Translate.vc / francés → turco / Elin
Elin traducir turco
2,059 traducción paralela
Ça se met autour du gobelet pour ne pas se brûler.
Kahve kupasının üstüne geçiriyorsun, böylece elin yanmıyor.
Non, j'ai mis le bout, ou une boule.
Yoksa elin mi? Hayır, hafif bir dokunuştu Nedenini hatırlayamıyorum.
Éloigne un peu ta main.
Elin biraz ötede olsun.
"C'était deux chauves-souris rouges qui étranglent la petite fille!"
Peki küçük kızı boğan bir çift elin hikâyesine ne dersiniz?
- Ta main ne pose pas de problème?
- Elin nasıl?
Vous avez mal à la main?
Elin acıdı mı?
Tu seras toujours pieds et poings liés à cette nana et de toute manière, elle finira par te quitter, tôt ou tard.
Bu kız yüzünden elin kolun sürekli bağlı olacak. Er ya da geç o senden ayrılacak zaten.
Tu ramèneras ses entrailles!
Elin yüzün onun bağırsaklarıyla kirlenecek!
Vous avez quoi?
Elin nasıl? İki ikilim var, başka giren?
- Tu veux toujours cette attelle?
Elin için sabitleştirici istiyor musun hala?
Des gars dans la rue te refourguent un pourcentage pour rien.
Elin adamı bir cacık yapmadan yarım puanı alıyor. Söğüşlemekmiş.
Deux têtes valent mieux qu'une.
Bir elin nesi var iki elin sesi var.
Bien sûr, c'est ta main, je ne faisais que la tenir.
Yani.. tabi bu senin elin. Ben sadece tutuyordum.
Mieux vaut deux qu'un, mieux vaut trois que deux.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var!
- Et ta main?
- Elin nasıl?
Et tes mains sont sales.
Elin çok pis.
- Tu as un peu les mains liées.
Elin kolun biracık bağlı, değil mi?
J'ai chaud à Atlanta. Où je peux manger?
Elin Hotlanta'sındayım ve acilen bir barbekü restoranı önerisine ihtiyacım var.
Comment va ta main?
Elin nasıl?
Tu seras coincée ici.
Ama arabasız elin kolun bağlanacak.
Ta main est... Très douce.
Elin iyi hissettiriyor.
Ta main est esquintée.
Elin, topu atmış.
Votre main est peut-être cassée.
Ama elin kırılmış olabilir.
Pourquoi votre main tremble et pourquoi vous êtes en colère?
Elin neden titriyor? Neden bu kadar sinirlisin?
- Vous êtes bricoleur,
Elin işe yatkın mıdır?
Tu saignes.
- Elin kanıyor.
Ta main est... bon sang!
Elin...
Désolé pour votre main.
Elin için üzgünüm.
"Dans sa main droite, " j'ai vu les dons de sa bénédiction, " et j'ai vu les cieux ouverts
Sağ elinde, kendi iyiliğinin ödüllerini gördüm ve o elin içinde Cenneti açık gördüm ki, ebediyen ona inananların olacak.
"Puis, j'ai vu l'enfer, " et l'ensemble de ceux qui l'habitent pour l'éternité. "
Ve o elin içinde Cehennemi ve onun ebedi misafirlerini gördüm.
Si vous la revoyez... c'est pas votre main qu'on brisera.
Onunla bir daha konuşmaya kalkarsan, kırılan sadece elin olmayacak.
La main!
Elin! Tanrım.
Je suis vraiment désolée, pour tout, la bagarre, ta main, et Derek...
Çok özür dilerim. Her konuda kendimi çok kötü hissediyorum. Kavga, elin, Derek ve...
- La main.
- Elin.
S'il a besoin de réconfort, soyez disponible.
Tutacak bir el ararsa senin elin yakınlarında olsun.
Trois têtes valent mieux qu'une, à ce qu'on dit.
Bir elin nesi var üç elin sesi var demişler değil mi, ya da öyle bir şey.
Derrière la tête!
Elin başının arkasında! Gidelim!
C'est l'énigme du "claquement d'une main"?
- Zen Koan-Tek elin sesi gibi bir şey mi bu?
Comment va la main?
Elin nasıl?
Ce qui est étrange est l'emplacement de la main.
Şu an GCMS'te araştırılıyor. Kafamı karıştıran, elin yerleştiriliş biçimi.
C'est sa main droite sous l'aisselle droite, le pouce devant.
Sağ elin, başparmağın öne gelecek şekilde sağ koltuk altında.
Elin, je crois.
Elin, sanırım.
Jurgen et Elin Nordfeldt.
Jurgen ve Elin Nordfeldt.
Rien. Il a une nièce, qu'on essaye de retrouver. Elin, elle est médecin.
Hiç bir şey.İzini sürdüğümüz bir yeğeni var, Elin.
Elin Nordfeldt est rentrée du Mozambique il y a 3 jours.
Elin Nordfeldt'i. Mozambik'ten üç gün önce gelmiş.
Je dois y aller.
Gitmeliyim. Lütfen, Elin!
Elin, dites-moi ce que ça veut dire.
Lütfen, Elin, bunların anlamını bana söyle.
Mais tu saignes.
Elin kanıyor...
Tôt ou tard, tes doigts se mettent à saigner.
Er yada geç elin kanar.
Toute seule?
Sadece kendi iki elin.
Oui, c'est ça.
Evet, Elin.