Translate.vc / francés → turco / Duman
Duman traducir turco
3,671 traducción paralela
Et j'avais de la fumée dans la gorge.
Boğazımda da duman vardı.
L'odeur de la fumée et de la mort apportée par les vents jusqu'au cœur de Rome!
Duman ve ölüm kokusu rüzgâr ile Roma'nın kalbine doğru taşındı!
Elle est lourde, fait une fumée d'enfer avec un risque de s'enrayer, ça prend cinq secondes pour recharger.
Ağırdır, ve bir cehennem dumanı yayar ve bir şahmerdanla silahı yeniden doldurmak 5 saniye sürer.
Ça vient de la carbonisation du bois.
Mangal kömürü üretiminden çıkan dumanın yoğunlaştırmasıyla üretilir.
Le temps qu'il le trouve, il était mort cérebralement à cause du pot d'échappement.
Onu bulduklarında egzoz dumanından dolayı beyin ölümü gerçekleşmiş.
Il n'y a pas de fumée sans feu.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Je peux sentir la fumée la nuit mais je suis incapable de me lever.
Gece duman kokularını alabiliyorum ama bedenimi kaldıramıyorum.
Ou sans nuage de fumée autour d'elle.
Yada etrafında duman bulutu olmadan.
Faites sortir le nuage rouge de votre corps.
Kırmızı dumanın içinden çıkmasına izin ver.
Un nuage rouge?
Kırmızı duman?
Tu espérais une disparition dans un nuage de fumée.
Bir duman içinde ortadan kaybolmasını diliyordun.
Je ferai mon plus beau sourire, et je mangerai une belle assiette de merde fumante, sans sel.
Gülümseyen bir ifade takınacağım ve dumanı tüten bir tabak bok yiyeceğim... tuzsuz.
Tu vois cette vapeur?
Şu dumanı görüyor musun?
Et Rebecca Mathis, âgée de 6 ans, est morte d'asphyxie dans l'ambulance l'apportant à l'hôpital
Altı yaşındaki rebecca Mathis ambulans onu hastaneye yetiştirmeye çalışırken.. duman solumaktan dolayı öldü.
Mais là,
Ama sonra, duman kokusu aldı o..
Et tout le monde jette 50 dollars, peut-être même 100 dollars, on pourrait faire quelque chose de génial avec un bon groupe, des machines à fumée.
Herkes 50, bazilari da ne bileyim 100 dolar harciyordur. Eger iyi bir müzik grubu, duman makineleriyle falan güzel bir organizasyon yaparsak.
Donc vous pensez que là où il y a de la fumée, il y a un Eberhart?
- Sen de duman olan yerde Eberhart da vardır mı dedin?
Cette fumée... C'est Speltzer.
Şu duman Speltzer'ın.
Celle qui fume encore.
Hâlâ dumanı tütene.
C'est les vapeurs de nos excréments pour repousser la maladie.
Bu yanan dışkılarımızın dumanı bizi hastalıktan korumak için.
- Et maintenant... Je suis pourchassé par une monstrueuse fumée maléfique qui veut me tuer et tous ceux que j'aime.
- Şimdi ise beni ve sevdiğim herkesi öldürmeye çalışan şeytani bir duman canavarı peşimde.
Si vous n'avez pas trop de temps à perdre, trouvez les matériaux inflammables les plus proches qui feront le plus de fumée..
O kadar vaktiniz yoksa en yakınınızdaki yanıcı şeyleri bulursunuz. Bolca duman çıkartabilecek olanları.
- C'était quoi cette fumée?
- Bir de şu duman neydi? - Ve niçin yaptılar?
- Et pourquoi? Et c'était quoi cette fumée?
- Üstelik o duman da neydi öyle?
La fumée, là-bas... C'est Speltzer.
Şu duman Speltzer'ın.
Là vous avez enfumé la ruche.
Kovana dumanı verdiniz.
Incendies et décharges électriques à la sortie des deux tunnels.
Her iki tünelde de duman ve elektrik arızası var. Yolcuları çıkarın.
