Translate.vc / francés → turco / Etiez
Etiez traducir turco
33,704 traducción paralela
Vous deviendriez effectivement ce que vous étiez.
Etkin bir şekilde eski halinize dönersiniz.
Quand avez-vous su avec certitude que vous n'étiez plus alcoolique?
Artık alkolik olmadığından ne zaman emin oldun?
Vous nous avez dit que vous et Chris étiez comme une famille.
- Senle Chris'in aile gibi olduğunuzu söylemiştin bize.
Vous n'étiez pas prêts à agir, mais vous avez agi quand même.
Bu ameliyata hazır değildiniz ama yine de yaptınız.
- Vous n'étiez pas obligés de faire ça.
- Hiç gerek yoktu. - Tabii ki vardı.
Désolé, on a cru que vous étiez...
Özür dilerim ama biz sizin- -
Où étiez-vous quand c'est arrivé?
Bütün bunlar olurken sen neredeydin?
Je voulais juste voir si vous étiez bien installés.
Odaya yerleştiniz mi diye bakmak istedim.
Où étiez-vous la nuit dernière?
Dün gece neredeydin?
Vous étiez tous les deux hors de danger.
İkinizde temizdiniz.
Vous faire confiance? Vous êtes arrivé agissant comme si vous étiez de mon côté.
Terli ellerinde ince bir parça kağıtla değil.
Vous étiez complètement jeté.
Yanılmıyorsam içeri de sürükleyerek getirmişlerdi.
Vous étiez membre du syndicat. Je vous accorde le bénéfice du doute. Mais trop de joueurs ont fini ruinés.
Bak, sen de birlikteydin bu yüzden olumlu düşünmek istiyorum ama birçok elemanımız beş parasız kalıyor.
Donc j'ai pensé que comme vous et le Dr Torres étiez...
Dr. Torres'la ikiniz- -
Callie m'a dit que vous n'étiez pas à l'aise à l'idée que je rencontre Sofia.
Callie, Sofia ile görüşmemden rahatsız olduğunuzu söyledi.
Fait jamais n'importe quoi passez-vous quand vous n'étiez pas dans la pièce?
Sen odada değilken bir şeyler oldu mu hiç?
Vous étiez des ceux partir.
Kaçan sendin.
Vous n'étiez pas là, vous ne sauriez pas.
Orada değildin, bilemezsin.
- N'étiez pas-vous là, tout le droit?
- Orada değildin, tamam mı?
- Non, vous étiez la tempête parfaite.
- Hayır. Sen kusursuz bir karışımdın.
Vous étiez toujours un de nous, même avant que vous sussiez nous avons existé.
Sen daima bizdendin varlığımızdan haberinin olmadığı zamanlarda bile.
- ( Rire étouffé ) Quand elle a eu besoin de vous, vous étiez là.
Sana ihtiyacı olduğunda, yanındaydın.
Il a dit que vous étiez en froid.
Aranızın açık olduğunu söyledi.
Où étiez-vous entre 22 h et minuit il y a deux jours?
Bize iki hafta önce gece 10'la gece yarısı nerede olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Vous allez sans doute me dire que vous étiez ici le soir du meurtre, non?
Sanıyorum bana cinayet gecesi burda olduğunu söyleyeceksin, değil mi?
Vous et Mike étiez en contact, c'est indéniable.
Mike Stratton ve sen iletişim halindeydiniz ; buna hiç şüphe yok.
Il savait pour le dîner dont vous étiez exclu.
Sizn davet edilmediğiniz yemekten haberdardı.
La question qui se pose est, si vous étiez ma mère, voudriez-vous le savoir?
Asıl soru, annemin yerinde olsaydınız, bilmek ister miydiniz?
Vous étiez à ses côtés. Vous le souteniez.
Bay Stern, müvekkiliniz sizin yanınızda ve siz ona tavsiye verirken Hanna Dean'i öldürdüğünü itiraf etti.
Je m'en souviens, vous étiez proches.
Evet, yakın olduğunuzu hatırlıyorum.
Vous étiez combien?
Kaç kişiydiniz?
Daniel m'avait dit que vous étiez directe.
Daniel açık sözlü olduğunu söylemişti.
Si mon fiancé savait que vous étiez là, ça pourrait plomber l'ambiance.
Nişanlım buraya geldiğinizi öğrenirse ortamı mahvedebilir.
Sarah m'a dit que vous étiez sortis ensemble et tout ce qu'elle m'a dit est que vous aviez eu une belle relation avant qu'un truc se passe avec ta famille.
Tamam, evet. Sarah çıktığınızı söyledi ve ailenle arasına bir şeyler girene dek güzel bir ilişkiniz olduğunu söyledi.
Vous étiez où?
Nerelerdeydiniz?
La dernière fois, vous étiez plutôt violente.
Son sefer oldukça saldırgandınız.
Combien de temps étiez-vous dans cet état cette fois-là?
Bu sefer kriz ne kadar sürdü söyleyebilir misiniz?
Votre mère, belle-mère, a dit que vous étiez chez Grace ce matin.
Anneniz, yani üvey anneniz bu sabah Grace'in evine gittiğinizi söyledi.
Il a dit que vous étiez séparés.
Ayrıldığınızı söyledi.
Où étiez-vous?
Nerelerdeydin?
J'ai eu l'impression que vous étiez toujours mariés.
Bende evli olduğunuz izlenimi oluştu.
- Vous étiez séparés.
- O zamanlar ayrılmıştınız.
Vous étiez où?
Peki neredeydiniz?
Je savais que vous étiez une cause perdue. Mais j'espère trouver d'autres chasseurs avec qui travailler. Former.
Her zaman ümitsiz vakaydınız Sam ama çalışabileceğimiz, öğretebileceğimiz başka avcılar olduğunu umuyoruz.
Vous étiez son chien.
Sen onun köpeğiydin.
- J'ai entendu dire que vous étiez mort.
Öldüğünü sanıyorduk.
- Vous étiez amis?
- İkiniz arkadaş mıydınız?
Vous étiez dehors que depuis 10 heures avant que vous ne tuiez Zane.
Zane'i öldürmeden 10 saat önce dışarıdaydın.
Non, vous étiez énervé qu'il vous ai laissé trinqué pour vous 2 toutes ces années.
Hayır, sen kızgınsın Çünkü o senin tüm suçu üstüne almana izin verdi tüm o yıllar boyunca.
Zane était en contact avec vous pour une proposition d'affaire et que vous étiez en contact avec lui juste quelques heures avant sa prématurée disparition.
Zane, aa, seninle kontak halindeydi Bir iş teklifi ile ilgili Ve sen de onunla kontak halindeydin
Mr Werner, dites-nous où vous étiez ventre 3h et 4h ce matin.
Mr. Werner, dün gece 3 : 00 ve 4 : 00 arası Nerede olduğunuzu söyleyin bize.