Translate.vc / francés → turco / Dans
Dans traducir turco
902,675 traducción paralela
Nous tous qui sommes bloqués dans ce bunker, sommes les rouages que Shepherd a besoin pour rendre possible... le protocole Truman.
- Hayır. O ikinci aşamanın bir parçasıydı. Shepherd, bir hükümetin varisleri olmak için hepimizi bu odaya koyuyor.
Il est de notre devoir de rester dans ce bunker jusqu'à nouvel ordre.
Aksi bildirimde bulunana kadar bu sığınakta kalmanız kesin emirdir.
Nous reprendrons dans trois heures.
Üç saat içinde yeniden buluşacağız.
"Dans le cas où tous les membres de la succession sont décédés, la Continuité de Sous-comité Gouvernemental, ou" COGS ", doit assumer le pouvoir. "
"Devletteki varislerin tümünün ölmesi durumunda hükümetin sürekliliği alt komitesi, yani C.O.G.S., 27 00 : 01 : 01,556 - - 00 : 01 : 03,156 yetkiyi üstlenecektir."
- Mais on est dans un bunker sous-terrain sans armes, et sans téléphones.
- Evet, ama silahsız ve telefon bulunmayan, - bir yer altı sığınağındayız..
Reade parle d'enseignement, et Weller... il sera papa dans quelques mois.
Reade öğretmenlikten bahsediyor ve Weller... birkaç ay içinde baba olacak,
Et cet enfant vivra dans le Colorado, donc...
Ve bu çocuk Colorado'da yaşayacak, bu yüzden...
Et si les attaques d'hier étaient un catalyseur? Pour réunir tous les dirigeants dans la même pièce?
Doğru, ama dünkü saldırılar, tüm liderlerimizi aynı odada bir araya getirmek için bir katalizör olsaydı?
Je connais quelqu'un dans votre ligne de travail
Hm, senin işkolunda birinin bileceğini düşündüm.
Le CL-20 utilisé dans les attaques d'hier porte les mêmes caractéristiques chimiques que le combustible que votre compagnie vend.
Dün yapılan saldırılarda kullanılan CL-20, şirketinizin yaptığı roket yakıtıyla aynı kimyasal işaretleyiciyi taşır.
La semaine dernière, leur leader a été tué dans un marché qui s'est mal déroulé.
228 00 : 10 : 17,439 - - 00 : 10 : 18,977 Sandstorm hakkındaki bütün bu bilgiyi FBI'ın nasıl paylaştığına benzer gibi mi demek istedin? Geçen hafta, liderleri kötü bir anlaşma yüzünden öldürüldü.
- Dans le bâtiment. Je sais, je travaille là.
Biliyorum, burada çalışıyorum.
Tu devrais partir dans un endroit amusant.
Eğlenceli bir yere gitmelisin.
Je n'ai pas besoin d'être dans l'espace.
İyi, Uzayda olmam gerekmiyor.
Cacher sa marchandise dans quelques chose de différent. Comme emballer de l'héroïne dans du café moulu.
Eroini kahve telvesine saklamak gibi, sende şakalarını başka bir şeyde zulala?
Il y a un moyen de cloner la balise et envoyer le planeur dans l'océan?
Bu güdümlü sinyali klonlayabilmemiz ve planörü okyanusa gönderebilmemizin bir yolu var mı?
Ceci limiterait les retombées et empêcherait une partie d'entrer dans l'atmosphère.
Bu, serpinti alanını sınırlar ve bir kısmının atmosfere girmesini önler.
Zapata, je viens de tourner dans Ward.
Zapata, şimdi Ward'a döndüm.
Je vais éteindre à la fin, mais je vérifierais dans 90 secondes.
Sonunda sizi kapatacağım, ancak 90 saniye içinde tekrar kontrol edeceğim.
C'est pourquoi je te voulais dans notre nouveau gouvernement.
Bu yüzden seni yeni hükümetimiz için istedim.
Si tu ne la trouves pas dans les deux minutes qui suivent, le planeur passera la sécurité.
Önümüzdeki iki dakika içinde bulamazsan, o planör tehlike sınırını geçer.
Chacun de vous dans cette pièce, vous avez tous fait votre possible.
Bu odadaki her kişi, hepiniz bunu mümkün kıldınız.
Ça nous donne un moyen de se battre contre toutes les ordures qui s'accumulent dans ce monde.
Bu dünyada birikmiş tüm çöplerle mücadele etmenin, bir yolunu sunuyor.
Je vois encore de l'envie dans tes yeux.
_
Ne retourne pas dans les montagnes.
Dağa doğru dönme.
Tandy, Jasper s'est retrouvé dans ta bibliothèque personnelle.
