Translate.vc / francés → turco / Cliént
Cliént traducir turco
11,995 traducción paralela
Celui où Joe a fait tout le travail à la place du client? Ouai.
- Hani Joe'un yapmak için evine gittiği kişi.
Est-ce que c'est le mystérieux client de Joe?
- Bu mu onun gizemli müşterisi?
J'ai même votre premier client sur les rangs.
Hatta senin bu durumdaki ilk müşterin olabilirim.
J'ai volé des centaines de millions pour des client de Hong Kong à Dubai.
Hong Kong'tan Dubai'ye kadar müşterilerim için yüz milyonlar çaldım.
- Mon client a dit et redit qu'il ne plaiderait coupable pour aucune charge.
Müvekkilim daha önce defalarca hiçbir suçu kabul etmeyeceğini söyledi.
On connait la position de votre client.
- Aynen öyle. Müvekkilinizin durumunun farkındayız.
Et j'espère que votre client connaît celle du gouvernement.
Umarım kendisi de devletin durumunun farkındadır.
Vous avez entendu mon client.
Müvekkilimi duydunuz.
Je suis le chef de l'équipe qui a traqué votre client.
Müvekkilinizi izleyip bulan ekibin başındayım.
Je crois que c'était ton client.
Eski müşterin bile olabilir.
De client morts.
Müvekkilin ölüydü be.
M. le juge, l'État a saisi 2 millions de dollars à mon client.
Sayın Yargıç, eyalet müvekkilimin 2 milyondan fazla parasına el koydu.
Tout comme mon client.
- Benim müvekkilim gibi Sayın Yargıç.
Mon client souhaite se présenter au tribunal.
Sayın Yargıç, müvekkilim yalnızca duruşma gününü istiyor.
Vous venez d'envoyer votre client en prison sans raison.
Müvekkilini nedensiz yere hapse göndermiş oldun.
- C'est un client qui paye?
- Ödeyen bir müvekkil mi?
Et ce nouveau composé que mon client a créé ne contient rien d'illégal?
Müvekkilimin icat ettiği bu yeni kimyasal bileşik yasa dışı olmayan özellikler mi ihtiva ediyor?
Mon client ne savait pas qu'il achetait un équivalent du GHB.
Bak, müvekkilim GHB'nin benzerini satın aldığını bilmiyordu.
Pour mon client, ça ne marche... que s'il pensait fabriquer du vrai GHB, et non un équivalent.
Ama yalnızca müvekkilim için işliyor. Şayet benzer değil de gerçek GHB yaptığını sanıyorduysa.
Votre client ira au procès.
Miüvekkiliniz mahkemede kalacak.
Il y a quelque chose au sujet de votre client.
- Müvekkilinle ilgili bir sorun var.
Mais votre client ne semble pas exister.
Ama müvekkilin yaşıyormuş gibi görünmüyor.
Je pensais qu'un client fabriquait de la drogue. Mais je crois qu'il est informateur pour le FBI.
Uyuşturucu tasarımcısı olduğunu sandığım bir müvekkilim var ama sanırım FBI muhbiri.
Attendez, était-ce votre stratégie, faire mentir votre client?
Stratejiniz müvekkillerinize yalan söyletmek mi?
Je n'ai pas besoin qu'il fasse couler mon client.
Müvekkilimi aşağı çekmesine ihtiyacım yok.
La prochaine fois qu'il s'exhibera chez un client.
Bir dahakine, kendini bir müvekkile maruz bıraksın.
Tout l'affaire repose sur le témoignage de l'ancien co-accusé de mon client.
Eyalet'in davasının tamamı müvekkilimin eski müşterek davalısının yeminli ifadesine dayanıyor.
Pas de signe d'effraction, et aucun client n'a rien vu ni entendu.
Bir sürü konuk varmış ama hiçbiri odaya giren birini duymamış.
Je suis votre client. Vous travaillez pour moi.
- Benim için çalışıyorsun sen.
T'as volé le téléphone de notre client, c'est toi la sociopathe.
- Müvekkilin telefonunu çalmışsın sensin sosyopat.
C'est notre client, ce serait inapproprié.
- Kendisi müvekkilimiz, uygunsuz olur.
Un client vient d'arriver chez OPA
O.P.A.'ya bir müşteri gelmiş.
Ce client... vous avez commencé un dossier, vérifié ses antécédents?
Bu müşteri... Dosyada çalışmaya başladınız mı? Geçmişini kontrol ettiniz mi?
La Maison Blanche n'est pas notre client.
Beyaz Saray bizim müşterimiz değil ki.
La Maison Blanche est toujours notre client.
Beyaz Saray her zaman müşterimiz.
Nous devons vraiment impressionner ce client.
Bu müşteriyi etkilememiz gerek.
Melissa Greenwell a vu Steeven Hartford en train de battre mon client et serait prête à témoigner devant une audience publique.
Melissa Greenwell, Steven Hartford'ı müvekkilimi döverken görmüş ve açık celsede tanıklık etmeyi kabul ediyor.
Votre client pour le meurtre au premier degré, et vous pour complicité a posteriori.
Müvekkiline birinci dereceden sanaysa yataklık etmekten.
Ne soyez pas enervé que votre client fasse votre travail.
Ve müvekkilinin senin işini yapmasından dolayı üzülme.
On l'attaque pour entrave entre relation client / avocat.
Müdahale için dava açabiliriz avukat / müvekkil ilişkimize.
Responsable du service client...
Az önce bir terfi aldım.
Maître, nous avons une séquence vidéo de votre client passant des kilos d'héroïne pure.
Avukat bey, elimizde müvekkilinizin kilolaraca işlenmemiş eroin kaçırdığı görüntüler var.
Capitaine, mon client insiste sur le fait que ce n'était que des sacs de farine avariée, donc à moins que vous puissiez apporter une preuve physique, vous n'avez pas vraiment d'affaire...
Başkomiser, müvekkilim onların bozulöuş un olduğunu iddia ediyor, eğer elinizde kesin bir kanı yoksa bir davanızda yoktur...
"Le client doit utiliser le..." Oh d'accord.
"Müşteriyi konuşturarak..." Aa, tamam.
À moins que je apporter un gros client-poisson, yup.
Kodaman bir müvekkil getiremezsem, evet.
Regina avait porté plainte contre un client.
Regina bir müşterisine dava açmıştı.
Un client a été arrêté.
Bir müşteri tutuklanmış.
Je suis juste intéressé par la sécurité de mon client.
Tek ilgilendiğim müşterimin öldürülmemesi.
Écrivez ce que vous venez de dire et je peux obtenir de mon client qu'il se rende à une réunion surprise larmoyante à la finale de "After the Dacing's Over".
Söylediklerinizi yazılı bir şekilde bir araya geldiğimizde müvekkilime "After the Dancing's Over" finali sonunda sürpriz olarak iletirseniz...
OK, et client suivant, s'il vous plaît.
Pekâlâ, sıradaki müşteri lütfen.
Ce client est à moi.
Bu müşteri benim.