Translate.vc / francés → turco / Desolée
Desolée traducir turco
63,991 traducción paralela
Je suis désolée. Vraiment désolée.
Üzgünüm, T. Çok üzgünüm.
Jean-Baptiste, je suis désolée.
Jean-Baptiste, çok özür dilerim.
Désolée, mais Rajan n'est pas ici.
Üzgünüm ama Rajan burada değil.
Je suis désolée.
Çok üzgünüm.
Désolée, on ne sert pas de lait.
Özür dilerim, efendim Süt buraya getir.
Désolée. Excusez-moi.
Özür dilerim, özür dilerim.
- Désolée.
Üzgünüm. - Üzgünüm.
- Désolée, Chang.
- Kusura bakma Chang.
Désolée...
Pardon.
Désolée.
Kusura bakma.
Excusez moi, désolée... Excusez moi..
Affedersiniz, özür dilerim.
Je suis désolée.
Özür dilerim. Özür dilerim, özür dilerim.
- Impossible. Désolée.
- Orada kalman gerek, çok üzgünüm.
Désolée.
- Üzgünüm.
Désolée, impossible.
Üzgünüm, imkansız.
Mon dieu, je suis désolée.
Tanrım, çok üzgünüm.
Je suis vraiment désolée pour le parc... et de t'avoir menti.
Parkta olanlar için gerçekten üzgünüm... ve sana yalan söylediğim için.
Je suis désolée d'avoir dû te frapper.
- Sana vurduğum için üzgünüm.
Désolée si ce n'est pas le moment.
Kötü bir zamanda geldiysem kusura bakma.
Je suis désolée. Je ne sais pas pourquoi je te dis ça.
Pardon, bunları niye sana anlatıyorum bilmiyorum.
Je suis désolée. Norman devra probablement te tuer. Je ne peux pas le faire.
Üzgünüm, Norman'ın muhtemelen seni öldürmesi gerekir.
Je suis désolée, mais je l'ai fait pour toi plus d'une fois.
Üzgünüm ama ben senin için bunu yaptım, birden fazla kez.
Désolée que ça ait eu lieu sous tes yeux, chez toi.
O olay, hemen gözünün önünde yaşandığı için üzgünüm.
- Désolée.
- Affedersin.
Désolée, Alison, ce ne sera plus toi.
Affedersin Alison ama buna alış.
Désolée de m'être énervée tout à l'heure.
ÖFKELENDİĞİM İÇİN ÜZGÜNÜM
Désolée, je...
Özür dilerim, ben...
Je suis désolée.
Üzgünüm.
Désolée de ne pas t'avoir dit d'emmener la fille, mais je suivais les ordres, Bellamy.
Kızı da getirmeni söylemediğim için üzgünüm ama benim de dinlediğim emirler vardı.
Désolée.
- Pardon.
- Désolée, on a pas pu venir te chercher.
- Üzgünüm, seni alamadık.
Désolée, je n'avais pas ton œil d'artiste pour me conseiller.
Tamam, üzgünüm, sanatsal zevkin bana tavsiye vermek üzere yanımda değildi.
Désolée que papa n'ait pas pu assister à ton coming-out de lesbienne.
Lezbiyenliğini açıklama partin için babamın burada olamamasına üzüldüm.
Désolée.
Üzgünüm.
- Désolée.
- Üzgünüm.
- Oh, désolée.
- Affedersin.
- Désolée, il a du travail.
- Üzgünüm, işler.
Je suis désolée... de ne plus être une personne pour vous.
Özür dilerim... Artık bir insan olmadığım için.
Je suis désolée, on ne peut pas te prendre avec nous maintenant.
Özür dilerim, şu anda gerçekten seni yanımıza alamayız.
Désolée si ce que j'ai dit t'a mise dans le pétrin.
Hey, başını derde soktuysam gerçekten özür...
- Désolée, il faut vos cartes d'identité.
- Üzgünüm. Kimlik olmadan servis yapamam.
Désolée. Je m'en allais.
Buradan çıkıyorum aslında.
Je me suis relevée trop vite, désolée.
Ben... Çok hızlı kalktım sadece. Affedersiniz.
Je suis désolée.
Özür dilerim.
Désolée, mais il est bientôt 11 h 30.
Böldüğüm için özür dilerim.
Désolée.
Kusura bakmayın.
Désolée.
- Kusura bakmayın.
Je suis désolée si c'est un choc.
Şok ettiğim için üzgünüm.
Je suis désolée, Annalise.
Çok üzgünüm, Annalise.
Je suis quand même désolée.
Ama hala, üzgünüm.
Je suis désolée.
- Üzüldüm. - Evet.