Translate.vc / francés → turco / Colin
Colin traducir turco
1,873 traducción paralela
Colin les a convaincus.
Colin, her şeyi onaylamalarını sağladı.
Je m'installe en Ecosse avec Colin.
Colin'le birlikte olmak için İskoçya'ya taşınmaya karar verdim.
Un cadeau de Colin.
Colin'in hediyesi.
Colin et Hannah seront à la maison d'été.
Colin ve Hannah evdeki herkesle tanışacak.
Pas de problème pour mon Colin.
Colin'im için sorun değil tabii.
Inutile de vous présenter notre Colin McMurray!
Yarışmacılardan biri, takdime ihtiyacı olmayan Colin McMurray.
N'est-il pas beau?
Colin'im ne kadar yakışıklı değil mi?
Le vainqueur des jeux est notre cher Colin McMurray!
İskoç oyunlarının galibi Colin McMurray.
C'est Colin qui l'a tué.
Colin vurdu. Çok iyi avcıdır.
Quand Colin a tué le cerf. J'ai tout filmé.
Colin geyiği öldürürken filme çekmiştim.
Colin a tué tout ce que nous mangeons ce soir.
Hâttâ bu akşam yediğimiz her şeyi Colin öldürdü.
Mon petit doigt me dit que Colin a tué tous ces rennes.
Küçük bir kuş bana bu geyiklerin başlarının hepsini bizzat Colin'in kestiğini söyledi.
Colin lui a tiré dessus.
Küçük bir kuş derken onu kastediyordum. Ama Colin vurmuş.
Mais peut-être pas Colin.
Sonra "ya Colin'inki olmazsa" dedim.
J'épouse Colin demain...
Yarın Colin'le evleniyorum Tom.
Pour Colin, le souvenir de l'amour de ses parents...
Colin açısından, çocukken ailesinde gördüğü sevgiden geçiyor.
- Major Colin Foster,
Tamamı mı?
L'arbitre sera Colin Hawke, de Nouvelle-zélande.
Maçın hakemi, Yeni Zelanda'dan Colin Hawke.
C'est très bien, oncle Colin.
Gerçekten muhteşem, Colin Amca.
Écoute, petit, ton oncle Colin et moi... ça remonte à loin.
Bak ufaklık, amcan Colin'le dostluğumuz eskilere dayanır.
Euh... Ton oncle Colin dit que tu veux être infirmier
Colin amcan hemşire olmak istediğini söyledi... ama pek becerememiş gibisin.
Ton oncle Colin dis que tu es un bon gars,
Colin amcanın dediğine göre iyi çocuksun,
J'ai quitté l'école aujourd'hui et oncle Colin m'a trouvé un job comme portier.
Bugün okuldan ayrıldım ve... Colin amcam bana kapıcı olarak iş buldu.
Mon oncle Colin, a toujours été portier.
Colin Amcam, uzun zamandır kapıcıdır.
T'es amie avec Colin Gray?
Colin Gray'le arkadaş mı oldunuz?
Salut, Colin.
Merhaba Colin.
Colin est vraiment gentil.
Colin çok hoş biri.
Encore avec ton mystérieux Colin Gray?
Yine esrarengiz arkadaşın Colin'le konuşuyordun.
Nous voici réunis pour rendre hommage à Colin Gray, fauché en pleine jeunesse.
Genç yaşında dalından koparılan Colin Gray'i son yolculuğuna uğurlamak için toplandık burada.
Vole, Colin.
Uç Colin.
Colin n'aimerait pas ça.
Colin bunu istemezdi.
Quand ils ont trouvé Colin dans cette maison perdue... il ressemblait à des lasagnes avec des dents.
Colin'i o terk edilmiş evde bulduklarında dişleri olan bir lazanyaya benziyordu.
Il y a eu une grande messe du souvenir pour Colin.
MÜZİKAL Okulda Colin'in anısına kalabalık bir toplantı düzenlendi.
Tu sais à quoi ressemblait Colin Gray?
Colin Gray'in cesedinin neye benzediğini duydun mu?
Elle est vraiment bouleversée depuis la mort de Colin Gray.
Colin Gray'in ölümü onu ne kadar üzdü biliyorsun.
Needy et Colin étaient intimes.
Needy'yle Colin çok yakındılar.
Bonjour, Colin.
- Merhaba, Colin.
Tu crois Colin au-dessus de ça, mais c'est un mec.
Colin'in böyle biri olmadığını düşünüyorsun ama güven bana, o da bir erkek.
- Qui est-ce?
- Kim o? - Colin.
Appelez-moi plus tard.
Colin, daha sonra aramanın sakıncası var mı? Biraz meşgulüm.
Colin a appelé. Il veut qu'on se revoie.
Colin arayıp, tekrar buluşmak istediğini söyledi.
Si tu te fais pas l'amour, pourquoi Colin te le ferait?
Sen bile kendinle seks yapmak istemiyorsan, Colin niye istesin ki?
En retard
Colin Anderson : Biraz gecikirim.
Impossible. Je sors avec Colin.
Colin ile randevum var.
Tu crois que Colin va aimer?
Sence Colin bunu beğenir mi?
Jésus, Colin.
İsa aşkına, Colin.
Salut, Colin.
Selam. Selam Colin.
Attends!
Colin!
C'est Colin.
Ben, Colin. - Aman Tanrım!
Il n'a rien d'un toutou.
Colin asla bir kaltak olamaz.
- Colin.
Buna hazır değilim.