English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Etc

Etc traducir turco

1,466 traducción paralela
Il faut respecter les dosages etc.
Dozajına dikkat etmek lazım.
Télé nationale, locale, câble, tous les journaux du pays, presse étrangère, télés étrangères, etc.
Yerel televizyonlar, haber kanalları, basın, yayınevleri yabancı basın ve televizyonlar. Gerisini siz sayın.
C'est comme si ils sentaient un prédateur pas loin... se pissant dessus, etc.
Etrafta yırtıcı bir hayvan var gibi davranıyorlar - - üzerlerine işiyorlar ve daha bir sürü şey.
"Aujourd'hui, j'ai pris une douche, et on a fait ceci et cela", etc.
"Bugün duş aldım. Şunu yaptık. Bunu yaptık." Vesaire.
On ne couvre pas... le tout-Hollywood, ses divorces, etc.
Genellikle Hollywood tipi söyleşileri yapmayız : Boşanmalar falan filan.
- Haut, bas, gauche, droite, etc.
- Yukarı, aşağı, sağa, sola, vesaire.
Il faut consulter les avocats, faire la paperasserie, etc.
Avukatlar gerekli belgeleri hazırlayacaktır.
Tu prétends... travailler pour un institut de sondages, et tu lui demandes son nom, sa date de naissance, profession etc.
Birkaç gün sonra arayıp... bir araştırma kurumunda olduğunu söyleyeceksin ve doğum tarihini mesleğini soracaksın...
Il faut donc savoir ce qui s'est passé sur les 20 autres kilomètres. Pour localiser des individus dangereux, il nous faut une copie de chaque billet d'avion, facture d'hôtel, etc.
Yani diğer 20 km.yi çözmeliyiz. her araba kiralama faturasının kopyası gerekli.
Epreuve de tir sur cible, etc.
Bilirsin, hedeflere ateş ederdik, o tür şeyler.
"Je vous prie d'agréer etc., Fanny Squeers."
vsvs Fanny Squeers
Chaque détail que j'ai dit : grand trou sur son visage... les dents ont été explosées, etc....
Anlattığım her ayrıntı... yüzündeki büyük delik... dışarı fırlamış dişleri vs.
La cellule s'est divisée en deux, qui se sont divisées à leur tour, etc.
Hücre ikiye bölündü, bu iki başkalarına ve böyle devam etti.
Donnez-moi toutes les infos sur ceux qui étaient avec vous. etc.
Sen bugün... dün akşam yanında olanları bana bildir ;... isimleri, kimlikleri.
- Je suis bien quand t'es en moi, etc.
- Sadece sen içimde... falan filan...
Ryan Hyde, conseiller financier, 4-C. Dépôt de bilan l'an dernier, mais une assurance en béton, etc.
Ryan Hyde, portföy yöneticisi, 4-C geçen sene iflasını ilan etmiş, ama oldukça iyi bir hayat sigortası poliçesi varmış.
Je lui raconterai pareil. "Oh, après j'me suis retrouvé chez elle, on a fait l'amour et j'ai dû inventer une excuse pour partir, etc.".
Onu da anlatırım. "Onun evine gittik seks yaptık ve bir bahane uydurup oradan ayrıldım falan."
- Reste là, t'es pas en sécurité, etc.
- Burada kal, güvenli değil, falan filan.
C'est là que le téléphone sonne, et la voix à l'autre bout dit que sa femme a reçu les photos, de même que la famille de sa femme, et la sienne, etc.
Sonra telefon çalar... hattaki ses ona, fotoğrafların karısına gönderildiğini söyler... hattaki ses ona, fotoğrafların karısına gönderildiğini söyler... hatta hem onun hem de kendisinin ailesine de gönderilmiştir.
La plupart des hommes me sautent dessus en cinq minutes, sans essayer de m'apprendre à être forte, etc.
Çoğu erkek 10 dakikada üstüme atlardı güçlü olmamı filan öğretmeye çalışmazdı.
Sauvons la Terre, etc, etc. Salut.
Dünyayı kurtarın, falan filan işte.
Les Clash, les Kinks, etc....
- Biz daha çok "cover" yapıyoruz. "Clash" "Kinks" vesaire.
La paye, etc. La routine.
Olağan dışı bir şey yok.
Je devrai parler avec vos responsables de votre travail, etc.
İşinizdeki amirlerinizle de görüşmem gerek.
C'est facile pour les autres de donner des conseils, genre : "Remue-toi, la vie continue", etc. Je ne te dirai pas ça.
İnsanların tavsiyelerde bulunması çok kolay. "Boş ver, hayatına devam et, vesaire." Ben böyle söylemeyeceğim.
