English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Dorado

Dorado traducir turco

161 traducción paralela
Comment s'appelle-t-il, Shangri-la?
Neydi adı... Shangri-la? El Dorado?
El Dorado? Sloppy Joe s?
Sloppy Joe's?
Voici Bingo, Gordito et Gato, et Dorado les suit de près.
İşte Pingo, Gordiyo ve Gato geliyorlar. Dorado onun önünde.
Naturellement, comme la plupart dans l'aristocratie cubaine elle fume "El caballero dorado".
Tabii, bir çok Kübalı soylu gibi El Caballero Dorado içer.
TRIBUNAL DU COMTE D'EL DORADO
EL DORADO KASABA MAHKEME SALONU
Il y a de la bagarre à Eldorado.
El Dorado bölgesinde küçük bir çiftlik savaşı.
A Eldorado?
El Dorado mu?
Retourner à Eldorado et défendre votre ami contre McLeod.
El Dorado'ya gidip, McLeod'a karşı dostuna yardım edeceksin.
Mais tu n'iras pas à Eldorado.
Ama sen El Dorado'ya gitmiyorsun.
" A la recherche d'eldorado.
" El Dorado'yu arıyordu.
- On est loin d'eldorado?
- El Dorado'ya ne kadar var?
McLeod, voici J.P. Harrah, le shérif d'eldorado.
McLeod, bu J P Harrah, El Dorado'nun şerifi.
"Ce pays appelé l'eldorado?"
"El Dorado dedikleri yer?"
"Si tu cherches l'eldorado"
"El Dorado'yu arıyorsan."
L'aSSusé, Serge Carmona Bendoiro, a Sonçu le propos de SouSher aveS la mineure Helène Josefa Dorado, de 16 ans et à Set effet, moyennant le mensonge, il l'a Sonduit à son appartement à lui, à Línea et Paseo, Vedado, où il a jouit de la virginité de la fille, Sonnaîsant Sependant que Sette mineure avait des troubles mentales et dons elle ne pouvait pas offrir de résistanSe.
Sanık Sergio Carmona reşit olmayan 16 yaşındaki Elena Dorado'nun zihinsel bir rahatsızlığı olduğunu ve bu nedenle kendisine karşı direnemeyeceğini bildiği halde onunla cinsel ilişkiye girmek maksadıyla onu kandırıp Linea ve Paseo'daki dairesine götürmüş ve aynı yerde bekaretini bozmuştur.
Connaissezvous la jeune femme Hélène Josefa Dorado?
Avukatın sorularını cevaplandırın.
- Repondez en regardant le tribunal. - Oui. - Oui, monsieur.
- Elena Josefa Dorado'yu tanıyor musunuz?
que l'aSussé Serge Carmona Bendoiro, des données sous Sonfirmés, a invité la jeune Elena Josefa Dorado de 17 ans, à se promener dans la nuit le 25 janvier 1962, et qu'au Sours de Sette promenade, ils se sont adressé au logement de l'aSSusé,
Sonra karar açıklandı : Birinci karar : Sanık Sergio Carmona Bendoiro 17 yaşındaki Elena Dorado'yı 25 Ocak 1962 gecesi yürüyüş yapmak için davet etmiştir.
à Línea et Paseo, où ils ont fait des actes Sharnels Selon le test pratiqué, il n'est pas justifié que Hélène Josefa Dorado présente des symptômes de déséquilibre mental
Linea ve Paseo'daki sanığın evine giderek orada da cinsel ilişkiye girmişlerdir.
Ni qu'elle était privée de la raison ou des sens lorsqu'elle faisait les dites actes Sharnels. Deuxième résultat : Le Ministère FisSale a soutenu
Test sonuçlarına göre Elena Dorado'da herhangi bir zihinsel bozukluk saptanmamış olup yukarıda bahsi geçen olayın gerçekleştiği sırasında hareketlerinin tümüyle bilincinde olduğu ispat edilmiştir.
La course d'El Dorado approche.
Bak, El Dorado geliyor.
Bon. Elle est à lui. Mais il me laisse la conduire dans l'El Dorado.
Tamam araba onun, ama onu El Dorado'da sürmeme izin vermeli.
Et nous voici à Virginia City, le point d'arrivée de la course.
Ve şimdi burada Virginia City'de, El Dorado'nun ilk günü için son nokta,
En nous tournant vers l'ouest, à tout moment, nous devrions voir apparaître la voiture qui va compléter la première moitié de l'El Dorado, la ruée vers l'or.
Hepimiz batıdan görünen yola bakıyoruz. Ve aslında şimdi her an, El Dorado'nun ilk yarısını... altın yarışını tamamlayacak arabayı görüyor olmamız gerek.
Nous serons de retour à l'El Dorado demain matin à 7 h 30 pour vous présenter la seconde et dernière manche à Yosémite.