Elle buvait, s'est endormie, le détecteur de fumée était défectueux.
Demek içiyordu. Uyuyakalmış. Duman alarmının suçu gibi.
Je ne dirais pas que c'est beau, parce qu'il ya beaucoup de smog, mais...
Güzel olduğunu söyleyemiycem, çünkü çok fazla duman var, ama...
Ce débile doit s'être évanoui à cause de toutes les vapeurs
Mal herif duman yüzünden bayılmış galiba.
La fumée de leur feu Saint me choquerait aussi.
Onların kutsal ateşinin dumanı beni de boğabilir.
Etait-il vivant?
Çok duman vardı. Hâlâ yaşıyor muydu?
S'il vous plait. Cette fumée est un enfer avec mon asthme.
Bu duman astımımı azdırıyor.
- Une fois la fumée dissipée.
- Duman dağıldığında- -
Julie est absente, et on connaît ce thème.
Bu harika. Julie yok ve bu temayı da duman ederiz biz!
Tu peux colmater le poêle. Les bords sont fendus et il fume.
Biraz kille etrafını kapat, çatlaklardan duman çıkıyor.
Je souffle de la fumée, parce que la reine sent encore la peinture.
Şimdi biraz duman üfleyelim. Kraliçe'ye sinen boya kokusunu bastırmak için.
Pendant des mois, elles ont parcouru librement les champs. Soudain quelqu'un arrive, leur souffle de la fumée à la figure, leur pique les caisses, racle les cadres et les bouscule un bon coup. Puis, le couvercle revenu en place, voilà qu'il y a moins de place qu'avant.
Aylarca tarlaların üzerinde azimle uçtular,... şimdi birisi gelip yüzlerine duman sıkıyor,... kovanlarını açıp en güzel peteklerini alıyor,... ve onlara sert davranıyor,... sonra kapağı geri kapatıyor,... ve kovanları eskiden olduğundan daha boş.
Le chef des pompiers de Lakeville est parmi les premiers sur le lieu de l'accident. Il ne s'expliquait pas l'origine de la fumée, car il n'y avait pas d'incendie.
'Olay yerine ilk ulaşan kişilerden biri olan Lakeville İtfaiye şefi,''... hiçbir yangın olmamasına rağmen neden kazanın olduğu bölgede,''... bir duman bulutu olduğunu anlamadığını söylüyor.'
Papa, je sens de la fumée.
Baba, duman kokusu alıyorum.
On va tous prendre un shot et le descendre!
Hepimiz bir yudum alıp ortalığı duman edeceğiz. - Vay...
Je suis chassé par un monstre de fumée maléfique qui veut me tuer ainsi que tous ceux que j'aime.
Beni ve sevdiğim herkesi öldürmeye çalışan şeytani bir duman canavarı peşimde.
Et il m'a parlé d'un esprit fait de fumée qui le poursuivait, qui allait le tuer.
Bir de bir duman canavarının onu öldürmek için kovalayıp durduğunu söyledi.
Art, je vais verser de l'eau bénite sur votre bras. Si vous êtes possédé par un démon, ça va brûler.
Koluna biraz kutsal su dökeceğim eğer şeytan tarafından ele geçirilmişsen duman çıkıp yanacak.
La voiture était enfumée, les gens criaient, pleuraient.
Duman içinde kalmış bir araba, bağıran, ağlayan
Liam, c'est quoi cette fumée?
Liam, o duman da ne?
Tu ne peux pas forcer tes employées à la respirer
Çalışanları duman solumaya zorlayamayazsın.
J'ai juste été enfermé près d'une machine de la mort qui émettait de la fumée.
Sadece duman salan bir ölüm makinesinin yanında kilitli kaldım.
? [bébé qui rit]
Çeviri : Burak Duman Chrysophylaxz Mahmut Akay
Et c'était quoi cette fumée?
- Ya o duman neyin nesiydi?
C'était quoi cette brume violette?
- Getirdiğin o mor duman neydi?