Son olarak, Bay Thomas Clarkson'u tanıştırayım.

M. Thomas Clarkson, monsieur.

Efendim, Bay Thomas Clarkson geldiler.

Et j'ai parcouru 50 km sous la pluie pour écouter Thomas Clarkson.

Thomas Clarkson'un konuşmasını dinlemek için yağmurda tam 48 km yol kat ettim.

Clarkson était dans une voiture à Birmingham quand il a entendu... quelqu'un affirmer que j'avais secrètement épousé une esclave.

Clarkson, Birmingham'a giderken yolculuğu sırasında birisinin benim köle bir kadınla evli olduğumu söylediğini duymuş.

Rappelle-moi qui m'a présenté Clarkson.

- Acaba bana Clarkson'u kim tanıştırdı?

On dit dans les cafés que Clarkson est un espion français.

Kahve evlerinde Clarkson'un bir Fransız casusu olduğu konuşuluyor.

Thomas Clarkson a trouvé un chalet dans les collines pour se cacher.

Thomas Clarkson saklanmak için dağlarda bir kulübe buldu.

Au match de Hockey, ils nous ont montrés sur le tableau d'affichage, et Kelly Clarkson a chanté "joyeux anniversaire" à Daniel.

Hokey partisindeki resimlerimiz sayı panosunda gösterdiler. Kelly Clarkson, Daniel'a "iyi ki doğdun" söyledi.

Notre nouvelle voisine s'appelait Louise Clarkson.

Yeni kapı komşumuz Louise Clarkson'dı.

Voyez la ligne de Kelly Clarkson, ses jupes ont un élastique à la taille, elles sont confortables.

- Zamanını arttırırsan değil. - Hilda, başlama. - Herbalux satmayacağım.

Bob et Judas Magnus seront là. Les Myers et bien sûr les Clarkson.

Bob ve Judy Magnuson orada olacaklar, Myers'ler ve tabii ki Clarkson'larda.

- Clarkson, par exemple.

- Clarkson meselâ.

Clarkson!

Clarkson!

Oh, salut.

Kelly Clarkson koleksiyonuna bak, eteklerinin bel kısımları esnek.