English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Fanfare

Fanfare traducir turco

411 traducción paralela
Les filles, comme les commissaires morts, sont emportées au ciel en grande fanfare.
Kızların nara atarak Alexander Meydanı'ndan cennete polis müfettişi cesedi taşıdıkları bölüm.
Vous faut-il aussi une fanfare?
- Bando ile uğurlanmak mı?
La fanfare nous accompagnera suivie par moi-même et le Général!
Yürümek isteyenler komiteyi izleyebilir.
Sur ce fond de décor, la splendeur des Amberson détonnait comme une fanfare à un enterrement.
Bu saf yapının tam zıttı olan Ambersonların ihtişamı, bir cenazedeki bando kadar dikkat çekiyordu. İşte orası!
Dans notre fanfare...
Herkes iki iş birden yapıyordu.
Une fanfare et tout.
Bando falan.
Pardon pour la fanfare.
Orkestra için özür dilemem gerek.
Au lieu de ça, je trouve une fanfare.
Onun yerine, karşımda 40 kişilik bir bando buluyorum.
Il va se pointer en fanfare.
Sanki bir kral edasında dışarı çıkacaktır.
Dites-lui que nous ferons la fête à sa sortie. avec la fanfare et tout le tintouin.
Bir de çıkmasının şerefine büyük bir parti vereceğimizi söyleyin.
Il n'y a pas de fanfare ici, pas de foules en liesse, pas de journalistes réclamant des scoop.
Burada pirinç topluluğu, bağrışan bir kalabalık topluluk ya da bir manşet için gürültü koparan gazeteciler yok.
Elle se trouve maintenant à Rome, la ville éternelle, où sa visite a été soulignée par une parade militaire spectaculaire et par la fanfare de l'excellent régiment Bersaglieri.
Daha sonra ise bersaglieri askeri alayının bandosu tarafından muhteşem bir resmi geçitle karşılandığı edebi şehir Roma'ya geldi.
Je vais au café boire un Pernod et écouter la fanfare.
- Kafeye iniyorum bolca Fransız rakısı içip orkestrayı dinleyeceğim.
La fanfare, les gars!
Çocuklar! Başlayın!
Faudrait une fanfare pour qui a tué le fourgueur.
O torbacıyı her kim öldürdüyse şanına resm-i geçit yapmalı.
Oui, elle doit partir avec toute la fanfare.
Onu tüm onuruyla gönderiyoruz.
Oh, la fanfare!
Orkestra.
Pourquoi entrez-vous ici en fanfare?
Buraya pat diye gelmenin amacı nedir?
- C'est quoi, cette entrée en fanfare?
- Ne bu, paldır küldür içeriye girmek?
- Ça mérite une fanfare!
Arayın.
Mais quand je suis revenu, il n'y avait ni drapeaux, ni fanfare,
Santral? Bana St. Cloud...
Eh bien, à entendre la fanfare, j'ai cru qu'on servait ta tête sur un plateau, une pomme fourrée dans la bouche.
Tam burada. Saklamak için harika bir yer.
Je t'ai vu tremblant et en sueur, je t'ai tenu la tête pendant que tu vomissais avant que tu ne partes au combat sur ton cheval caracolant et la fanfare qui jouait Dixie.
Atını hoplaya zıplaya savaşa sürmeden ve bandonun Dixie'yi çalmasından önce soğuk terler dökerken titremelerini gördüm, kusarken başını tuttum.
Gros plan sur la fanfare.
Sen bandoyu çek.
Pourquoi la fanfare?
Bu bando da ne?
Regarde la fanfare!
Bak! Bando!
Virgil vole pour payer ses leçons mais malgré un piètre résultat, il joue dans une fanfare locale.
Virgil çello dersleri için hırsızlık yapar. Ve bu müzik aletinde bir beceriye ulaşamamasına rağmen yerel bir bando takımında çalabilecek kadar da iyidir.
- Nous étions dans la même fanfare.
Haynes? Doğru! Bandoda birlikteydik.
La fanfare est prête?
Pedro, açılış müziği için hazır ol.
Vous accueillez toujours les gens en fanfare?
İnsanlarι hep böyle mi karşιlarsιn?
C'est la fanfare.
Bunlar bando üyeleri.
Quel départ en fanfare.
- Ne kadar renkli bir uğurlama!
Fanfare... -
OYUNUZU JOE - WILLIAM - JACK DALTON'A VERİN Minik Joe.
Ne nous occupons pas de lui. Fanfare
Onu boş verin gitsin.
Nous voulons aussi remercier la fanfare de l'armée de l'air.
Bugün bizimle oldukları için Hava Kuvvetleri Bandosu'na teşekkürler.
[♪ fanfare]
Fransa.
[♪ fanfare]
Haydi, haydi, haydi!
Sabres... haut! [♪ fanfare]
Kılıç, yukarı!
Un départ en fanfare.
Hareketli bir uğurlama.
Allumez en entendant la fanfare.
- Tören borusunu duyduğunda havai fişekleri tutuştur.
Allumez en entendant la fanfare.
- Emredersiniz, efendim.
La voiture a coincé les enfants et la fanfare dans le vieux cimetière.
Araba, çocukları ve bando grubunu esir aldı..... ve hepimizi yarış pistinin oradaki eski mezarlıkta sıkıştırdı.
Atterrissage en fanfare!
Harika iniş!
Leprogramme inclut beaucoup d'artistes invités, la fanfare municipale...
Bir çok misafir sanatçı katılacak, Belediye bandosu...
Le programme inclut beaucoup d'artistes invités, la fanfare municipale...
Bir çok misafir sanatçı katılacak, Belediye bandosu...
Une fanfare devant un salon funéraire, un corbillard conduit par des cochers ivres, un enfant mort qui court ça et là.
ADAM CZERNIAKOW VARŞOVA YAHUDİ KONSEYİ BAŞKANIYDI - Her günü yazmış mı?
Voici la fanfare...
Şimdi tören kıtası için işaret verildi.
Il ne manque que la fanfare.
Gözünde bandı eksik.
C'est une fanfare.
Müziği!
Et en fanfare!
Bandolar çalıyor.
Fanfare sur "Démocratie", "Elections libres", etc.
Gerçek anlamda coşkulu bir demokrasi, serbest seçimler, böyle şeyler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]