Translate.vc / francés → turco / Dresser
Dresser traducir turco
720 traducción paralela
Merci pour ton message à propos du traitre Daimyo, qui avec des doctrines étrangères, veut dresser le peuple contre la sainte figure du Mikado.
Yabancı öğretilerle halkı, Mikado'nun kutsanmış kişisine karşı kışkırtmak isteyen vatan haini Daimyo hakkındaki mesajınız için teşekkürler.
"Maintenant on peut dresser ton bûcher, tu es damnée, maîtresse du démon!"
Şimdi hak ettiğin gibi yanarak ölebilirsin, seni Şeytan'ın lanet metresi. "
Quelque chose va se dresser entre nous.
Aramıza bir şey geliyor.
J'aimerais avoir e temps de e dresser.
Keşke onu eğitmeye vaktim olsaydı.
Si je savais monter à cheval ou dresser des P.V., je le ferais.
Ata binmem ya da trafik cezası kesmem gerekse de işi alırdım.
Mlle Irène veut-elle les sandwiches ici ou dois-je dresser un buffet?
Sizce Bayan Irene sandviçlerin burada servis edilmesini mi arzu eder... yoksa açık bir büfe mi kurayım?
II est temps de le dresser, non?
Boynunu kırmanın vakti geldi, değil mi?
J'ai vu quelque chose qui va vous faire dresser les cheveux.
Demin, küçük dilini yutturacak bir şey gördüm.
Tu arrives à temps pour dresser le couvert.
Neden mi? Sen yorgun doğmuşsun. Hadi bakalım, sofrayı kurma vakti geldi.
Il est comme un cheval qu'on ne peut dresser.
Ehlileştirilemeyen bir at gibi.
Par son ton et ses déniements, il tente de dresser une image détestable de ma conduite.
Sözlerindeki edayla, yadsimalariyla... benim davranislarimi çarpitmaya çalisiyor.
Il peut dresser l'opinion contre nous.
Bize karsi bir hareket baslayabilir.
J'ai commencé à dresser la liste de nos besoins.
En acil ihtiyaçlarımızla ilgili bir araştırmaya başladım.
Là-bas, les bracos, les crapules, les Marceau... on sait les dresser!
Orada Marceau gibi serserilere ne yapacağımızı çok iyi biliriz.
Allez plutôt dresser un 2e couvert à ma table pour mademoiselle.
Bırak onu. Bırak. Gidip, benim masamda bir yer aç.
Je crois que je parviendrais à vous dresser.
Eğer ağzındaki gemin dizginleri elimde olsaydı, seninle başa çıkabilirdim.
- C'est comme dresser un poulain.
- Tay eğitmenin kolay ve zor yolu vardır.
Maté! Viendra un jour où il se fera dresser!
Elbet bir gün dersini alacak.
- Holmes a convoqué la presse... pour les dresser contre Dilg.
- Holmes resim çektiriyor. Dilg'in caniliğini hatırlatıyor.
Tarzan dresser oiseau géant.
Tarzan biliyor. Tarzan dev kuş yakalar.
Pour dresser Pilar contre moi?
Pilar'ı kendime düşman yapmak istemem.
Si Red doit vivre ici il faut le dresser.
Bizimle yaşayacaksa öğrenmeli.
Je veux voir cette cathédrale se dresser.
Burnunun ötesini göremiyorsun.
- On va dresser un procès-verbal, pour la bonne règle, comprenez?
İfade vermeye. İşleri kitabına göre yapıyoruz, tamam mı?
Votre façon de dresser son portrait est vraiment phénoménale.
Adamın robot resmini çıkartmanız gerçekten inanılmaz.
Il n'est pas facile à dresser.
Onu bu işlere bulaştırmak kolay değil.
Je voudrais me dresser et l'acclamer!
Çılgınca eğlenmek istiyorum.
Pour te dresser, vaurien!
Sana bir ders vermek için, kötü çocuk!
Je vais faire dresser la table.
Masayı kurması için birini gönderirim.
" Ce serait dresser une barrière entre nous
"Bu arazilerimizin arasına tel çekmek anlamına gelir."
Il est doué pour dresser les Broncs.
Fazladan bir adama ihtiyacım oldu. Bu da atları ehlileştirmede usta, ama bazen böyle dikkatsiz işte.
Chris vient de dresser un croquant.
Chris bir çiftçiyi benzetti.
Même à dresser les mineurs blancs contre les mineurs mexicains et à récompenser ceux qui trahiraient les leurs.
Onlar işçileri bölmeye çalışıyor bunu Anglos ve Meksika kökenli Amerikalılar arasında yapıyor. Kim kardeşini ödül için satar?
Ils voulaient dresser les mineurs Blancs contre nous.
Anglo madencilerini tekrar bize karşı denediler.
On va le dresser.
Öğrenir. Zor yoldan.
- Tu aurais dû dresser ce chien, petit Eli.
Eğitim görmemesi yazık değil mi, Eli?
Habitants d'Amérique pourront les dresser et domestiquer... pour utiliser à porter fardeaux.
Ve Amerika halkı onları yakalayıp evcilleştirebilir ve yük hayvanı olarak kullanabilir.
Les livres de bord des premiers baleiniers de New Bedford m'ont permis de dresser cette carte.
New Bedford'un ilk balina avcılarının zamanından kalma kayıtlar bana bu haritayı çizmemde yardımcı oldu.
Un seul homme pour se dresser contre un empire.
Bir imparatorluğa karşı tek başına karşı koyacak bir adam.
Nous devons dresser des plans... et organiser une réunion avec Saïto... pour mettre les choses au point.
Planları çizdikten sonra Saito ile toplantı ayarlayıp onu yola sokmalıyız.
Tant qu'à élever une montagne de cadavres... fais-la se dresser le plus haut possible.
Eğer cesetlerden bir dağ oluşturacaksan doruğunu, yapabildiğin kadar yüksekte tut.
Vous l'auriez aidé à dresser son testament.
Ayrıca vasiyetini yazmasına yardımcı olmuş olabileceğinizden bahsediyor.
Eh bien, il a appris à dresser des vaches... il va peut-être apprendre à dresser les femmes.
Sığırlarla baş etmeyi öğrendi belki kadınlarla baş etmeyi de öğrenir.
On peut dresser le camp ici.
Şurada kamp yapabilirsiniz.
Il faut dresser une liste des invités.
Listeyi oluşturmamız gerekiyor.
Il a dû falloir de la patience pour le dresser.
Onu eğitmek, çok sabır istemiş olmalı.
Une fois débarrassé de l'avocat... je saurai dresser mes plans et harceler les gens.
Becerilerim sayesinde kendi savunmamı kendim yürütebilirim.
Oui. Je pourrais vous faire dresser les cheveux sur la tête.
Dişlerimle ilgili tüyler ürpertici öyküler anlatabilirim sana.
Je vais te dresser.
Seni mahvedeceğim.
Faut les dresser, mon vieux!
Onları evcilleştirmen lazım, yoksa seni canlı canlı yerler.
Elle veut te dresser contre cet homme.
Seni kışkırtıyor.