Translate.vc / francés → turco / Cordé
Cordé traducir turco
4,498 traducción paralela
J'ai dû toucher une corde sensible, hein, Fletch?
Canını mı sıktı Fletch?
Si vous cherchez une corde sensible, vous ne tapez pas au bon endroit.
Canımı sıkmaya çalışıyorsan yanlış yerden dem vuruyorsun.
Donar, la corde!
Donar, ipi kes!
La largeur suggère une corde.
- Bağlama izleri. - Genişliği ip olduğunu gösteriyor.
Et le même genre de corde que tu as utilisé - pour l'attacher.
Bu da onu bağlamak için kullandığın ipin aynısı.
La corde, les feuilles de manioc, tout est consistant.
- İp, manyok yaprakları, hepsi eşleşti.
J'étais assis sur la corde.
Ben telin üstüne oturdum.
Voilà la corde, Lieutenant.
Halat nerede?
Et là, tu as usé la corde.
Haklarını sonuna kadar kullandın.
J'ai une corde et la chaise qui va avec.
Bende ip ve sandalye var.
Debout là-bas quand ils mettront une corde autour de mon cou.
İlmeği boynuma geçirirlerken orada olmasını istiyorum.
Bien, Vesalius enroula une corde sur de l'arrière du crane. et la monta jusqu'à la cavité orbitale afin de mettre le corps en position debout.
Vesalius, kafatasının arkasından bir ip bağlamış ve göz çukurları ceseti yukarı doğru ayakta tutar gibi çekiyor.
Qu'est ce qu'il y a avec cette fille aux seins énormes sautant à la corde, faisant sauter ses pompons?
Dışarı da ip atlayan o koca memeli kızın hali ne öyle?
Si ça peut te faire plaisir, j'ai le dos tout brûlé par la corde.
Kendini daha iyi hissedeceksen şunu söyleyeyim benim de sırtımda halat yanıkları var.
Basé sur les bactéries latentes sur la déchirure de la corde, ça a été coupé 16 à 20 heures avant le saut.
Paraşüt ipindeki gözükmeyen bakterilere bakılacak olursa, atlamadan 16 ila 20 saat önce kesilmiş.
Pam, nous savons que le tueur avait la main gauche assez forte pour couper la corde.
Pam, katilin o paraşüt ipini kesebilecek kadar kuvvetli bir sol eli olduğunu biliyoruz.
Nous avons une recherche CSU pour le couteau que vous avez utilisé pour couper la corde du parachute.
Olay yeri birimimiz, paraşütün ipini kestiğin bıçağı arıyor.
Prêt à mettre la corde au cou de Mumbai...
Mumbai'ın boynunu sıkmak için.
Ils n'avaient pas de corde?
Ne, ipleri yok muydu?
Je sais même pas si je vais tirer sur la corde!
Kordonumu hiç çekmeyebilirim de.
Ooh. J'ai touché une corde sensible.
Etkilendim.
Je pilotais un 0-1 bird dog, prenant un grand plaisir sur la corde raide.
0-1 Bird Dog uçurup, tehlikeli şeyler yaparak hayatımın günlerini geçiriyordum.
On va vous laisser faire une petite fête d'adieu, mais ne nous rendez pas la vie plus difficile en vous pendant avec un drap ou une corde de tampon, ou quoi que ce soit que vous aimez fabriquer.
Küçük elveda partinizi yaptıracağız ama sonrasında çarşafla, tampon ipiyle ya da güzel sanatlar ve el sanatlarının sevdiğiniz alanından bir parçayla kendinizi asıp hayatlarımızı daha da zorlaştırmayın.
Deus meus, ex toto corde me paenitet. ( Mon Dieu, je regrette de tout mon coeur )
Tanrım, günahlarım için beni affet...
Je sais que vous avez été sur la corde raide ces derniers temps.
Sn zamanlarda biraz gergin oldugunu biliyorum.
Peter : Ca ressemble à des brûlures de corde.