Ama yarın sabah 7 : 30 da sizi Yosemite Vadisine geri giden... ikinci ve son etabın başlangıcına getirmek için El Dorado'ya döneceğiz.
Ce matin, la seconde et dernière manche de l'El Dorado.
Pekala, bu sabah, El Dorado'nun ikinci ve son etabı.
Un eldorado urbain, où l'homme d'affaires d'aujourd'hui peut trouver les outils de demain dans le confort d'hier.
Bu kentsel El Dorado, günümüzün işadamlarına dünün rahatlığında yarının tesislerinin keyfini sunuyor.
Après que les Espagnols eurent conquis et dévasté l'Empire Inca, les Indiens durement opprimés inventèrent la légende... d'un royaume d'or, l'El Dorado. Sa situation prétendue était dans les marécages impénétrables des affluents de l'Amazone.
İnka İmparatorluğu'nun, İspanya tarafından fethi ve yağmalanmasının ardından Kızılderililer "El Dorado" efsanesini yarattılar Amazon nehrinin memba kesimlerindeki bataklıklarda bulunan, bir altın diyarını.
Ils auront pour tâche de trouver... des vivres et de se renseigner... sur la situation exacte de l'El Dorado... et sur la présence d'lndiens hostiles.
Bu kişiler yiyecek sağlamanın yanı sıra, düşman Kızılderililer ve El Dorado'nun yeri hakkında istihbarat sağlayacaklar.
Du moment que ça nous rapproche de l'El Dorado.
El Dorado'ya yaklaştığımız sürece, bu kimsenin umurunda olmaz.
A ta place, nous proclamons le noble chevalier de Séville, Don Fernando de Guzman, empereur de l'El Dorado.
Yerine Sevillalı asilzade, Don Fernando de Guzman'ı El Dorado İmparator'u ilan ediyoruz.
Brisons nos liens avec l'Espagne et couronnons Don Fernando de Guzman empereur de l'El Dorado.
İspanya ile bağlarımızı yok edelim ve Don Fernando de Guzman'a El Dorado İmparatorluğu tacını takalım.
Sa vie sera épargnée, mais il sera déchu de tous ses droits de citoyen de l'El Dorado.
Hayatı bağışlanacak, fakat El Dorado vatandaşlarına tanınan hakların hiçbirinden yararlanamayacak.
Demande-lui où est l'El Dorado!
El Dorado'nun yerini sor.
L'El Dorado pourrait n'être qu'à quelques journées d'ici.
Belki de, El Dorado sadece birkaç gün uzağımızda.
Même l'El Dorado, jusqu'ici, ne semble être qu'une illusion.
El Dorado bile, bir hayalden öte gidemedi.
En termes commerciaux, une kyrielle de conifères, un eldorado persistant, un trésor de verdure...
Reklam diliyle, bir iğne yapraklı cennet yemyeşil bir El Dorado, ağaç kaplı bir hazine...
qui a été assassiné par les terroristes qui dirigent le quartier de l " El Dorado. Toutes ces bandes de terroristes sandinistes ont rendu les rues de Managua dangereuses.
El Dorado'daki karışıklıkta, teröristlerce öldürülen... değerli muhabir, Sandinista geril - lalarının Managua sokaklarını vatandaşlarımız için cehenneme çevirdiklerinin en acı örneğidir.
Ça, c'est l'eldorado.
Bu El Dorado'nun bir resmi.
Ils arriveront de l'aéroport, prendront El Dorado jusqu'à Gran America.
Havaalanından gelecekler. Aeropuerto El Dorado Caddesi'nden yukarıya ve Gran America'ya kadar.
C'est Mitchum l'alcoolique, dans "El Dorado".
El Dorado'daki Robert Mitchum'du.
L'autre soir à l'El Dorado, un mec a eu une crise cardiaque à la table de craps.
El Dorado'da başka bir gece barbut masasında kalp krizi geçiren bir herif gördüm.
El Dorado!
El Dorado'yu sunuyorum!
Et ils sont pas capables de faire une Eldorado... avec un pare-chocs qui tient?
Tamponu düşmeyen bir El dorado üretemeyeceklerini mi... söylüyorsunuz bana?
Et créèrent Eldorado magnifique et en or
El Dorado'yu yarattı Muhteşem ve altın şehir olarak yücelttiler onu
Eldorado.
El Dorado.
C'est vraiment la carte de l'Eldorado!
Bu gerçekten El Dorado'nun haritası!
EL DORADO LA RUÉE VERS L'OR
Dikkat :
C'est plus Dean Martin dans "El Dorado".
Bu John Wayne'in El Dorado'ki kötü adamları vurdukları sahne değil.
- Dorado?
- Dorado.
Eldorado
El Dorado, El Dorado

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]