Translate.vc / francés → turco / Drum
Drum traducir turco
83 traducción paralela
La nuit dernière, après six jours de canonnades japonaises incessantes, l'île de Corregidor dans la Baie de Manille, et les forts satellites, Hughes, Drum et Frank, se sont rendus à 23 heures, sur les ordres du Gén.
Dün gece, Bitip tükenmek bilmeyen Japon topçu ateşiyle geçen 6 günün sonunda Manila Körfezindeki Corregidor kalesi... Ve yan mevziler, Hughes, Drum, ve Frank...
CABARET DRUM KIKUZO SEGAWA PROPRIETAIRE
"Ming'li Lai'nin Gece Klübü".
Ce que vous appelez ainsi n'est pas une chambre de torture... mais une salle de récréation.
"The Drum" dediğiniz şey işkence odası değil. Hakikaten de bir dinlenme salonudur.
Je pense mettre Drum Mode dessus. Ca fera une chouette vidéo.
Şu davul olayını da... üzerine eklemeyi düşüyorum... böylece güzel bir video olacak.
On va retirer ces chaises et s'asseoir par terre comme ces gentils Japonais dans "Au rythme des tambours fleuris".
Tıpkı Flower Drum Song'daki hoş japonlar gibi
[Drum Machine Plays Beat]
/ / / / [Drum Machine Plays Beat]
[Boîte à rythme]
[Drum Machine Plays Beat]
Deux paquets de Drum et du bœuf séché.
2 paket Drum ve biraz da sığır salamı.
Roulement de tambours.
Drum rulo, lütfen.
Marjorie joue du steel drum.
Arkadaşım Marjorie davul çalacak.
Envoyer des beats bien lourds, façon Drum and Basse.
Sert ritimlerle, bas davulları birleştiririz.
Drum and Basse?
Bas davullar mı?
- Non, t'as vu comment il joue du drum?
Hayır. Davulu nasıl çaldığını gördün.
Cet argent devait servir à acheter un autre blindé pour la base de Fort Drum.
O para Fort Drum'daki çocuklara ekstra zırh için kullanılacaktı.
Rory a complètement modifié le menu pour la soirée de Fort Drum.
Devam et. Rory, Fort Drum etkinliğinin menüsünü iptal etti.
On va y aller à fond sur le drum n'bass.
Çılgınlar gibi eğleneceğiz.
"pas de fête sans steel-drum".
"Çelik bateriler olmadan parti olmaz." oldu.
Je suis stationné à Fort Drum.
Fort Drum'da görev yaptım.
l'm beating my drum
* Davulumu çalıyorum *
l'll beat My drum
* Çalıyorum * * davulumu *
En premier... Vicellous Drum.
Bir numara, Vicellous Drum.
Il s'appelle Vicellous Drum.
Adı Vicellous Drum.
Tu as déjà bossé pour Drum?
Bu Vicellous Drum'la sık mı çalışıyorsunuz?
- Vicellous Drum.
- Vicellous Drum.
- Qui ça?
- Vicellous Drum kim?
Ce Drum a un problème.
Vicellous Drum'ın bir sorunu var.
Donc vous dites qu'on est tous reliés à ce... Drum d'une façon ou d'une autre?
Yani diyorsun ki, burada olan herkesin bir şekilde şu bilmem ne Drum'la bağlantısı var.
Le type du FBI traquait Drum depuis des années.
Bu konuda haklıysam, FBI ajanı, yıllardır Drum'ın peşindeydi.
Darrien et Weinstein ont bossé pour lui.
Darrien ve Weinstein daha önce Drum için çalışmıştı.
La fille de la Swiss Bank blanchissait son fric.
İsviçre bankası temsilcisi Drum'ın parasını aklıyordu.
Mitchell était son hacker.
Mitchell Wolf, Drum'ın bilgisayar korsanı.
Blythe a pu lui refuser un prêt.
Belki Bay Blythe, Bay Drum'ın kredi talebini reddetti.
Madge a pu l'offenser avec ses charmantes remarques.
Belki Madge ve onun nazik, mükemmel, sıcak üslubu Bay Drum'ı bir şekilde rencide etmiş olabilir.
Nous réunir ici en espérant qu'on s'étripe, c'est nul, surtout venant de Drum.
Bizi bankaya kilitleyip birbirimizi öldürmemizi mi bekledi? Bu çok özensiz bir plan. Hele ki Drum için.
Le type du FBI était le plus dangereux.
FBI ajanı, Drum için en büyük tehditti.
Weinstein roulait pour Drum depuis le début.
Bu doğru. Weinstein baştan beri Drum için çalışıyordu.
Drum les a tués ensuite.
Bu yüzden Drum sonra onu öldürdü.
Il a maquillé la scène mais la découverte de la télécommande m'a mis la puce à l'oreille.
Drum çifte cinayet gibi göstermek için elinden geleni yaptı. Ama Weinstein'in ağzındaki tıklayıcı garip bir şeyler döndüğünün en büyük işaretiydi.
A mon avis, Weinstein l'avait gardée pour empêcher Drum de quitter la banque.
Tahminimce Weinstein, gerçek katil Vicellous Drum'ın bankadan çıkmasını engellemek için tıklayıcıyı ağzında sakladı.
Drum a eu Darrien avec le chalumeau trafiqué.
Sonra Drum, Darrien'ı bozuk bir pürmüzle öldürdü.
Ensuite, il a tué la Suisse.
Drum sonra İsviçreli hanımefendiyi vurdu.
Drum te tuera.
Drum'ın sizi öldürmek için kullandığı bir tuzaktı.
Donc il y a de l'argent mais Drum va tuer tout le monde?
Paranın burada olması önemli değil mi? Vicellous Drum yine de herkesi öldürecek mi?
Je sais pas qui est Drum... mais ne m'approchez pas.
Hanginiz Vicellous Drum'sınız bilmiyorum. Benden uzak durun.
Drum veut éliminer les cibles armées.
Drum'ın planı baştan beri birkaç silahlı hedefi vurmaktı.
celui qui les prend est forcément Drum.
Gözlükleri almaya giden adam Vicellous Drum'dır.
Vicellous Drum.
Vicellous Drum.
C'est Drum, bordel!
Bu, Drum. Lanet olası Drum.
Drum?
Drum?
Là où il y a la Fosse.
The Drum'ın olduğu yer.
- Eh, c'est Fred Belleau au drum...
Davulda Fred BeIIow.