Translate.vc / francés → turco / Consume
Consume traducir turco
341 traducción paralela
Et consume plus qu'aucune flamme.
Alev alev yanar, Yakıp bitiren ateş gibi.
" La curiosité me consume.
" Merakima hakim oIamiyorum.
C'est la dernière chose qui se consume. Allez.
İç kısım daima en son tüketilir.
Consumez-les, ô Seigneur, comme Vous avez consumé Vos ennemis au temps de Jérémie.
Onları yok et, Tanrım, tıpkı Jeremiah'ın zamanında onun düşmanlarına yaptığın gibi.
Le buisson est incandescent mais ne se consume pas.
- Alevler içinde ancak - Çalı yanmıyor.
Je me consume de désir pour toi depuis ton arrivée.
Buraya geldiğinden beri senin için arzuyla tutuşuyorum.
Hurle, ô porte, crie, ô cité, consume-toi de douleur, car un fleuve descendra du septentrion et chacun se ceindra de cilice dans les rues.
İnle ey kapı! Ey şehir, feryat et! Ey Filistinliler, eridiniz baştanbaşa, kuzeyden toz duman yükseliyor.
"451", c'est la température à laquelle un livre s'enflamme et se consume.
Fahrenheit 451 kitap kağıdının yanmaya başlama sıcaklığıdır.
- Qu'elle me consume!
- Öyleyse yak beni.
Le feu consume tout l'oxygène dans ce secteur.
Yangın oradaki oksijeni hızla tüketiyor.
Il se consume.
Ortalığı yakıyor!
À présent, le regard de Werner lui consume l'âme.
Werner'in gözleri, onun ruhunun ateşinden yanmaya başlıyor.
Elle me consume.
Yaşamımı çekiyordu.
La passion, tout feu tout flamme, qui se consume et ne laisse rien.
Alev alev yanıp kendini tüketen ve geriye bir şey bırakmayan ani yangınlar vardır.
Ça se consume presque entièrement.
Tutuşturduğunda neredeyse tümüyle yanar.
Une sorte de plasma consume la troposphère.
Bir tür plazma tepkimesi alt atmosferi tüketiyor.
Une obsession qui le consume et manque de l'anéantir.
Hem de onları bitirebilecek ve neredeyse yok edebilecek bir takıntı.
Celia, ma solitude me consume. Mais votre tristesse est égale à la mienne.
"Celia, yanlızlığım beni tüketiyor, ama görüyorum ki senin mutsuzluğun benimki kadar büyük."
Elle consume notre organisme, détruit nos codes génétiques et nos structures cellulaires.
Vücudu ve genetik kodu yok ediyor ve hücre yapısını bozuyor.
Dormir dans une chambre où l'encens se consume
Güzel ısıtılmış bir odada uyumak.
Elles meurent en pleine gloire, comme le feu et la poudre que leur étreinte consume.
Ölüm olur zaferleri, Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
Ma passion me consume, esclave.
Benim tutkum yakar, köle.
C'est l'histoire du coton à côté du feu, il se consume.
Bu ateşle barutu yan yana bırakmak gibi. Yakıp yok eder.
Membres du jury, cette femme mérite notre pitié pour avoir vécu enchaînée à un géant déchu, consumé par le ressentiment.
Jüri üyeleri, bu kadına mutlaka acımalıyız. Mahvolmuş bir deve zincirlenmiş, korkunç bir kızgınlıkla yanıyordu.
C'est là, ça explose, ça s'enflamme, puis c'est consumé.
Her ne ise, buradadır, parlar, yakar.. .. ve biter.
Je me consume de désir pour lui.
Onu düşünmekten tükendim artık.
Pauvres humains... dont le destin... est d'être consumé... par les cinq passions.
İnsanoğlu her gününü kendi vücudunu yakmak için çabalıyor.
Vous voyez, je me suis consumé pendant huit ans.
Bak, ben sekiz yıl yandım.
Avant même d'en avoir conscience le voilà consumé par la jalousie, piégé entre amour et haine.
