Translate.vc / francés → turco / Eléna
Eléna traducir turco
3,939 traducción paralela
Écoute, Elena...
Dinle Elena.
- Calme-toi, s'il te plait.
- Elena, sakin ol lütfen.
Trop de sextos avec Elena?
Elena ile çok fazla "sexting" mi yaptın?
Elena, que fais-tu?
Elena, ne yapıyorsun?
Arrête.
Elena, dur.
Elena, arrête.
Elena dur.
C'est moi.
Elena, benim.
Elena, regarde-moi.
Elena, bana bak. Bana bak.
Si tu veux les détails, c'était la nuit où je pensais que tu avais rompu avec moi
Bak, detayları istersen bu benden ayrıldığını sandığım gece oldu Elena.
On devrait faire don de mon tee-shirt au feu de joie d'Elena.
Sanırım Elena'nın ateş arınmasına benim tişörtümü de eklemeliyiz.
Elena pensait m'avoir contraint et je ne pouvais abandonner la ruse.
Seni bu işlere sürüklemek zorunda kaldım kusura bakma ama Elena beni etki altına aldığını sandı. Ben de oyunumuzu açığa vuramazdım.
Je vais bien. Après qu'Elena m'ait poignardée, elle m'a donné un peu de son sang.
İyiyim, Elena beni deştikten sonra kanından verdi.
On est dans une relation toxique, Elena.
Biz toksik bir ilişkideyiz Elena.
Tu protégeras Elena, et je t'aiderais à arrêter les voyageurs.
Elena'yı koruyacaksın ve ben de Gezginleri durdurmana yardım edeceğim.
Je suis Elena.
Ben Elena.
Je marchais jusqu'à ma voiture, quand j'ai failli me faire labourer en plein milieu de la rue parce que j'avais une vision d'Elena.
Söz veremem. Arabama doğru yürüyordum ve Elena'ya dair bazı rüyalar gördüğüm için yolun ortasında neredeyse çiğneniyordum.
Peur de perdre encore une fois ou on peut passer à la deuxième étape de Damon sans Elena?
Tekrar kaybetmek ister misin yoksa Elena'sız Damon'un ikinci aşamasına geçelim mi?
Peux-tu dire à Damon qu'il se passe quelque chose avec Elena et Stefan?
Damon'a Elena ile Stefan arasında bir şeyler olduğunu söyleyebilir misin?
Tu sais comment on ne se prend pas au sérieux la notion que l'univers réunit Stefan et Elena?
Hani hepimiz evrenin Stefan ve Elena'yı birbirine çektiğini duyunca güldük geçtik ya...
Maintenant que Tom est mort, Stefan et Elena sont la dernière paire de doubles, ce qui doit expliquer pourquoi Stefan et Elena ont soudainement des genres de visions l'un de l'autre.
Tom, evet. Şimdi Tom öldüğü için, Stefan ve Elena kalan son iki görsel ikiz. Bu da bir anda birbirleri hakkında rüyalar görmeye başlama türünde bir durumla karşı karşıya olmalarını açıklar.
Tout ce que nous savons c'est que Tom est mort, les voyageurs ont juste commis un suicide massif, et que maintenant Stefan et Elena, qui ne sont clairement pas ensemble, ont des intenses visions l'un de l'autre.
Bak, sadece Tom'un öldüğünü ve Gezginlerin toplu intihar gerçekleştirdiği. Ve şimdi, bariz bir şekilde beraber olmayan Stefan ile Elena birbirlerine dair şiddetli rüyalar görüyorlar.
Je sens que je vais le regretter, mais... y a-t-il une chance pour que Elena imaginaire et Stefan imaginaire soient vraiment heureux?
Bunu sorduğuma pişman olacağım ama acaba kurgu Elena ile kurgu Stefan'ın çok, çok, çok mutlu olma ihtimali var mı?
Vous avez dit que les visions ont pour but d'attirer Elena et Stefan l'un vers l'autre pour quelque chose.
Cadılar Markos'un nerede olduğunu bilmiyor. Rüyaların Elena ile Stefan'ı bir şey için birbirlerine çekmeye çalıştığını söylediniz.
Ramène les pop-corns, Blondie. Les petites galipettes sexuelles d'Elena ne sont pas encore finies.
Patlamış mısırları çıkar sarı kız.
On était condamné depuis le début Elena.
Başından beri kaderimiz belliydi Elena.
Je me demande si c'est là que Stefan et Elena ont eu des visions de sexe fougueux.
