Translate.vc / francés → turco / Fabio
Fabio traducir turco
172 traducción paralela
Galliano, Fabio, morts empoisonnés.
Galliano ve Fabio zehirden öldüler.
Capitaine Dobi, l'intendant du château, maître Fabio, l'historien, et Julie, la suivante de la comtesse.
Yüzbaşı Dobi, şato muhafızı. Fabio Usta, tarihçi. Ve Kontes'in refakatçisi, Julie.
" À maître Fabio, je lègue ma bibliothèque.
"Fabio Usta'ya kütüphanemi bırakıyorum."
Mon cher maître Fabio.
Sevgili Fabio Usta.
À quel niveau, maître Fabio?
Ne şekilde, Fabio Usta?
Je pense que vous vous faites vieux, maître Fabio, et que votre mémoire faiblit.
Bence iyice yaşlandın Fabio Usta. Ve hafızan seni yanıltıyor.
Buvez, Fabio.
İç, Fabio.
Pourquoi vous inquiétez-vous, Fabio?
Neden endişe ediyorsun, Fabio?
Et Fabio et les serviteurs?
Ya Fabio ve hizmetçiler ne olacak?
- Vous n'avez pas peur de Fabio.
Fabio'dan korkma.
Imbécile. Merci pour votre expertise sur le sujet.
Bu konuyla ilgili verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim, Fabio Usta.
Fabio, qu'y a-t-il?
- Fabio, ne oldu? - Sessiz ol!
- Je ne peux pas parler maintenant.
- Şimdi konuşamam. - Fabio!
- Fabio? Venez me voir après le souper.
- Benimle bu gece yemekten sonra buluş.
Maître Fabio était très aimé de tous.
Fabio Usta hepimiz tarafından çok sevilirdi.
Fabio, Arnaldo.
Fabio, Arnaldo. Kalkma zamanı.
- Dépêche-toi, Fabio.
- Haydi, Fabio.
Dépêche-toi, papa doit y aller.
Fabio, çabuk ol, baban bekliyor.
Fabio, tu me le paieras!
Bu sefer bunu ödeyeceksin, Fabio.
Comme moi et Fabio.
Ben ve Fabio gibi.
Voici Fabio, le pianiste.
Bu Fabio, piyanist.
Fabio a deux bras si nécessaire et Robbie est prêt à vous aider aussi.
Fabio gerektiğinde yardım edecek. Robbie'de öyle.
Auquel donneriez-vous votre parachute à empaqueter? A Fabio.
Bu iki adamdan hangisine paraşütünü emanet ederdin?
Je pense qu'il se débrouillerait bien.
Fabio'ya. Bence o bunu halledebilir.
Et Fabio?
Fabio ne olacak?
Et Fabio?
Fabio nasıl?
Fabio a apporté des sandwichs.
Fabio sandviç getirdi.
Luciano et Fabio m'attendent pour aller plonger.
Arkadaşlarım dalmaya gitmek için beni bekliyorlar.
Beau gosse, le ketchup, s'il te plaît.
Fabio, ketçap lazım.
Allez-y doucement, il a perdu son fils Fabio.
Oğlu Fabio'yu kaybetti.
Allez-y doucement, il a perdu son fils Fabio.
Hayır, o iyi biri. Üstüne gitmeyin. Oğlu Fabio'yu kaybetti.
- Oh. je comprend tres bien. Fabio.
- Oh, anlıyorum, Fabio.
Fonzie et Fabio.
Fonzie ve Fabio.
Pas encore prêt, Fabio?
Beni geçemezsen, Fabio!
Te voilà piéton, Fabio.
Yürümeye başla, Fabio!
Maricia et Fabio, mes collègues étaient dans l'Eurostar entre Rome et Milan, Nous somme allés boire un verre chez Giorgio, le chef de bord.
Maricia ve Fabio, Milan ve Roma'da Eurostar'dan meslektaşlarım, bir içki içmek için kondüktör Giorgiosu'nun yerine gidiyorduk.
Et Fabio est un ami de mon mari.
Kocamın arkadaşı Fabio.
Flavio, ouvre!
Fabio, kaldır!
Aujourd'hui, tu joues les Casanova.
Bugün bir Fabio oldun!
- Fabio?
- Fabio?
Qu'est-ce que tu regardes comme ça, Fabio?
Sen neye baktığını sanıyorsun Fabio?
Hé, grand brun, je suis disponible.
Hey Fabio, Ben boştayım.
Le frère de Manrico est là.
Fabio, Manrico`nun kardeşi geldi.
- Tu vois Fábio? - Du calme.
- Fabio'yu Görüyor musun?
- Tu vois Fábio?
Görebiliyor musun, Fabio?
Capitaine Fábio, responsable de la maintenance.
Yüzbaşı Fabio, Koruma şefi.
J'y jette un œil, t'inquiète. Fábio doit pouvoir t'en trouver.
Sen yine de Fabio'ya bir danış.
Oliveira, c'est Fábio.
Ben Fabio.
Commandant, c'est Fábio. Il fout la merde dans notre combine de fourrière.
Kumandanım, Fabio bizim işlere burnunu sokuyor sanırım.
Rentre chez toi.
Cehenneme git, Fabio.
- Tu vois Fábio?
- Evet, sen görebiliyor musun, Fabio?