Bunu anlayıp mücadele edemeden önce kıskançlıktan deliye döner. Sevgi ve nefret arasında çatışmaya düşmüştür.
Tom, comme Orphée ramenant Eurydice des Enfers, osait à peine regarder en arriére de peur d'être consumé par ses feux.
Tom, tıpkı Eurydice'i cehennemden çıkarmaya çalışan Orpheus gibi nefsini kızıştıran alevlere dönüp bakmamak için kendisini zor tutuyordu.
En son centre, l'oxygène est consumé dans chaque cave, chaque rez-de-chaussée et est remplacé par du monoxyde de carbone, du dioxyde de carbone, et du méthane.
Merkezinde... yere yakın seviyedeki oksijen tükenerek... yerini karbon monoksit, karbon dioksit ve metan gazlarına bırakmakta.
Ne me parle pas de convenance, l'amour consume mon vil esprit.
Böyle konuşma.
Le feu ne consume que le corps.
Yakarak sadece bedeni kül ediyorsun.
Mourir en crachant son sang, consumé par la fièvre...
İnleyerek ve kan kusarak ölmek istemezsin.
Je suis sûr que vous n'avez encore rien consumé.
Henüz yorgun olmadığına eminim.
A ce point, le professeur sembla s'apercevoir qu'il n'avait plus pour son idole une fois l'encens consumé la męme ferveur religieuse qui l'avait dominé jusqu'alors.
Profesör bu noktada şevkini yitirmişti. Saplantısından kaynaklanan aynı esrimenin artık onu egemenliği altına... almaktan ne denli uzak olduğunu çok geçmeden sezdiği anlaşılıyordu.
Allume l'encens. Quand il se sera consumé, l'effet s'arrêtera.
Tütsüyü yakın peki ilaç tütsü formunda yanıp tükendiğinde, etkisi geçer
L'encens est presque consumé.
Tütsü neredeyse bitti
La guérison de ton ami a consumé mes forces.
Ding Yin, Elimden geleni yaptım
Tiens ça! Nous devons la sauver avant que l'encens ne soit consumé.
Tütsü yanıp bitmeden onu kurtarmak zorundayız.
Consumé par votre douleur. Convaincu par vos mensonges.
Kendi acınla kendini tüketiyorsun.
Dès que Steve s'éloigne une nuit, il revient consumé de passion. Ça va aller.
O iyi olacaktır.
Un champ de force contient le feu le temps que l'oxygène se soit consumé.
Kalan oksijen tükenene kadar alevleri içinde tutan bir güç alanı.
Comme elle a consumé votre fils.
Aynı oğlunuzu tükettiği gibi.
Le feu a tout consumé.
- Alevler aşırı sıcakmış.
Le feu, dans sa fureur, a consumé la grande peste.
Ateşindeki taşkınlık büyük vebayı tüketti.
Le tueur a peut-être vécu un drame qui l'a marqué, une perte, qui a consumé sa foi sans la détruire.
Belki katil duygusal olarak dönüm noktası yaşayacağı bir tecrübe yaşamıştır, bir kayıp. İnancını tüketen ama öldürmeyen bir şey.
Tu es tellement consumé par ta vengeance personnelle sur la vie, pour sa cruauté ou ses mystères, que tout revêt une importance trompeuse pour répondre à ta cosmologie mégalomane.
İntikamı için hayatını mahveden gizemleri çözmek için acımasızca yapmayacağı şey olmayan ve bunun yolunda her şeyini yitirmeye hazır.
Consumé par sa haine envers Nicolas et sa famille,
Nikolas ve ailesinden nefret eden
Il a en lui une sorte de poison qui le rend fou... une haine vénéneuse qui a consumé son cœur et sa chair... et l'a transformé en un monstre démoniaque.
İçinde onu delirten bir zehir varmış. Kalbi ve vücudunu tüketen zehir onu şeytani bir canavara döndürmüş.
prisonnier de mes entrailles, ma jalousie me possède et me consume lentement.
Kıskançlıkla beni yavaş yavaş tüketen.