Translate.vc / francés → turco / Fala
Fala traducir turco
54 traducción paralela
Seulement s'il s'y oppose.
Fala karşı gelmezse değil.
Lis mon avenir dans ma main.
- Elimi vereyim de fala bak!
Laisse-moi consulter l'horoscope.
Şu fala bakayım.
Tu crois à ça, toi?
Fala inanıyor musun?
J'avais envoyé Patience à sa mère, et je m'étais remis à planter des laitues quand le jeune McCarthy s'est approché en courant, pâle comme la mort.
Patience'ı annesine gönderdim. Ve henüz fala bir zaman olmamıştı ki Hugh McCarthy sanki hayalet görmüş gibi koşarak geldi.
D'accord, il y a des vampires et vous êtes en mission sacrée, mais quelqu'un a dû mal lire ses feuilles de thé, parce que je ne suis pas l'Élue.
Gerçek vampirler olduğunu ve kutsal misyonunu anlıyorum, ama birileri fala yanlış bakmış, çünkü aradığın ben değilim.
Je ne crois pas à la voyance.
Özür dilerim, fala inanmam.
On pourrait prendre un verre.
- Bir içki fala içmek ister misin?
- Je prévois l'avenir.
- Genelde fala bakarım.
C'est bien vous? - Fala?
Gerçekten sen misin?
- Etes-vous seule?
Fala? Yalnız mısın?
Elle s'appelle Trentin Fala.
Adı Trentin Fala.
Vous aviez dit que Trentin Fala n'était pas membre.
Söylemiştin Trentin Fala, Shakaar üyesi değildi.
Fala a passé l'occupation comme femme de ménage au bureau des archives cardassien dans la province de Dahkur.
Fala işgal zamanlarını Dakhur İlinde bir Kardasyan kayıt ofisinde.yerleri temizlemekle geçirdi
On a monté des dizaines d'opérations grâce à Fala.
Fala'nın sağladığı bilgilere dayanarak onlarca saldırı planladık.
C'est ce que tu penses maintenant, mais crois-moi, quand tu sauras qui a tué Latha, Fala et peut-être Mobara, tu voudras t'en occuper toi-même.
! Şimdi böyle hissediyorsun ama bana inan Latha ve Fala'yı kimin öldürdüğünü öğrendiğinde ve belki de şimdi de Mobara'yı
Trentin Fala vous a montré comment passer outre le système de défense.
Trentin Fala size savunma sistemini nasıl aşacağınızı gösterdi.
Ça vous ferait du bien.
Fala ihtiyacın varmış gibi görünüyor.
Non, désolée, pas d'horoscope.
Hayır, fala bakmıyoruz.
Je veux pas que ce soit trop ramolli.
Çok fala ıslanmasını istemiyorum.
II y a un soupçon de lumière en trop pour montrer toute la dramatique.
Daha fazla dramatik göstermek için haddinden fala ışık var gibi görünüyor.
Ça a déjà pris le contrôle de mes principaux réseaux, si maintenant tu les débranches, ça va me tuer!
HG'nin çok fala bileşeni anahtar sistemlerimden çoğunu ele geçirdi. Eğer onları zorla çıkartırsan, beni yok edersin.
Vous prédisez l'avenir?
Fala bakıyor musunuz?
J'ai cédé à la pression politique exercée par le Révérend Gene Purdy et par tous les parents qui croient en vos visions.
Peder Gene Purdy ve fala inanan bir avuç ana baba sayesinde ortaya çıkan politik baskı sonucu buradayım.
- Tu vas me prédire mon avenir?
- Fala bakıcak mısın?
Elle prédit l'avenir.
Çok iyi fala bakar.
Un heure, une heure et quart pas plus.
Bir saat kadar, daha fala değil.
Il y a plus de 300 000 $.
Burada 300'den fala olmalı.
Bloody Mary n'est pas après vous.
Senin peşinde olan Kanlı Mary fala değil.
je dois consulter un autre tableau.
Böyle bir kehanet için başka türlü bir fala bakmam gerekecek.
Tu sais que tu es dans un hôpital depuis trop longtemps quand tu as compris comment fonctionne le distributeur.
Makinenin nasıl çalıştığını öğrendiysen, hastanede fala uzun kalmışsın demektir.
Vous dites la bonne aventure?
Fala mı bakıyorsunuz?
Sauf que j'utilise plus le mien.
Ben sadece benimkini daha fala kullanıyorum.
Tant de gens sont morts.
Çok fala insan öldü.
Ne lui donnez pas trop de morphine, ça le rend fou.
Çok fala morfin vermeyin ona. Fazla verince saçmalamaya başlıyor
Je crois pas en grand-chose, je ne crois ni à l'astrologie, ni à Noël.
Çok inançli degilimdir, tamam mi? Fala inanmam. Noel'e inanmam.
La diseuse de bonne aventure.
Fala bakma.
Donna, tu lui as parlé.. genre?
Donna onunla kaç kere konuştun? İki kere fala nmı? Shane, senin tek yaptığın partilerde ona askıtılık yapmaktı.
Eh bien, pour certains d'entre nous, la folie est le seul endroit dans lequel on peut faire fortune.
Peki, bazılarımız için, delilik tek yerdir bizim fala yapmak için hangi.
Tu essayes de me payer plus, et je pars.
Bana daha fala para vermeyi dene, bende bırakayım.
Fala.
Fala.
Questionnez votre chance.
Fala inanmayın, falsız da kalmayın.
Et ne parlons plus de ça désormais.
- Bunu daha fala tartışmıyoruz.
C'est bon, j'en ai assez de ce gars.
Buraya kadar, bu adamla daha fala uğraşamam.
Je suppose que je l'aurais assez longtemps pour l'essayer.
Sanırım kullanmak için fala bekledim.
Vous m'en demandez trop!
Yoo, çok fala şey istiyorsunuz.
Il m'a écrit.
Sana mektup fala yazmadı.
Ce n'est pas obligé.
- Cüce olmak zorunda fala değil.
Tout porte à croire que Fala a été tuée parce qu'elle fournissait des renseignements à la résistance qui les utilisait pour monter une attaque contre les Cardassiens.
Bu... Bir muhbir olduğu için Fala'nın cinayete kurban gittiği geçerli bir düşüncedir
Vous êtes aveugle ou quoi?
UHH! SEN KOR FALA MISIN?
N'importe quoi.
Fala hassas davranıyorsun.