Acaba Stefan ile Elena çılgın rüya sekslerini burada mı yaptılar?
Stefan est plutôt vanille, mais apparemment c'est le parfum préféré d'Elena.
Stefan vanilya gibi sade adamdır ama görünüşe göre bu Elena'nın en sevdiği tat.
Je ne suis pas Stefan, et ce n'est pas Elena.
Ben Stefan değilim, bu da Elena değil.
Je suis la raison pour laquelle Stefan et Elena ont des visions d'eux.
Sonuncusu kolay. Stefan ve Elena'nın birbirlerine dair rüyalar görmelerinin nedeni benim.
Je t'aimerais toujours, Elena.
Seni daima seveceğim Elena. Ben de seni daima seveceğim.
Fais ce que tu veux pour me protéger, mais ne tombe pas la tête la première, surtout avec quelqu'un qui m'a menti et qui a essayé de tuer Elena.
Ama öyle ortalıklardan kaybolma. Hele bunu bana yalan söylediğini öğrendiğim ve Elena'yı öldürmeye çalışmış biriyle yapma.
Je ne peux pas être ton ami.
Hayır Elena, senin arkadaşın olamam. Bu benim için çok zor.
Je suis sérieux.
- Hayır, ben ciddiyim Elena.
Elena, chérie, Caroline t'as peut-être dit que je cherchais quelqu'un que j'ai connu autrefois, une femme nommée Maggie.
Buraya sohbet etmeye geldim. Elena, canım. Belki de Caroline sana bir zamanlar tanıştığım birini aradığımı söylemiştir.
Il parait que tu as exilé Elena de ton champ de vision.
Elena'yı görüş alanından kovduğunu duydum.
Tu es le seul porté disparu, et je ne sais pas où sont Stefan et Elena.
Kayıplarda bir sen varsın ve Elena ile Stefan'ın nerede olduğunu bilmiyorum.
Il y a sûrement un chapitre sur ça dans le journal d'Elena.
Muhtemelen Elena'nın psikoloji kitabında bununla ilgili bir bölüm vardır.
Il a pris Elena.
Hayır! Piç herif!
Allons-y. Non.
Elena'yı aldı.
Je ne manquerai à personne, mais ne blesse pas Elena, d'accord? Soyons honnêtes.
Hatta ben de seninle bir gelirim.
Laisse-la tranquille, je ne te demanderai plus jamais rien.
Ama Elena'yı incitme, olur mu? Onu rahat bırak, söz veriyorum senden bir daha bir şey istemeyeceğim.
Je ne sais pas si je peux...
Stefan, bunu yapabilir miyim ben... Bak Elena.
Écoute Elena.
Damon, Enzo'nun kasabadan ayrıldığını sanıyor.
Je vérifiais comment allait Elena.
Elena'yı kontrole gittim. O...
pour chercher Elena et maintenant me chercher moi.
Ve de doğrudan ben ve Elena'nın peşine düşerler.
Ils trouveront Stephan et Elena bien avant qu'on ne les trouve.
Biz onları bulamadan onlar çoktan Stefan ile Elena'yı bulmuş olurlar.
"Non Damon. Ca serait bizarre qu'on soit " tous les 3 confinés dans la cabane du père de Caroline
"Hayır Damon, en iyi arkadaşını öldürdüğüm" ve Elena'nın bunu benim için sır olarak sakladığından üçümüzün "Caroline'ın babasının kulübesinde kapalı kalması tuhaf olur" mu deseydim?
Il t'a presque tuée, alors je vais lui botter les fesses, je vais le faire reprendre raison et le faire s'excuser en personne, OK?
- Öyleydi. Seni neredeyse öldürüyordu Elena. O yüzden peşine düşüp onu bulacağım zorla aklını başına getireceğim ve senden bizzat özür dilemesini sağlayacağım, tamam mı?
Enzo voulait que le sang soit sur mes mains, je refuse de lui donner la satisfaction de me sentir coupable pour ça.
Elena, Enzo da tam bunu istemişti. Kanının ellerime bulaşmasını istemişti ve ben yaptıklarımdan pişmanlık duyarak ona bir tatmin duygusu vermeyi reddediyorum.
Tu crois pas que Stefan et Elena on été un peu... Tu vois?
Sence de Stefan ve Elena son zamanlarda biraz...
Tu sais, maintenant que tu en parles, Elena a été bizarre quand j'ai mentionné Enzo.
Şimdi sen söz edince hatırladım da Elena, Enzo konusunu açtığımda çok ketum davrandı.