Translate.vc / francés → turco / Cérébro
Cérébro traducir turco
62 traducción paralela
Cliniquement c'est cardiaque ou cérébro-vasculaire, mais en réalité ces pauvres enfants meurent de vieillesse.
Teoride, kalp ya da beyindeki hastalıklar ama aslında çocuklar yaşlılıktan dolayı ölüyor.
Il me reste un mois à vivre, je souffre d'une maladie cérébro-vasculaire rare.
Bir beyin hastalığı yüzünden ölmeden önce, bir aylık ömrüm var.
J'aimerais vous faire un scanner cérébro-cortical.
Ve bende, üzerinizde kortikal tarama yapmak istiyorum.
Préparez-la pour un scanner cérébro-cortical.
Kes, Kaptan'ı kortikal tarama için hazırlayabilir misin?
Cause de la mort : Collapsus cérébro-vasculaire.
Ölüm nedeni--beyin işlevinde büyük bir çöküntü.
Bienvenue dans Cérébro.
Cerebro'ya hoş geldiniz.
Utilisé Cérébro?
Cerebro kullandın mı?
Le virus agit comme une méningite cérébro-spinale. ll attaque le cerveau.
Virüs beyne saldırarak sanki beyin ve omurilik menenjiti gibi davranıyor.
Le virus agit comme une méningite cérébro-spinale. Il attaque le cerveau.
Virüs beyinsel menenjit gibi hareket edip, beyne saldırıyor.
J'ai essayé de le repérer avec Cérébro mais ses déplacements sont imprévisibles.
Cerebro ile izini bulmaya çalıştım ama hareketleri açıklanamaz biçimde değişken.
J'aimerais discuter une dernière fois de la maison de Xavier et de la machine du nom de Cérébro.
Son bir konuşma istiyorum... Xavier'nin inşa ettiği ev hakkında.. ve Cerebro denilen makine.
Grâce à Cérébro, je suis connecté avec eux, et eux, avec moi.
Cerebro aracılığıyla onlara bağlıyım, onlar da bana.
On va utiliser Cérébro.
Cerebro'yu kullanacağız.
s'emparer de Cérébro.
Cerebro'yu alacaktı.
Lorsque Cérébro fonctionne, Charles est mentalement connecté au monde entier.
Cerebro çalışırken Charles'ın beyni her insanla bağlantıda.
Comment Stryker savait-il où trouver Cérébro?
Her şeyden önce, Stryker Cerebro'yu bulacağı yeri nasıl öğrendi?
On sait qu'il y construit le second Cérébro, mais on ignore où elle se trouve.
İkinci Cerebro'yu orada yapı - yor ama yerini bilmiyoruz.
Rassemblez vos hommes et retrouvez-moi devant Cérébro.
Adamlarını topla, Cerebro'da beni bul. Siz!
Cérébro.
- Cerebro.
On va les chercher et on vous rejoint au Cérébro.
Biz çocukları alıp seninle Cerebro'da buluşuruz.
Cérébro...
Cerebro...
Magnéto a modifié Cérébro.
Magneto Cerebro'yu çevirmiş.
Son esprit est connecté à Cérébro.
- Hayır. Aklı Cerebro'ya bağlı.
Vous devez immédiatement arrêter Cérébro.
Cerebro'yu durdurmalısınız, hemen!
- Liquide cérébro-spinal dans les oreilles.
- Kulaklardan serebrospinal sıvı geliyor.
Il doit être dans le coma pendant deux semaines, jusqu'à ce que les plus hauts niveaux d'anticorps antirabiques apparaissent dans son fluide cérébro-spinal.
Serebrospinal sıvıda kuduz antikorları artana dek iki hafta komada kalması gerekiyor.
Le patient souffrait d'un fort taux de protéines dans son fluide cérébro-spinal.
Serebral omurilik sıvısındaki protein seviyesi çok yüksekti.
Et quelle quantité de liquide cérébro-spinal avez-vous drainé?
Ne kadar spinal sıvı akmış?
Et quand ils l'ont emmené au vétérinaire, il leur a dit que plutôt dans la journée, il avait appris une procédure expérimentale appelée une cérébro-xénogreffe canine / testudine.
