Translate.vc / francés → turco / Dvr
Dvr traducir turco
53 traducción paralela
On a neuf caméras de surveillance : super grand-angle, infrarouge, auto-iris... et six systèmes d'écoute différents, avec filtration par double DVR...
Dokuz tane teftiş kameramız var, çok geniş açı, kızılötesi, otomatik odaklanma altı çeşit ses alıcısı, iki çarpı dört DVR sistemli...
Les caméras de sécurité sont toutes reliées à un lecteur dvd.
Güvenlik kameralarının hepsi DVR'a bağlı.
Il va me falloir ce lecteur, Keith. Maintenant.
O DVR'yi hemen istiyorum, Keith.
Leo, sors le lecteur de la salle des preuves, et le donner au procureur du comté, s'il te plaît?
Zor değilmiş. Leo, kanıt odasından DVR'ı getirip, bölge savcısına teslim eder misin?
On peut regarder ça et enregistrer ça, en même temps.
Bak bunu ve DVR'ı aynı anda kullanabiliriz.
Mais avec le câble, Internet, DVR, DVD...
Evet, dijital kablolu televizyon Wi-Fi, DVR, DVD ile.
C'est un DVR.
Bundan dolayı kaydedicimiz var.
Le DVR, c'est pour pouvoir enregistrer les émissions qu'on veut regarder avec la publicité.
Kaydedicimiz var çünkü... prgramları reklamlarıyla birlikte kaydedip izlemek istediğimiz için.
Oui, j'ai programmé le magnéto pour Mork and Mindy.
Cevabım evet. "Mork Mindy" yi kaydetmek için DVR'ı kurdum.
C'est verrouillé. Et depuis que c'est réglé comme ça, plus aucun conflit pour la télé.
DVR'ı bu şekilde ayarladığımızdan beri TV konusunda tek bir kavgamız olmadı.
- Oh, trésor, j'ai vraiment essayé. - Notre enregistreur vidéo numérique ne le reconnait pas - comme une émission de télé.
- DVR'ımız onu bir TV programı olarak okumuyor.
En circuit fermé, mais en basse résolution.
Kapalı devre DVR kayıt cihazı. Ama düşük kalitede.
Les AMIS contiennent une vidéo de ce que vous voyez, comme un enregistreur vidéo sur une TV.
T.A.L.'ler gördüklerinizin görsel kaydını tutuyorlar tıpkı televizyondaki DVR gibi.
Mp3, lecteur DVD.
Mp3s, dvr.
Pourquoi le disque dur est plein de The Good Wife et The View?
Neden DVR "The Good Wife" ve "The View" bölümleriyle dolu?
Car je peux plus les enregistrer chez moi, mon disque dur est rempli, donc j'enregistre ici.
Çünkü, ben daha fazla "The View" bölümü kaydedemiyorum. Çünkü, benim DVR "The View" bölümleriyle doldu. Ben de burada kaydettim.
- Non, l'enregistreur digital est plein.
Olmaz, DVR doluyor.
Je m'ennuie et mon DVR est vide.
Sıkıldım ve kameram boş.
Mais au lieu de ça je serais planté devant mon DVR prenant des shots de cyanide avec toi.
Ama onun yerine, DVR'ın karşısında, seninle birlikte siyanür içiyor olacağım.
Tu as ta propre chambre, une table, DVR.
- Kendin odan var, TV, DVD- -
Je suis dans son DVR.
DVD oynatıcısını inceledim.
Sur son DVR, il n'a que des émissions sur les voitures de collection, alors...
DVD oynatıcısında araba programlarından başka bir şey yok, demek ki...
Tabitha sais faire marcher mon décodeur, et Mindy est mon idiote sexy.
Tabitha DVR'ımın nasıl çalıştırıldığını biliyor ve Mindy benim, sex idiyotum.
Tu as supprimé les articles de presse du DVR?
DVR'a kaydettiğim haberi mi sildin?
Le spectacle ce soir, et enfin mon propre lit, mon lecteur DVD, et la saison entière de Girl que j'ai ratée.
