English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Durant

Durant traducir turco

10,094 traducción paralela
Ils ont des fractures similaires aux talons, des blessures semblables indiquant des abus durant l'enfance.
Hatta benzer kalkaneus kırıklarına sahipler. Çocuk istismarına işaret eden benzer yaraları var.
Une fois, j'ai dîné avec la mère de mon ex, et à la fin du repas, elle m'avait étreint plus de fois que mes parents durant toute ma vie.
Bir keresinde kız arkadaşımın annesiyle yemeğe gittik ve yemeğin sonunda bana ailemin ömrüm boyunca sarıldığından daha çok sarıldı.
Des siècles durant, j'ai dansé pour eux, leur chasseuse de sang, leur porteuse d'âmes.
Asırlarca onlar için dans ettim, kan toplayıcı ve ruh taşıyıcıları oldum.
Je l'ai envoyé au loin durant une sombre période, par delà l'océan pour trouver un refuge.
Zor bir zamanda, güvenilir bir yer bulması için onu denizin karşısına yollamıştım.
Durant toutes ces années, c'est toi qui a tout fait.
Bu kadar yıldır gerçek bir iş yapmış olan sadece sensin.
Garrick, je suis très impressioné par ce que vous avez accompli durant mon récent manque de bien-être.
İyileşme sürecindeyken ortaya çıkardığınız şeylerden çok etkilendim Bay Garrick.
Dans ces dossiers contiennent toutes les informations que le FBI a réuni sur vous durant votre demande de candidature... avec un article rédigé.
Bu dosyaların içinde sizi işe alırken FBI'ın hakkınızda topladığı tüm bilgiler var, biri hariç.
Durant les années 1830, les capitalistes allemands et autrichiens ont établis leurs affaires ici dans l'historique Williamsburg de Brooklyn.
1830lu yıllarda, Alman ve Avusturyalı kapitalistler şirketlerini tarihi Williamsburg Brooklyn'de kurdular.
Et durant tout ce temps, as-tu déjà entendu parler de quelqu'un qui m'aurait arrêté?
Bütün bu zaman boyunca, hiç beni durduran biriyle ilgili bir şey duydun mu?
Durant la Guerre du Temps, il y avait un adage.
Zaman Savaşı'nda yayılan bir söz vardı efendim.
Des gens ont étudié ça durant des siècles.
İnsanlar bu şeyi yüzyıllarca araştırdı.
Durant mon petit voyage, j'ai eu une vision sur le fait que le livre devait être enterré ici.
Küçük seyahatim esnasında burada gömülü bir kitabın hayalini gördüm.
Tu sais ce que j'ai fait durant ces 30 dernières années?
Son 30 yıldır ne yapıyordum, biliyor musun?
Ils m'ont très bien servis durant ces années.
Yıllardır hizmette kusur etmediler.
Surveilleras-tu Tabitha durant mon absence?
Ben yokken Tabitha'ya göz kulak olur musun?
Durant ma carrière, j'ai évalué 800 hommes et 25 femmes coupables des pires horreurs.
Mesleğim gereği korkunç suçlardan hüküm yemiş 800'ün üzerinde erkek 25'in üzerinde de kadınla görüşmüştüm.
Et Elias... sais-tu combien de personnes sous surveillance du FBI a-t-il défendu durant sa carrière d'avocat?
Elias'ın hukuk hayatı boyunca kaç tane şüpheli ajanı savunduğunu biliyor musun?
Et durant les quatre semaines que j'ai passées ici, Je l'ai dit à deux personnes, et maintenant à une troisième.
Ve burada olduğum dört hafta içinde iki kişiye anlattım, şimdi de üç oldu.
... durant la majeur partie de ma vie.
Hayatimin çogu hakkinda yok.
C'était l'un des agents les plus décorés durant ses 20 ans au bureau.
Çalistigi yirmi yil içinde, bürodaki en donanimli ajanlardan biriymis.
Durant votre séjour ici, à Quantico, vous nous avez prouvé que vous étiez un des meilleurs stagiaires que nous ayons jamais eu.
Burada, Quantico'daki eğitiminizin sonunda sahip olduğumuz en iyi adaylardan biri olmak için kendini kanıtladın.
C'est une astuce de l'utilisation du KGB de jumeaux durant la Guerre Froide.
Soğuk Savaş boyunca KGB'nin ikizleri kullanmasını anlatan oyun.
Des heures avant qu'ils ne préparent leur attentat suicide sur la cour suprême durant l'ouverture du procès systémique.
"Sistemic davasının açılış konuşması sırasında Anayasa mahkemesine intihar saldırısı düzenlemelerinden saatler önce."
Tu as six jours pour balancer toutes tes vacheries car je ne veux être entourée que de gentillesse, de douceur, de respect et d'amour durant notre voyage jusqu'à la fac.
Benimle dalga geçmen için altı günün var çünkü beni okula götürürken iltifatlar etmenizi, güzel sözler söylemenizi ve bana olan sevginizle beni doldurmanızı istiyorum.
Tout au long de l'été, Mike a dû faire avec le départ imminent de Sue, essayant de lui apprendre 1001 leçons durant cette courte période.
Mike Tüm yaz boyunca bulduğu her zamanda Sue'nun yaklaşan ayrılığı için 1000 hayat dersini araya sıkıştırmaya çalışıyordu.
Sauf durant les trois jours de colonie où tu as vendu du fromage et des saucisses, les six jours chez mamie et papi, et les deux jours où tu t'es enfuie de la maison, mais on savait que tu étais dans le placard.
