English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Dag

Dag traducir turco

32,171 traducción paralela
Si les revenants s'enfuient, ils se disperseront à travers le monde, dans un déluge de meurtres, enlèvements, pillages.
Hortlaklar kaçarsa dünyanın dört bir köşesine dağılıp tecavüz, cinayet ve yağma fitilini ateşleyebilirler.
Quand ils reviennent, il faut créer une diversion.
Geri döndüklerinde dikkat dağıtacak bir şey yapmalıyız.
Il y a une montagne... de plats dans ton frigidaire.
Buzdolabında yenmeyen güveçlerden dağ oluştuğunu.
Si je donnais de l'argent à chaque client insatisfait...
Eğer müşterilerin her memnuniyetsizliğinde para dağıtmış olsaydım...
Ça me fait une distraction.
Dikkatimin dağılmasından memnun olurum.
Les côtelettes d'agneau fondaient dans la bouche.
O kuzu pirzolalar ağızda dağılıyordu, değil mi?
Un type nommé Patches me l'a donné, je l'ai rencontré au Jewish Community Center où les nonnes donnaient des sandwiches.
Rahibelerin sandviç dağıttığı Yahudi Cemaati Merkezi'nde tanıştığım Patches isimli bir adamdan aldım.
Ça ne montre pas qui nous sommes aujourd'hui, qui on veut être dans le futur, si on enlève toutes les distractions et qu'on se tient devant un prêtre, aux yeux de Dieu, et qu'on se consacre à nous?
Şu an kim olduğumuz, gelecekte kim olacağımız her şeyi anlatmıyor mu? Bütün dikkatimizi dağıtan şeyleri geride bıraksak bir memurun önünde dikilip Tanrının gözü önünde yapsak bunu?
C'est une distraction.
Dikkat dağıtmaktan başka işe yaramıyor.
Earl, as-tu appelé ton cousin, le fournisseur d'alcools pour qu'on ait une réduction?
Earl, likör dağıtıcısı olan kuzeninle indirim için konuştun mu?
L'idée que l'homme devant le feu est le leader de la communauté, qui fournit de bonnes choses au groupe, existe autour du barbecue.
Ateşin önündeki bir adam toplumun lideridir. Ve gruba güzel şeyler dağıtması mangal sayesinde mümkündür.
Dispersez-vous!
Dağılın!
Tout sombre dans le chaos!
Burası tamamıyla dağılıyor!
Non, Léon elle essaye juste de te distraire.
Hayır Leon. Sadece dikkatini dağıtmaya çalışıyor.
Dispersées.
Dağınık.
Distrayez-moi quand j'ai 240 V entre les mains.
- Tabiki. Ellerimin arasından 240V geçerken neden dikkatimi dağıtmayasın.
Au moins, je ne débarque pas avec une plaie par balle et une liasse de billets volés.
En azından ben burayı pompalı mermileriyle ve bir tomar çalıntı parayla dağıtmayacağım.
Je suis troublée. J'avais compris que la Milice était un groupe radical que vous avez aidé à dissoudre.
Şimdi kafam karıştı çünkü milis kuvvetlerin sizin dağılmasına sebep olduğunuz bir radikal grup olduğunu biliyorum.
J'ai perdu le fil et j'ai manqué ma sortie.
Dikkatim dağılınca çıkışı kaçırdım.
Je vais en bas Pour dire au livreur qu'il peut tout avoir pour dire qu'il n'a pas livrer avant les deux prochaines heures.
Dağıtıcıya 2 saat daha ulaştırmadığını söylemesi karşılığında istediği kadarını almasını söylemek için aşağı iniyorum.
Mais ma mère fait partie de ces gens qui digressent en permanence.
Sorun şu ki annem sürekli konuyu dağıtan insanlardan biridir.
Nous avons appris que vous distribuez de la drogue non seulement à vos partenaires de natation, mais on vous connaît aussi comme la fournisseuse des stars.
