Eaton traducir turco

M. Eaton désire vous voir.

- Buyurun Bayan Copeland? - Bay Eton sizinle görüşmek istiyor.

Eaton.

Eaton.

Excusez-moi, Mme Eaton, de venir à l'improviste.

Tanışmadan sizi çağırdığım için lütfen beni affedin.

Il est clair que vous vous méfiez de moi, et après ce qu'ont dit vos amis cela ne me surprend guère.

Bayan Eaton, bana güvenmediğiniz besbelli. Arkadaşlarınızın size söylediklerinden sonra hiç şaşırmadım.

Mme Eaton, ma volonté est la vôtre.

Bayan Eaton, bu noktada benim iradem sizindir.

Répondez-moi, Mme Eaton. Non.

Cevap verin Bayan Eaton.

Venez, messieurs. Notre voiture nous attend.

Ve kendisi de Eaton ve Oxford'da eğitim aldı.

Oui, hé bien, peut être pourriez vous être assez aimable pour venir à Eastern Square et vous adresser à moi afin que nous réglions ce problème.

- Evet, ama... Belki bu defa sen beni Eaton'daki evimden arar ve bu konuya çözüm getiririz. Artık benim adıma hareket etmeni istemiyorum.

C'est le syndrome de Lambert-Eaton.

Buna Lambert-Eaton sendromu denir.

- Lambert-Eaton.

Lambert-Eaton Sendromu?

Autrement dit, fabriqué à Londres par William Eaton vers 1 876, je crois.

Wow, bu demek oluyor ki bu şey Londra'da William Eaton tarafından yapılmış... Sanırım 1876 gibi...

Extraits de l'autobiographie d'Howard Hughes dans le Journal des femmes au foyer, tirés du livre de Robert Eaton.

"Ladies Home Journal" de, Robert Eaton'un kitabından alınan Howard Hughes'un otobiyografisinden pasajlar var.

Ce maudit Eaton est supposé avoir des notes, les mêmes que toi, écrites a la main.

Güya kahrolası Eaton'ın tuttuğu notlar varmış, tıpkı sende olan el yazısı notlar.

Alors, soit tu as vendu ton histoire sous pseudonyme...

Bu notları iki yere birden satıyorsun ve Robert Eaton takma ismini kullanıyorsun.

Commencez donc par nous dire qui est ce Robert Eaton et pourquoi il vend le livre que vous êtes censé écrire.

Neden bize Robert Eaton'un kim olduğunu ve senin yazmakla yükümlü olduğun. kitabı neden onun sattığını anlatarak söze başlamıyorsun?

Howard ne sait pas qui est cet Eaton.

Howard, Eaton'ın kim olduğunu bilmiyor.

Chuck Eaton, 54 ans, carcinome épidermoïde de stade 3 avec invasion possible de la plèvre et des antécédents de BCPO.

Chuck Eaton, 54, 3B'de kalıyor akciğer kanseri. Göğüs zarına sıçrama olasılığı var.

M. Eaton.

Mr. Eaton.

M. Eaton?

Mr. Eaton?

Quelle maladie? Un Lambert-Eaton, un Basedow?

Daha ne tür bir otoimmün hastalığı olduğunu bile bilmiyoruz.

Des horreurs architecturales se succédèrent à la fin des années 1990, quand notre titanesque grand magasin Eaton's heurta l'iceberg des prairies et sombra.

90'ların sonunda korkunç bir mimari trajediler zinciri başladı. Portage Caddesi'ndeki Titanik'vari Eaton mağazamız çayırdan buzdağına çarpıp battı.

Autrefois, Eaton's dominait la ville :

Eaton bir zamanlar şehrin hakimiydi.

Du jour au lendemain, on nous annonça la construction d'une nouvelle arène.

Bir gün geçmeden, Eaton arazisinde inşaata başlanacağı açıklandı.

Son manteau de briques, en hommage à l'Eaton's pulvérisé, passe plus pour une insulte à l'ancien grand magasin et un affront envers nous.

