Translate.vc / francés → turco / Discussion
Discussion traducir turco
4,525 traducción paralela
Discussion productive.
İyi konuşmaydı.
Oui. Sa discussion avec la NASA s'est bien passé.
- Evet, NASA konuşması harika gitmiş.
- Pas de discussion.
- Tartışma bitmiştir.
Vraiment, je ne peux pas poursuivre cette discussion.
Gerçekten, bu konuşmayı daha fazla sürdüremem.
Bonne discussion.
İyi konuşmaydı.
A l'entracte, tu vas m'acheter des MMs et on va avoir une putain de discussion.
Arada, bana MM alacaksın ve kahrolası bir konuşma yapacağız.
Avoir une longue discussion sur les positions, le timing, comment détendre Tom, le mettre dans l'ambiance.
Şöyle uzun uzun konuşmalıyız, pozisyon ve zamanlamayla ilgili. Tom'u rahatlatacak, onu havaya sokacak şeylerden.
Tu coupes toute discussion.
Kesip atıyorsun.
Elle est coincé dans une discussion avec deux investisseurs de Peter.
Peter'ın yatırımcılarıyla konuşmanın ortasında kalmış.
Je lui dirais juste qu'on a eu une discussion sympa et que je dois y aller doucement, et elle n'en saura pas plus.
Muhabbetimizin hoş olduğunu ve bu işleri ağırdan almam gerektiğini söylerim, ruhu bile duymaz.
Ecoute, on va devoir reprendre cette discussion plus tard.
Dinle, buna daha sonra devam etmeliyiz.
- Super discussion.
- TJ'den bahsediyoruz. - Güzel konuşmaydı.
la discussion commençait à porter fruit.
Hayır, hayır. Biz konuşuyorduk. Bir yerlere gelmiştik.
Sensibles, n'importe quelle discussion à leur sujet, même avec le support de la loi, serait un délit d'initié.
Hassas meseleleri, bunların hakkında güvenlik güçlerine bile bahsedersem manipülasyon suçunu işleyeceğim meseleleri.
Tu crois vraiment que le colonel s'en tiendra à une petite discussion?
Gerçekten, Albay'ın etrafta dolanıp muhabbet edeceğini sanıyor musun?
C'est une discussion qu'on aurait dû avoir bien plus tôt.
Bu konuşmayı çok önce yapmalıydık.
Je fais la discussion, tu parles buisness?
Lafı uzatmadan doğrudan iş mi konuşacağız?
Bon écoute, on peut se disputer si tu veux, mais pour chaque chose avec laquelle vous n'êtes pas d'accord, bande d'idiots il y aura une surcharge de discussion de 50 $.
Benimle istediğiniz kadar tartışabilirsiniz ama itiraz ettiğiniz her bir satır için ayrıca 50 Dolar ilave bedel ödeyeceksiniz.
Une surcharge de discussion?
- 400 Dolar. - İlave itiraz bedeli mi?
Ca va certainement rendre notre discussion plus facile.
Konuşmamızı kolaylaştırır.
Donc je pense qu'on devrait peut-être avoir une discussion avec elle après qu'on l'ai calmé. Je ne sais pas.
Belki de hepimiz sakinleştikten sonra onunla konuşmamız gerekir.
Après discussion avec le major Hewlett, qui comprends votre situation critique on s'est accordé à gracier votre mari à une condition.
Binbaşı Hewlett'la görüştükten sonra. Durumunuza sempatisi vardır ayrıca. Tek şartla kocanızı bağışlamaya karar verdik.
Ne t'inquiète pas trop en ce moment mais toi et moi devons avoir une discussion sérieuse sur elle.
Şimdi bunun için çok endişelenme, onun hakkında ciddi ciddi konuşmamız gerek.
Harvey, il est temps que toi et moi ayons cette discussion.
Harvey, konuşmamızın vakti geldi.
Quand Daniel et moi avons pris le contrôle de l'entreprise, nous avons eu une discussion à coeur ouvert.
Daniel ve ben bu firmayı aldığımızda, kalp-kalbeydik.
On aura une petite discussion.
- Konuşacağız.
Pas de corps, pas de discussion.
- Harold- - - Ceset yoksa konuşmak da yok!
Je suis sur que tu as entendu la discussion de dissoudre ce groupe d'intervention.
Eminim siz de davayı zorla bırakmayla ilgili bir şeyler duymuşsunuzdur.
Il me tarde que nous reprenions cette discussion.
Tanışmamıza devam etme vaktinin gelmesini dört gözle bekliyorum.
Merci pour cette discussion.
Konuşma için teşekkürler.
Ok, donc tu perdrais la plupart de Jar Jar, la discussion de la route commerciale, et les ennuyeuses auditions du Conseil, qui est comme regarder la C-SPAN avec des monstres.
Tamam, Jar Jar'ın çoğunu kaybettik ticaret yolu diyaloglarıyla sıkıcı senato oturumları da gitti. Zaten Meclis TV'nin canavarlı hâli gibiydi.
Il n'y a aucun discussion, d'aucun genre.
Hiçbir iletişim yok.
On doit avoir une discussion parentale.
Konuşmamız gereken ebeveynlik sorunları var.
On terminera cette discussion plus tard.
Sonra bir ara konuşuruz.
Il faut qu'on ait une discussion entre hommes.
- Evet, biraz erkek erkeğe konuşma zamanı.
Nous avons déjà eu cette discussion, Miller.
Zaten tartışıyoruz Miller.
Fin de la discussion.
Tartışma bitmiştir.
Vous voyez, j'ai eu une discussion avec l'avocat de Michael Scarno. J'ai découvert un lien intéressant entre vous et l'ancien mafieux.
Michael Scarno'nun avukatıyla görüştüm Senin ve eski suç patronunun arasında ilginç bir bağ keşfettim.
Tu étais tellement nerveuse et cette discussion sur le sexe était vraiment bizarre.
Sen gergin ve heyecanlıydın ve seks muhabbeti gerçekten çok garipti.
Tu as réfléchi à notre discussion?
Konuştuklarımızı düşündün mü?
Ravi de cette discussion.
Seninle görüştüğüme sevindim.
Je suis ici pour avoir... une discussion générale concernant mes affaires commerciales.
İş durumlarımla ilgili genel bir görüşme yapmak için geldim.
C'est pas une discussion de travail.
Bu iş konuşması değil.
Avons - nous vraiment une discussion de couple maintenant?
Şu an gerçekten ilişkimizi mi konuşacağız?
C'est triste. Fin de la discussion.
Bitti.
C'est parce que nous avons eu cette discussion juste avant que tu ne meures.
Çünkü biz o konuşmayı yaptık. Tam sen ölmeden önce. İki Alec Sadler.
- On a eu une petite discussion.
- Biraz sohbet ettik.
Explique. J'ai eu une discussion avec lui hier.
Dün onunla biraz sohbet ettim.
Après ma discussion avec Sherrington, je suis allé les voir.
Sherrington'la konuştuktan sonra onlara gittim.
On a déjà eu cette discussion.
Pride, biz daha önce de bu yoldan geçtik.
Bonne discussion, Nick.
İyi konuşmaydı Nick.