Öğrendik ki sadece yüzme arkadaşlarına uyuşturucu dağıtmakla kalmıyormuşsun. Bir de yıldızların seyyar hap satıcısı olarak tanınıyormuşsun.
- Élévations diffuses du ST.
S.T. yükselmeleri dağınık.
Pas de distractions, sauf ça.
Bundan başka hiçbir şey dikkatimi dağıtmıyor.
Tu as trouvé un distributeur.
Dağıtımcıyı sen buldun.
La magie a détruit sa famille, à lui aussi quand mon grand-père est devenu le Ténébreux.
Büyükbabam Karanlık Olan olunca, sihir onun ailesini de dağıttı.
Prisonnier?
- Ama her yere dağılmıştı.
Oui. Son nom est Michael Ross, et il...
Her yere dağılanlar bunlar.
T'escaladera le Mont Kilmanjaro si ça te dit.
İstersen Kilimanjaro Dağı'na bile tırmanabilirsin.
Je voulais juste rigoler.
Sadece kafa dağıtmaya çalışıyordum.
Mon agent promet qu'a mon retour, je serais capable de gravir le Mt. Kilimanjaro.
Ama menajerim geri döndüğümde Kilimanjaro dağı'na bile tırmanabileceğimi söylüyor.
Je me rappelle encore cette folle soirée de 2008.
Delano'da 2008'de dağıttığımız geceyi hala hatırlarım.
Tyrod Taylor déchire dans la NFL et TTD déteste les quaterback noirs.
Tyrod Taylor NFL'i dağıtıyor ve TTD siyahi oyunkurucuları sevmediğini söylüyor.
- Aucune distraction.
- Dikkat dağıtmaca.
Je fixais le Mont Everest, et j'étais prêt à grimper. Je suis désolé.
Everest dağına bakıyordum ve tırmanmaya hazırdım.
J'ai été en haut de cette montagne et c'était... exaltant.
Chris, dağın zirvesine çıktım ve gerçekten canlandırıcıydı.
Dis-moi tout!
İhtarname dağıtmaya başlayınca ne kadar büyüleyici olduğunu göreceğiz. Ben güvendeyim.
J'aurais dû aller à ce stupide rendez-vous. Oh que oui, vous auriez dû.
Dağılın!
S'il y avait un Prix Nobel pour les Faucons Milleniums qui tombent en morceaux dès qu'on les prend, on serait les meilleurs.
Eline alınca dağılan Millennium Falconlar için Nobel Ödülü olsa garanti almıştık.
Je vais assomer ce gars
Bu adamın ağzını yüzünü dağıtacağım.
Ensuite je déroute le gaz qui était pour la porte de la salle des coffres, de façon à le répandre à travers le système de ventilation.
- Sonra kasa kapısı için düşünülmüş gazın yönünü değiştiririm yani havalandırma sistemi yoluyla dağılır.
Pas longtemps si tu ne me distrais pas.
- Dikkatimi dağıtmazsan kısa.
Dispersez vous!
Dağılın!
Le Coven a éparpillé là et allé dans cacher.
Oradaki cadı meclisi dağılıp saklandılar.
Tu as cinq secondes avant que je t'arrache ta couverture.
Beş saniyen var sonra o battaniyeyi dağıtıcam.
Il y a sûrement un plus gros plan pour vouloir distraire mon équipe.
Daha büyük bir planı olmalı çünkü ekibimin dikkatini dağıtmak istiyor.
Elle est à une fête, à USC, à se bourrer modérément la gueule.
Şu anda USC'deki bir partide kendini dağıtıyor.
Je voulais vraiment clarifier les choses depuis notre...
Gerçekten sis bulutunu dağıtmak istiyorum, yaşadığımız...
J'ai voulu t'aider.
Bu yüzden konuyu dağıtmaya çalıştım.
Quel est l'écart subliminal du collecteur quantique?
Kuantum dağıtıcısının eşikaltı değişkeni nedir?
Qu'est ce qu'un "Éclateur de temps"?
Zamana Dağıtma nedir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]