Translate.vc / francés → turco / Crisp
Crisp traducir turco
166 traducción paralela
Les pétroles de Baku, les corn-flakes et chewing-gums.
Bakü Petrol transferleri, ve Corn Crisp-Sakız firması belgeleri.
- M. Crisp.
- Bay Crisp.
- Toutes les mains présentes, M. Crisp, monsieur!
- Bütün adamlar burada Bay Crisp!
Le Lieutenant Crisp, qui est responsable de la discipline...
Teğmen Crisp disiplinden sorumlu.
C'était M. Crisp, monsieur.
O Bay Crisp idi efendim.
M. Crisp?
Bay Crisp mi?
- Il a déjà envoyé... ce cher M. Crisp par le fond... dans le but évident de prendre ce navire.
- Az önce Bay Crisp'i denizin derinliklerine gönderdi. Amacı bu gemiyi ele geçirmekti.
Je veux dire, que, votre mise à mort de M. Crisp a été un exemple pour nous tous.
Bay Crisp'i öldürmeniz hepimize örnek oldu.
Monsieur Crisp.
Hey, Bay Crisp.
Super, monsieur Crisp.
Harika görünüyor Bay Crisp. Evet.
Je suis pas un imbécile.
Hey, ben aptal değilim, Bay Crisp.
– C'était Crisp? – Je sais pas.
Crisp mi yaptı?
Manucure?
Manikür, Bay Crisp?
Crisp, je t'arrête.
Crisp, seni tutukluyorum.
Danny a dit à quoi ressemblait la femme de Crisp?
Şimdi, Danny hiç söyledi mi... Crisp'sin karısı neye benzediğini?
Je veux coincer Crisp - depuis 4 ans, et elle relâche mon témoin?
Dört yıldır Crisp'ın peşindeyim, ve benim anahtar tanımı gitmesine izin veriyorsunuz? !
Elle balancera Crisp.
Crisp'i hal edecek. Bunu garanti ederim.
Monsieur Crisp restera en détention jusqu'à son procès.
Bay Crisp, davanızın görülmesine kadar, hapse geri iade edileceksiniz.
Trouvez la femme de Crisp. On classe son dossier si elle accepte de témoigner.
Crisp'sin karısını bulun ve ona karşı şahitlik için... ona dokunulmazlık teklif edin.
Elle trouve le gamin. Vous, la mère et le fric. Et Crisp ira faire des plaques d'immatriculation.
O çocuğu bulacak, sen anneyi ve parayı, ve Crisp hayatını ruhsat kaplamakla geçirir.
Ses aspirations : voyager, connaître la vie - et rencontrer des gens intéressants. Comme Crisp?
Onun tutkusu "Gezmek, hayat tecrübesi, ve ilginç insanlarla tanışmaktı."
C'est le portrait craché de Crisp. Regardez.
Dinle, o Crisp için ölü bir çan çalan.
– et sa mère n'ont aucun lien...
Crisp'le alakaları olmadığını.
– Avec Crisp. Je sais.
Onu ben de buldum.
Dites à Kimble que son témoin est mort.
O'Hara ve Kimble'la tanıklarının öldüğünü söyleyin... Crisp artık serbest.
Crisp va être libéré. Qu'ils ramènent leurs fesses!
Onların burada olmasını istiyoruz.
Foutaises! Qu'ils disent à la femme que Crisp sait où elle est.
Onlar karısına, Crisp'in geleceğini... ve onu nerede bulacağını bildiğini söylesin.
Salazar te fait dire ça : Si Joyce est la femme de Crisp, elle doit dire où est l'argent, ou la police ne la protège pas.
Salazar dedi ki eğer Joyce Crisp'in karısı ise, bize paradan haberdar etmesi lazım... yoksa polis korunması ona sağlanmayacak.
Crisp sait où vous êtes.
Crisp senin nerde olduğunu biliyor.
L'autre, c'est l'administrateur, M. Crisp.
Diğeriyse yöneticimiz Bay Crisp.
Et voici M. Crisp.
- Bu da Bay Crisp.
M. Crisp, je m'appelle Mary Clarence!
Bay Crisp, benim adım Mary Clarence.
M. Crisp a raison.
Bay Crisp haklı.
M. Crisp, bravo pour cette excellente analyse.
Bay Crisp, yaptığınız durum değerlendirmesi için... - sizi kutlamak istiyorum.
Le père Maurice et M. Crisp vont les retirer de la compétition.
Peder Maurice ve... Bay Crisp, onları yarışmadan çekmeye geldi.
Le père Maurice et M. Crisp sont à sa recherche.
Evet, Peder Maurice'le Bay Crisp şu anda onu arıyor.
Ils parlaient du système de ventilation...
Pek anlayamadım ama Bay Crisp, havalandırma sistemi konusunda...
Nous devons tout à M. Crisp.
- Aslında Bay Crisp yaptı.
L'idée était de lui?
- Bu Bay Crisp'in fikri miydi?
Il y a sûrement un lycée à haut risque dans l'archidiocèse où M. Crisp pourrait exercer ses talents peu ordinaires!
Yönetim kurulunun Bay Crisp gibi birini kullanabileceği yerler olmalı. O kadın..
Allez dans la voie de Dieu, M. Crisp!
Tanrıya emanet ol Crispy.
- et le sergent Crisp ont commencé avec moi durant "Tempête du Désert".
İkisi de Çöl Fırtınası harekatında benimle birlikteydi.
Sergent Crisp!
Çavuş Crisp,
- M. Crisp, je cherche une échelle.
- Bay Crisp. Portatif merdiven bakıyordum.
Je vous présente ma fille, Sophie.
- Bay Crisp. İşte kızım, Sofie.
- Ravi de vous rencontrer Mme Crisp.
- Evet. Tanıştığıma memnun oldum.
Ils ont relâché Crisp.
- Kahretsin.
Il peut débarquer n'importe quand.
Crisp'i bu sabah serbest bıraktılar.
M. Crisp!
İçerideler galiba.
M. Crisp!
Bay Crisp.
Le Cap. Hendrix
Aynı şekilde Yüzbaşı Hendrix, Silahtar Çavuş Crisp için de.