Tuğla kaplaması, yerle bir ettikleri Eaton'a sözde saygı gösterisi olsa da aslında o koca mağazaya da hakaret ediyor bize de hakaret ediyor.

Et si Eaton's ne s'était jamais écroulé?

Ya Eaton mağazası hiç yıkılmasaydı?

les concours du Golden Boy au night-club Paddlewheel, sur le toit du nouveau Hudson's Bay de l'avenue Portage. Le petit frère d'Eaton's.

Portage Caddesi'ndeki, Eaton'ın kardeşi Hudson Bay mağazasının üst katındaki Paddlewheel Gece Kulübü'ndeki Altın Çocuk yarışmaları.

D'un geste de la main, elle restaurerait Eaton's, les Jets et l'arène, mon second chez-moi.

Elini bir sallayarak Eaton'ı yeniden açabilir Jets'i ve eski sahamızı da geri getirebilir.

M.Eaton, depuis toujours au service de LonDi.

Bay Eaton, ömrü boyunca şirkette çalışmış güvenilirliğin simgesi.

Là, je suis à une soirée bourge au club sportif de Ston Eaton, et je sais pas quoi faire.

Şimdi de Ston Eaton spor klübünde lüks bir otuzbirci gecesindeyim ve ne yapacağımı bilmiyorum.

Il est à un club sportif à Ston Eaton.

Ston Eaton spor klübü gibi bir yerdeymiş.

- Ston Eaton.

- Ston Eaton.

Dans dix jours, nous recevrons les élèves de l'école d'Eaton dans le cadre de notre programme d'échange.

Bizim kardeş okulumuz Eaton'dan 10 gün sonra öğrenciler gelecek.

J'ai compris. Mais n'y a-t-il pas moyen de l'hospitaliser après le programme d'échange avec Eaton?

Eaton'ın ziyaretinden sonra onu hastaneye yatıramaz mıyız?

- M. Eaton? - M. Ames?

- Bay Eaton?

Il me faut cette vidéo pour M. Eaton.

Bay Eaton için o kaseti geri almalıyım.

Je veux ma vidéo, celle de M. Eaton, mon argent, et c'est à peu près tout.

Kendi kasetimi, Bay Eaton'ın kasetini ve paramı istiyorum sanırım bu kadar.

Tu connais M. Eaton?

Bay Eaton'ı tanıyor musun?

Toi et M. Eaton.

Sen ve Bay Eaton.

Seule, mais riche, avec une maison sur Eaton Square.

Eaton Square'daki evinde o kadar parayla beraber!

Charlie Eaton.

Charlie Eaton.

- Eaton Drive est une rue charmante. - Mmm-hmm.

Eaton Yolu oldukça güzeldir.

- Bureau du sénateur Eaton.

Senatör Eaton'ın bürosu.

Mme Eaton nous a dit de privilégier les anecdotes.

Bayan Eaton sözlü tarihin amacı hikâyelerdir dedi.

Cette Mme Eaton a raison.

Bayan Eaton çok zekiymiş.

Gwen Eaton.

Gwen Eaton.

Et j'ai appelé Yie-taines ou quel que soit son foutu nom à propos de l'histoire de Gwen Eaton, et rien encore.

Gwen'in hikâyesini sormak için Yie-taines midir nedir onu aradım ama henüz bir şey çıkmadı.

Est-ce que c'est Gwen Eaton?

Bu Gwen Eaton mu?

C'était Gwen Eaton?

Yollayan Gwen Eaton mıydı?

Gwen Eaton lechait les bottes de Ames aussi?

Gwen Eaton da Ames'e kur yapıyor muydu?

Gwen Eaton, 20h37, 5 octobre.

Gwen Eaton, 5 Ekim, 20 : 37.

Je voudrais voir Mme Eaton, s'il vous plait.

Günaydın. Bayan Eaton'u görmek istiyorum lütfen.