Ve onu veterinere götürdüklerinde veteriner onlara sabahın erken saatlerinde, köpek / lumbağasal cerebral zenigrafi denen deneysel bir yöntem öğrendiğini söylemiş.
Apparemment, une complication courante due à la cérébro-xénogreffe canine / testudine.
Görünüşe göre, köpek / lumbağasal cerebral zenigrafi'de çok yaygın bir karışıklık yaşanıyormuş.
Douleurs cérébro-vasculaires, sans doute une pyélo.
Serebroveskular olayı hassaslığı var, muhtemelen piyelonefrit.
C'est un épanchement de liquide cérébro-spinal dans votre cerveau.
Beyninizde beyin omurilik sıvısı birikmesi.
Alors, qu'est-ce que tu dis? Que les extraterrestres veulent venir ici pour boire notre liquide cérébro-spinal?
Demek istediğin uzaylılar aşağıya indiler çünkü bizim vücut sıvımızı mı içmek istiyorlar?
Si les extraterrestres sont assez avancés pour aller plus vite que la lumière... ils peuvent probablement fabriquer du liquide cérébro-spinal.
Eğer, uzaylılar söylendiği gibi ışık hızından daha hızlılarsa muhtemelen vücut sıvımızı da üretebilirler.
Du liquide cérébro-spinal.
- Muhtemelen omurilik sıvısıyla.
Et tout ce temps-là, c'était ton pote cérébro-défoncé qui voulait parler...
Tüm bu zaman boyunca konuşmak isteyen senin beyin özürlü arkadaşındı.
Ils l'ont emmenés à l'hôpital et ils ont découvert qu'elle avait une méningite cérébro-spinale.
Onu hastaneye götürmüşler ve spinal menenjiti olduğunu öğrenmişler.
- Non! Non. En me basant sur les marques d'éclaboussures et la viscosité, je vois des traces de sang, de sang, de fluide cérébro-spinal, de liquide amniotique, du sang, encore du sang...
Sıçramalar ve yoğunluğa bakılırsa kan izleri, beyin-omurilik sıvısı, kan, beyin-omurilik sıvısı amniyotik sıvısı, kan, biraz daha kan...
Quel anticorps est retrouvé dans le fluide cérébro-spinal chez les patients atteint de neuromyélite optique.
Nöromiyelitis optikalı bir hastanın beyin omurilik sıvısında hangi antikor bulunur?
Avec une explosion on a un peu de tout, mais j'ai remarqué que c'était constitué de plus de liquide cérébro-spinal que d'habitude.
Bu patlamada her şeyden biraz var ama... Burada beklediğimden daha fazla beyin omiriliği sıvısı buldum.
Liquide cérébro-spinal qui sort du nez.
Burnundan omurilik sıvısı geliyor.
Bridget vérifie vos dossiers de la nuit dernière, y compris la méningite en isolement sans aucunes maladies dans son liquide cérébro-spinal.
- Bridget, geçen geceki hastalarını soruyor, omurilik sıvısında hiç gerçek mikrop bulunmayan menenjit de dahil.
Oui. Voilà pourquoi ton liquide cérébro-spinal ne peut être transfusé.
Bu yüzden senin sıvın aktarılamadı.
On inonde ton hypothalamus avec de l'hydrogel, il imite le liquide cérébro-spinal presque à la perfection.
Hipotalamusuna hidrojel sürüyoruz neredeyse mükemmel bir şekilde beyin-omurilik sıvısına benzer.
Pas de liquide cérébro-spinal dans l'oreille.
- Tamam. Kulaktaki omurilik sıvısı temiz.
Alors, vous avez eu ce qu'on appelle un accident vasculaire cérébral qui a endommagé le tronc cérébral qui ne fonctionne plus.
Bizim "Cerebro vascular" dediğimiz bir kaza geçirdin. Beyni besleyen kan damarı tıkanıklığı.
Je l'appelle Cerebro.
Ona "Cerebro" adını verdim.
Et Cerebro est inutilisable.
Sanırım Cerebro'yu kullanman olanaksız.
Vous avez vu ce que je viens de faire au Cerebro?
Cerebro'da ne yaptığımı gördün.
Tu as peur. Le Cerebro le ressent.
Korkuyorsun ve Cerebro bunu biliyor.
Ce n'est pas une sicario. C'est une cerebro.
O beyin, bir katil değil.