Bu geceki gösteri ve sonra yatağımda bütün sezonu kaçırdığım Girls dizisini DVR'da izleyeceğim.
Réglez votre magnéto.
DVR'ınızı o tarihe ayarlayın.
J'ai quelques restes de coq au vin dans le frigo et six épisodes de "Downton Abbey" dans le DVD.
Buzdolabında biraz "Coq au Vin" var. DVR'ımda Downtown Abbey'nin altı bolümü var.
Je dois retourner chez moi faire mes valises et préparer mon DVR.
Evime gidip çantamı hazırlamalı ve DVR'ımı kurmalıyım.
Ce que je veux faire... Regarder un peu de "Game of Thrones" sur le DVR.
Yapmak istediğim DVR'dan biraz Game of Thrones izlemekti.
Penny, tu as encore enregistré des émissions - sur notre DVR?
Penny, yine mi bizim DVR'a dizi kaydettin?
Pourquoi les Chinois auraient enregistré " Paul Blart :
Çinliler neden DVR'ımıza Paul Blart : Mall Cop kaydetsin ki?
Si tu veux faire de la place sur le DVR, pourquoi ne pas te débarasser de certains trucs que tu as déjà regardé?
DVR'da yer açmaya çalışıyorsan zaten izlediğin şeyleri silsene.
La police a trouvé des heures de crimes porno sur leur magnéto.
Polis, Hagen'ın DVR'ında saatlerce süren cinayet pornosu bulmuş.
Et mon DVRest enceint de 13 mois, bourré d'épisodes de Scandal.
Artı, DVR'ım Scandal'ın yeni bölümlerinden 13 aylık hamile.
Une saison entière de fille, en haut dans le DVR.
Dvr'da kızların tüm sezonu'nu izleyebilirsin.
Instagram, Twitter, magnétoscope numérique, Ipod, Facebook, tout le bazar.
Instagram Twitter, DVR, iPod, Facebook, ne var ne yoksa.
Puissant DVR, dis moi les secrets du capitaine.
Muazzam dijital video kaydedici, Baş komiserin sırlarını söyle bana.
J'arrive à peine à mettre en route mon enregistreur DVD.
DVR'ımı bile zar zor çalıştırıyorum.
C'est un code pour ton DVR.
Uydu alıcın için kilit açma şifresi.
Lorsqu'ils ont refusé d'aller à l'école hier, j'ai peut-être confisqué tout leur matériel électronique et les ai fais rouler dehors, devant l'entrée, dans une valise.
Dün okula gitmek istemediklerinde DVR dahil bütün elektronik cihazlarına el koymuş ve hepsini bir bavulla ön kapıya atmış olabilirim.
Quoi?
- Selam. DVR'ını alabilir miyim?
Je peux emprunter ton DVR?
Bende kayıtlı ne varsa hepsini izledim.
Merci de m'avoir prévenu. On pourrait combiner nos DVR si on vivait ensemble.
Birlikte yaşıyor olsaydık DVR'larımızı karıştırırdık.
Justement, j'étais venu ici pour réparer ta porte.
Hatta buraya gelmemin sebebi zaten kapını tamir etmekti. - DVR'ımı almak için gelmiştin hani?
Et mon enregistreur va être plein dans une semaine!
Ya DVR Kayıt Cihazım ne olacak? Bir hafta içinde dolacak!
Il n'y avait plus d'espace sur le disque car j'ai récupéré une vieille série que je voulais voir. Ok?
DVR'ın hafızası doluydu çünkü izlemek istediğim dizileri kaydediyorum.
Et j'ignore ce qu'est un magnétoscope.
- DVR'ın ne olduğunu da bilmiyorum.
Amy lui a brisé le coeur, le DVR a coupé la dernière minute de Doctor Who...
Amy kalbini kırdı..... Doctor Who'nun son dakikasında DVR kaydı kesildi.
Je l'ai enregistrée.
DVR'ıma kaydetmiştim de.
Et mon enregistreur a arrêté d'enregistrer Castle.
Ayrıca DVR'ım Castle'ı kaydetmeyi durdurdu.
Je croyais que c'était pour mon DVR.
- Onu da hazır gelmişken alayım dedim.