Translate.vc / francés → turco / Dietrichson
Dietrichson traducir turco
72 traducción paralela
Tu veux savoir qui a tué Dietrichson?
Dietrichson'ı kim öldürdü biliyor musun?
M. Dietrichson est là?
- Bay Dietrichson evde mi? - Kim görmek istiyor?
Pas de porte-à-porte. Je veux lui parler. - C'est pas pour des magazines.
Bakın görüşmek istediğim kişi bay Dietrichson ve dergi aboneliği için gelmedim.
- Il n'est pas là.
- Bakın, bay Dietrichson evde değil.
C'est pour Monsieur.
- Bay Dietrichson'u arıyorlar.
Je suis Mme Dietrichson.
- Ben karısıyım, ne istiyorsunuz?
Assurances Pacific Tous Risques, au sujet de vos voitures.
Pasifik Her Risk. Sigorta Firması. Otomobillerinizin kaskosunu yenileme konusunda, bayan Dietrichson.
Sur le piano, deux photos : Dietrichson et Lola, la fille de son premier mariage.
Piyanonun üzerinde, lüks bir çerçevede bay Dietrichson ve ilk karısından olan kızı Lola'nın resimleri vardı.
Mais je peux te dire que je me foutais des poissons rouges, des polices auto, ou de Dietrichson et sa fille.
İşin gerçeği Keyes, o anda ne balıkları ne kaskoyu, ne de bay Dietrichson ve kızı Lola'yı düşünüyordum.
Pas du tout, madame.
- Hayır, bayan Dietrichson.
Nous vous assurons depuis 3 ans et nous souhaitons continuer.
Üç senedir bay Dietrichson için bu kasko bizde ve sona ermesini istemeyiz.
Jolie chaînette que vous avez là.
Halhalınız ne kadar tatlı, bayan Dietrichson.
- À demain soir, 20 h 30.
- O zaman yarın akşam 8 : 30'da, bayan Dietrichson.
Dans mon bureau, je trouvais un message de Mme Dietrichson.
Ofisimde bayan Dietrichson'un yenilemelerle ilgili telefon mesajını dinledim.
Mais je ne pensais qu'à Phyllis et à cette chaîne sur sa cheville.
Ama Phyllis Dietrichson aklımdan çıkmıyordu bacağındaki halhalın bıraktığı iz de.
- Au revoir, madame.
- Güle güle bayan Dietrichson. - Sorun ne?
J'essayais de me mettre à ta place, quand tu enquêterais après la mort de Dietrichson.
Senin beyninle düşünmeye çalışıyordum Keyes, Dietrichson öldükten sonra soracağın tüm sorulara cevap vermeye çalışıyordum.
C'était sa belle-fille, Lola.
Dietrichson'un kızı Lola'ydı bu.
Vous comprenez que, n'étant pas salarié, vous n'êtes pas couvert par l'État.
Farkında mısınız bay Dietrichson, maaşlı memur olmadığınız için devletin sağladığı emeklilik sigortasından yararlanamazsınız.
L'assurance accident est la plus rentable.
Taksit taksit. Kaza sigortası yapılabilecek en ucuz sigortadır bay Dietrichson.
- À votre aise.
- Nasıl isterseniz bay Dietrichson.
Bonsoir, mademoiselle.
- İyi geceler, bayan Dietrichson.
Voulez-vous signer cela?
- İmzalayacağınız yer şurası bay Dietrichson.
Je serai couvert pour aller dans le Nord.
- Beni kuzeye giderken korusun da. - San Francisco'ya mı bay Dietrichson?
Vous avez joué pour leur équipe de football?
Tam bir futbol okuludur. Oynar mıydınız bay Dietrichson?
Merci, monsieur Dietrichson.
Teşekkürler bay Dietrichson.
Bonsoir.
- İyi geceler, bay Neff. - İyi geceler, bay ve bayan Dietrichson.
Avec plaisir.
Memnuniyetle bayan Dietrichson..
Ça va s'arranger.
- Bir gün herşey yoluna girer, bayan Dietrichson.
J'ai mis un costume bleu marine, comme Dietrichson.
Donanma mavisi bir takım giydim, Dietrichson'un giyeceği gibi..
Je suis allé à pied jusque chez les Dietrichson.
Dietrichson'un evine kadar bütün yolu yürüdüm.
Dietrichson.
Dietrichson.
Je peux aller vous les chercher, M. Dietrichson.
- Ben getiririm zevkle, bay Dietrichson.
- L'affaire Dietrichson?
- Dietrichson davası hakkında mı?
Le dernier à avoir vu Dietrichson.
- Ölmeden önce Dietrichson'u gören tek kişi.
Jackson est allé chercher les cigares de Dietrichson.
Dietrichson puro istemiş, Jackson da puro kutusunu almaya gitmiş.
À son retour, plus de Dietrichson!
Vagona döndüğünde Dietrichson yokmuş.
Sa secrétaire ignorait qu'il était assuré.
Dietrichson'un sekreteri sigortadan haberi olmadığını söylüyor.
D'abord, ça n'a pas marché, sa femme était contre.
Başlangıçta satışı yapamadım, Dietrichson kabul etmedi.
Sommes-nous sûrs qu'il soit tombé?
Dietrichson'un trenden düştüğünden emin miyiz? - Anlayamadım.
Je crois... non, je suis sûr de savoir ce qui s'est passé.
Aslında Dietrichson'a ne olduğunu bildiğimi sanıyorum, hatta eminim.
Merci d'être venue, madame.
Geldiğiniz için çok ama çok teşekkürler bayan Dietrichson.
Il l'a prise quelques jours plus tard.
Birkaç gün sonra yaptırmaya karar verdi, bay Dietrichson.
Ceci n'est pas un interrogatoire, mais nous avons des questions.
Lütfen bayan Dietrichson, sizi sorguya çektiğimizi düşünmenizi istemem fakat bilmemiz gereken birkaç şey var.
Franchement, nous soupçonnons... un suicide.
Açıkçası bayan Dietrichson, biz intihar olduğunu düşünüyoruz.
- Dietrichson.
- Dietrichson'dan bahsediyorum.
Il y a du micmac là-dedans.
Çünkü bu Dietrichson davasında yanlış bir şeyler var.
Lola Dietrichson.
Lola Dietrichson.
Peut-être bien, mais regardons un peu l'affaire Dietrichson.
Ama Dietrichson dosyasına bir bakalım.
Bien sûr, ça aussi.
Tabi ki bayan Dietrichson.
Bien avant d'avoir connu Phyllis.
Phyllis Dietrichson'la tanışmadan çok önce bile.