Yaz kampında peyir ve sucuk sattığın üç gün dedenlerde kaldığın altı gün ve dolapta saklandığını bildiğimiz evden kaçtığını sandığın üç gün hariç.
Vu les récentes menaces, votre gouvernement demande à la police de Vegas d'assurer votre sécurité durant votre séjour.
Hükümetiniz son tehditler doğrultusunda ziyaretiniz boyunca Las Vegas Polisi'nden güvenliğinizi sağlamasını istedi.
Tu as dormi durant tout le trajet.
- Bütün yol boyunca uyudun.
Durant les 24 mois suivant la fuite toxique présumée, en 1993, 26 employés sont morts d'un type identique de leucémie.
1993 yılındaki zehirli atık sızıntısını takip eden 24 ay boyunca 26 çalışan kan kanseri benzeri hastalıklardan hayatını kaybetmişti.
Puis-je partager une révélation que j'ai eu durant ma prière du matin, dame Love?
Sabah duasında fark ettiğim bir gerçeği paylaşabilir miyim Leydi Love?
Le Nazi de haut rang a insinué en chemin pour le centre de la visite du Prince Héritier, visite durant laquelle son Altesse s'est faite tirée dessus.
Kıdemli bir Nazi, bir şekilde Veliaht Prensimiz'in vurulduğu bir ziyaretin ortasına kadar sızıyor.
Nous avons combattu durant l'une d'elles.
Birinde savaştık.
Je comprends, mais durant ce temps...
Anlıyorum. ama o müddet boyunca...
L'enquête de la police suggère qu'elle est restée dans le sous-sol durant 3 jours après le meurtre horrible.
Polisin yaptığı araştırmalar maktulün vahşice öldürüldükten sonra üç gün boyunca otelin bodrumda kaldığını gösteriyor.
De toutes les choses horribles que j'ai pu faire durant l'apocalypse,
Kıyamet zamanı yapmak zorunda kaldığım şeyler içinde
La tête me tournait tellement avec le départ de Sammy être à un endroit que je déteste et apprendre soudainement cet homme que tous croyaient mort une sorte de saint, mon mari, était vivant durant tout ce temps et n'a pas eu la décence de me le dire.
Samy yoktu, nefret ettiğim bir yerdeydim. Tüm dünyanın yasını tuttuğu ve bir tür aziz olduğunu düşündüğü bir adamın, kocamın bunca zamandır yaşadığını ve bana haber vermediğini öğrenince başım döndü.
Ces moments durant lesquels Simmons crie... ou ces longues pauses durant lesquelles elle ne le fait pas?
Simmons'ın çığlık attığı anlar mı yoksa uzun süre sustuğu anlar mı?
Durant cet appel, j'ai mis un traceur dans le portable de Ward.
Konuşma sırasında Ward'un telefonuna iz bıraktım.
- Il ne se passe rien. Comment tu savais ces choses à propos d'elle durant la déposition?
İfade sırasında söylediğin o şeyleri nereden biliyordun?
Ils ont envoyé des milliers de personnes durant des siècles.
Yüzyıllardır buraya insan gönderiyorlardı.
J'ai passé beaucoup de temps à Londres les fins de semaine durant mon entrainement.
Sandhurst'te okurken hafta sonlarımı Londra'da geçirirdim.
Et il ne pouvait pas perdre la nuit avant cette bataille à t'expliquer les erreurs qu'il a faites durant ton enfance.
Savaştan önceki geceyi çocukluğunda yaptığı hatalar konusunda sana dil dökerek geçiremezdi.
Je sais que tu ne t'es pas pris la tête sur ce dossier durant les 10 dernières minutes alors que fais-tu encore dans mon bureau?
Son 10 dakikaya kadar anlaşmayı kavramadığını biliyorum, o halde ne işin var ofisimde?
Seulement durant les temps de convergence avec un volontaire.
Gönüllü bir eşle birleşmişken sadece.
La Nuit des morts-vivants a fait partie de la conscience collective durant des décennies.
Zombi ilmi on yıllardır ortak bilincin bir parçası olmuştur.
Les Britanniques l'ont employé comme escale durant l'invasion de Manhattan.
Manhattan istilası sırasında İngilizler burayı konaklama alanı olarak kullanıyordu.
Je ne connaissais pas son nom. Papa l'appelait seulement "Bull" parce qu'il portait un calibre 30 durant leur armée.
Adını bilmiyordum, babam ona takımlarında 8 mm'lik silah taşıdığı için "Boğa" derdi.
Jouez juste le jeu, soyez charmant, et nous sortirons d'ici pour déjeuner, durant lequel vous pourrez tout me dire de votre... rencard avec Zoé hier soir.
Oyununu oyna, sevimli gözük ve buradan çıkıp yemeğe gidelim daha Zoe ile dün akşamki buluşmanı anlatacaksın.
- Je viens de réaliser que je n'ai pas pensé à Jack Soloff et ses histoires durant ces deux heures.
- Ne oldu? - Son iki saatte Jack Soloff'u ve saçmalıklarını düşünmediğimi fark ettim sadece.
Nous nous somme rapprochés durant l'affaire de son divorce.
Boşanma davasıyla ilgilenirken aramızda bir bağ oluştu.
Juste car il a gardé Simmons au chaud durant quelques mois...
Simmons'ı birkaç ay sıcak tuttu diye ateşle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]