İp izlerine benziyor.
Tu devras m'enlever la corde quand j'aurai perdu connaissance.
Bayılınca beni indirmeni istiyorum senden.
Et quand j'ai commencé à sangloter de manière incontrôlable, apparemment ça a touché une corde sensible chez pas mal de gens.
Ve ben kontrolsüz olarak zırlamaya başlayınca, anlaşılan bir sürü insanın ilgisini çekmişim.
Pas vraiment une corde compatissante.
Pek şefkatli bir ilgi değil ama.
Si tu montes au grenier pour te suicider, t'emportes une corde, non?
Eğer çatı katına kendinizi öldürmek için çıkıyorsan uzunca bir ip taşırsınız, değil mi?
T'es sûr de vouloir mourir comme ça... suspendu à une corde?
Gerçekten böyle mi ölmek istiyorsun Ray? Bir iple asılmayı?
Tu sais, si on calcule mal le poids, Ray, si la longueur de corde est erronée, même d'1 centimètre, ça différencie une mort lente d'une mort rapide.
Ağırlık yanlış hesaplanırsa Ray ipin her bir santimi yavaşça boğularak veya çabucak boynunun kırılmasında çok büyük önem arz eder.
Je met la corde autour de son cou.
Ben onu bağlayacağım. Yani ilmeği boynuna geçireceğim.
Envois la corde.
İpi yolla.
Il a acheté une corde et une bâche.
Bir ip ve bir muşamba almışsın.
Il a acheté une bâche et de la corde.
O bir muşamba ve ip almış.
Je... Mon Dieu, c'est juste que tous les jours, je sens cette... cette corde qui se resserre autour de mon cou.
Tanrım, her gün bunu hissediyorum boynuma sarılmış ve gittikçe sıkılaşan bağı.
Et lui apprendre le saut à la corde.
Ve ona double Dutch öğretecek biri.
Corde à sauté.
- Double Dutch.
En fait, je faisait référence à Damon et Elena quand j'ai dit ça, et j'ai clairement touché une corde sensible.
Aslında, bunu söylerken Damon ve Elena'yı kastediyordum ama belli ki senin bam teline basmış.
Ceux d'en-haut ont tranché, et ont bien fait comprendre que si ça part en vrille, ce sera toi et moi qui nous balancerons au bout la corde.
Üst kattakiler dağıldı ve işler çirkin bir hâl alırsa infazı engelleyebilecek tek kişilerin bizler olduğunu belirtti.
Je suis sur la corde raide ici...
Burada ipin üzerinde yürümeye çalışıyorum.
Je ne veux pas me passer la corde au cou tout de suite.
İstesem bile buna henüz hazır değilim.
Corde à sauter?
İp atlayan?
Il est toujours en train de presser cette corde à sauter jaune comme si c'était une part de lui ou quelque chose comme ça. Rouge.
O sarı halatı sürekli sıkıyor, sanki onun bir parçasıymış gibi.
c'était une corde à sauter rouge.
Kırmızı bir halattı.
Je vois ma cible à distance, je ressens les variations du vent, j'entends ma corde se raidir... puis je lâche.
Hedefi uzaktan görüyorum. Rüzgardaki değişimi hissediyorum. Yayın gerginleştiğini duyuyorum.
Mon témoignage lui assurera la corde.
O sallanmadan sözlerim onu garantiye alacaktır.
Il n'essaie jamais de toucher la corde sensible et méprise ceux qui le font.
Doğru, hiçbir zaman insanların duygularına hitap etmeye çalışmaz. Bunu yapana da saygı duymaz.
Il ne dormirait pas labourez il a mis une coupe de cuir entre mes lèvres et m'a bondi dans la corde dans rien sauf mes sous-vêtements.
Dudaklarımı kayışla acıtmadan ve iç çamaşırlarımla beni yatağa bağlamadan uyumazdı.
Il te faut de la corde.
Anladım senin ipe ihtiyacın var