Tandy, Jasper kendini beğenmiş kütüphanene girdi.
que je puisse annuler ce que tu as vu dans cette vidéo.
Gördüğün şeyleri geri alabileceğimi Bu şehvetli videoda.
et, euh, le met dans le "mm" de l'abeille.
Ve, uh, uh, koyar Arı "hmm"
Est-il dans le caveau d'Al Capone, ou il parle à un Sasquatch et un yéti au fond du Loch Ness?
Ya da bir Sasquatch ve bir yeti konuşurken Loch Ness gölünün dibinde mi?
Jour du Drapeau, Toyota-thon, toutes les joyeuses occasions réunies dans un assortiment festif.
Bayrak Günü, Toyotathon, Şimdiye kadar yaşadığınız her sevindirici olay Sadece bir şenlikli smorgasbord içine yuvarlandı.
Elle répète pour le rôle principal dans une production de l'Exorcisme d'Emily Rose.
Ah, o ünvan rolü için provalar yapıyor. Emily Rose Exorcism'in sahne prodüksiyonunda.
Mince, j'ai laissé mon arme dans la voiture.
Ateş, silahımı arabada bıraktım.
Dans la Déclaration d'Indépendance, il est écrit :
Bağımsızlık Bildirgesi'nde şu şekilde yazılmıştır :
Elle est dans une sorte d'état végétatif.
Hiç konuşmayacak mı diye merak etmeye başlıyorum.
Maintenant, nous unissons vos âmes, comme vous l'avez fait pour votre pénis et vagin à plusieurs reprises dans cette belle chanson.
Ve şimdi, ruhlarınızı birleştiriyorsunuz, Penisini ve vajinayı yapmana çok benzer O güzel şarkıyı o kadar çok defa.
Tant de moments puissants... beaucoup trop pour aller dans les détails, vous savez.
Çok güçlü anlar... Ayrıntılara girmek için çok fazla şey biliyorsun.
Le col de l'utérus est souvent dans mon esprit ces derniers temps, comme je suis sur le point d'accoucher notre enfant de l'utérus splendide de Carol.
Serviks şu an aklımda yoğun bir şekilde, Ben çocuğumu teslim etmek üzereyim Carol'un güzel rahminden.
Dans la famille.
Saçma doktor ailede.
Ouais, dans le placard.
Evet, dolapta.
Ma première fois ne se fera pas dans un placard sale.
Bak, ilk kez bazı kirli dolapta olmayacak.
Tu as déjà eu une cuillère dans ton derrière?
Hiç kaşıklarını kıçına koydun mu?
Je sais que tu es dans une position difficile, mais ça doit être fait.
Zor bir pozisyonda olduğunu biliyorum. Ancak bunun yapılması gerekiyor.
Et ce qui est triste dans tout ça c'est que je sais que tu aurais fait mieux qu'elle.
Ve üzücü olan şey Daha iyi bir iş çıkardın biliyorum.
Tu ne m'as jamais vu dans une salle d'opération, mais je t'y ai vue une fois, et ça ne c'est pas bien passé.
Beni bir ameliyat odasında hiç görmedin, Ama sizi birinde gördüm ve iyi gitmedi.
Certaines personnes dans cette,... certaines personnes dans cette,
Bu bazı insanlar, ah bazı insanlar da, uh...
Il a été porté à mon attention que certaines personnes dans cette pièce doutaient de mes compétences en tant qu'obstétricien.
Bu odadaki bazı insanların dikkatimi çekti. Yeteneklerime inanma Bir doğum uzmanı olarak.
Entre mes mains il y a des gants, mais en une question de secondes dans ses gants il y aura des mains.
Ellerimde eldiven var, Ancak birkaç saniye içinde bu eldiven eller olacaktır.
Certaines personnes dans cette pièce...
Bu odadaki bazı insanlar...
Shepherd a passé les séfenses du DHS et essayer de faire progresser son chemin dans six autres immeubles fédéraux avec des explosifs, comme elle a fait ici.
Uh... uh, Shepherd DHS savunmasını geçersiz kıldı, aynen burada yaptığı gibi, patlayıcılar sayesinde diğer altı Federal binayı zaptetmeyi denedi. denedi mi? Mesajı vermek için ulusal güvenliğin, diğer 4 saldırıyı durdurmasını göze aldı,
C'est notre devoir de rester dans ce bunker jusqu'à l'avis contraire, en préparation pour le protocole Truman, par ordre du président, nous devenons nous-mêmes les successeurs du gouvernement des E-U.
Teşekkürler. Her şey bu. Ne?
Elle est dans un état second.
Birazcık sisli bir aşamadadır. Dozu üzerine tahmin etmem gerekiyor.