Primo, il faut le nom de toutes les sociétés de couverture, des sociétés en commandite, des S.A.R.L., etc.
İlk işimiz, onların kurmuş olduğu şirketlerin isimlerini ortak şirketlerin isimleri, TLKler ve geri de ne varsa bulmak.
Ce boitier contrôle la temperature, l'alarme, la lumiere etc... Ouai.
Şu panel ışıkları kontrol eder, alarm, aydınlık, vesaire.
A 60 ans, on a six maux, à 70, on en a sept, etc.
Altmışlarda altı şey yanlıştır, yetmişlerde, yedi... böyle devam eder. İyi bir gelişimdir.
Imagine que tu en extraies 80 %... on obtiendrait... 16 kg... genre bloc de... pas de viande... plutôt genre jambon fumé... mais plein de poils, d'os, de dents... de tatouages flétris, etc.
Şimdi, eğer ondan bir şekilde ° % 80'i çıkartırsan, geriye... bir dakika hesaplayayım... 15 kilogram... katı madde kalır. Et değil... daha çok sığır pastırması gibi bir şey. Ama saçlar, kemikler, dişler... kurumuş dövmelerle falan... muhtemelen bu kadar bir şey.
Sublimez vos œufs, pizzas, salades, etc... et flattez votre palais. " Terminé!
"Yumurta, pizza, salata ya da başka bir yemeğe dökün... " damağınız yeni tatlarla tatlansın. " Hepsi bu kadar.
Le plus cher, c'est le système de navigation, les satellites, etc.
- Daha çok görmediğiniz elektronik aletler. - İzleme sistemleri falan.
Il y aura des enfants, etc. Personne ne veut les priver de leur héritage.
Çocuklarımızı mirastan mahrum edemeyiz.
La plupart parlent de surnaturel, croyant que je parle de fantômes, etc.
Ben kullandığım zaman bir çok insan hayaletlerden ve cadılardan bahsettiğimi sanıyor.
Je suis avec vous, Frank. Pères fondateurs, etc.
Ben sana katıIıyorum Frank.
Les épouses, les petites amies, etc.
Fakat eşler, sevgililer vs. olabilir.
ils ont fait appel a une compagnie pour demenager Ie plus gros. Les lits, Ies canapes, etc.
Bir taşıma şirketi tuttular, hani şu mobilyaları, yatakları kanepeleri falan taşıyanlardan.
Et on a pas d'argent pour lui donner le bon nutricien etc...
bebeğin karnını doyuracak paramız yok.
Puis la remplir avec le nécessaire : meubles, etc.
Sonra orayı dayayıp döşemek, gerekli şeyleri almak, mobilyaları falan...
Je ne peux rentrer dans ma famille, Salt Lake city, etc Il y avait 2 chefs très importants au siège de ma mission natale.
Misyonerlik için ayrıldığımda, yanımda iki yetkili vardı. Nasıl olduğunu bilirsin.
- Un homme a besoin d'énergie, etc. - Monsieur.
— Bir adamın güçlü olmalı yâda bunun gibi bir şey — Efendim
Ok, je peux comprendre que tu aies fait une erreur en vivant ta vie etc.
Tamam, tek başına yaşadığın ve her şeyi kendin yaptığın için hata yaptığını anlayabilirim.
Famille sans père, etc...
Babaları yoktu...
Spirales, algorithmes, etc.
Bilirsin daireler, algoritmalar ve bunların hepsi.
Les banques, les magasins de luxe, les chaînes comme Starbucks, etc.
Bankalar, pahalı dükkanlar, Starbucks gibi zincir dükkanlar vb.
"Un déséquilibre énorme. " Les contraires s'attirent etc. " Joey Ramone
Zıt kutuplar birbirini çekiyor.
Pour les Namibiens affamés, les Rwandais, les Burundais, etc.
organizasyonunda yer alıyordu.
Elle peut paralyser les satellites du gouvernement, des agences, etc.
Kullanılınca uydularımızı yok edebilir. Milli Güvenlik, Savunma Bakanlığı, ne varsa.
Le livre que vous tenez vous permet l'accès... à toutes les archives de la compagnie... tout ce qui relate les prophéties, les présages, etc.
Elinizde tuttuğunuz geçici kitapla, firmamızın kilit altındaki bütün arşivine, ilgili kehanetlere,... alametlere ve gerekli açıklamalara ulaşabilirsiniz.
Toute ces connaissances juridiques, etc.
Tüm o hukuk bilgisi ya da neyse.
Les esclaves pendent le vieux papa, etc. Fiction historique.
Kadının yüzüne alevler vuruyor yanan fidanlıktan yansıyan.
"Nous avons bien l'honneur, etc..."
Saygılarımızla, vesaire...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]