Translate.vc / francés → turco / Frederick
Frederick traducir turco
914 traducción paralela
Le père de ce monsieur est M. Frederick Fitzgerald, le distingué avocat londonien.
Bu beyin babası Londranın en tanınmış avukatlarından Sir Frederick Fitzgerald'dır.
" Nous, Frédéric roi de Prusse, avons décidé par la grâce de Dieu d'honorer votre famille en choisissant votre fille, Sophie Frédérique, pour la couronne de Russie en tant qu'épouse de Son Altesse Pierre Féodorovitch, petit-fils de Pierre le Grand, neveu de Sa Majesté Impériale et héritier présomptif du trône.
" Prusya Kralı Yüce Frederick'den aldığımız talimatlara istinaden bir takım görüşmeler neticesinde kızınız Sophia Frederica'nın bir an önce Rusya'ya yola çıkarak Muhteşem Peter'in torunu ve tahtın en olası varisi olan Haşmetmaapları Peter Feodorovich'in gelini olmak üzere seçilmiş olduğunu bildirerek ailenizi onurlandırmaya karar vermiş bulunmaktayız.
L'après-midi et le soir en question, vous vous employiez à vos travaux au domicile de Frederick Garrett.
Söz konusu günün öğleden sonrası ve akşamında bir moda yaratıcısı yeteneğiniz ölçüsünde Strand'te Frederick Garrett'in evinde çalışıyordunuz, değil mi?
Et ce M. Garrett est le même qui est assis parmi les accusés?
Peki ya bu Bay Garrett buradaki sanıklardan biri olan aynı Frederick Garrett mi?
M. Garrett peut-il se lever?
Frederick Garrett ayağa kalkabilir mi lütfen?
Cet homme, accusé de meurtre, est le même Frederick Garrett que vous jurez avoir vu chez lui ce jour-là?
O halde, cinayetle suçlanan bu adam, Bayan Hooper sizin de gözünüzle görüp tanıklık ettiğiniz üzere o Cumartesi öğleden sonra ve akşamında evde bulunan Frederick Garrett'ir, değil mi?
Jurez-vous que durant ces heures où, suivant l'acte d'inculpation, l'accusé Garrett, parmi d'autres, a assassiné Joseph Wilson, jurez-vous donc que Garrett était paisiblement chez lui?
Edna Hooper, sanık Frederick Garrett'in diğer sanıklarla beraber dava konusu olan, Joseph Wilson'u öldürme suçunu işlediği saatlerde huzurlu bir şekilde evinde oturduğuna yemin eder misiniz?
Pendant ce temps, l'accusé Frederick Garrett, paisiblement armé d'une hache, réduisait à néant leurs efforts pour sauver la vie d'un innocent. Cet arrêt sur image...
Bu arada eline bir balta geçiren sanık Frederick Garrett de görevlilerin masum bir insanın hayatını kurtarma çabalarını sabote etti.
Frederick Garrett, coupable,
Frederick Garrett, suçlu. - Walter Gordon, suçlu.
SIR BARKER FÉLICITÉ PAR LE MINISTRE
Dışişleri Bakanı, Sör Frederick Parker'dan övgü dolu sözlerle bahsetti.
- Sir Frederick... - C'est tout.
- Başka bir açıklama Sör Frederick?
Vous permettez Sir Frederick?
- Özür dilerim. Bir resim alabilir miyim? - Consolidated Press için.
Enfin nous nous rencontrons.
Sizinle tanışma fırsatı yakaladığım için çok memnunum Sör Frederick.
Un jour vous m'avez volé mon pardessus.
Sör Frederick, bir keresinde kasten paltomu çalmıştınız.
La dernière de Sir Frederick :
Sör Frederick harika bir fıkra anlattı da.
Et Sir Frederick?
Bir de Sör Frederick'in tabağını görelim.
Mais Maria compose.
- Ama Maria, o harika bir bestecidir. - Frederick!
Frederick est parti.
Frederick çıkmış.
Je l'ai souvent dansée avec Frederick.
İlk kez duyduğumda, Frederick ile dans ediyordum.
Allez chercher Sir Frederick.
- Wilton, Sör Frederick'e bakabilir misin?
Notre curiosité est piquée au vif. On veut en savoir plus long.
İlgimizi öyle bir seviyeye çıkarttınız ki Frederick'le bu kadın hakkında daha fazla şey bilmeye hakkım var.
Frederick! Tu travailles? Je suis désolé.
- Frederick, çalışmıyorsun, değil mi?
Sir Frederick?
Sör Frederick.
Un instant Sir Frederick.
Bir dakika lütfen Sör Frederick.
C'est merveilleux!
Frederick, bu gerçekten harikulade! Buna inanmakta güçlük çekiyorum.
Garde ton calme.
Frederick, sinirleniyorsun.
Serais-tu jaloux?
Frederick, kıskanıyorsun.
Si tu entres dans cette pièce ne me considère plus comme ta femme.
Frederick, eğer o odaya girersen korkarım ki evliliğimiz biter.
II paraît que Frederick est ici.
Anladığım kadarıyla Frederick burada.
John Frederick Ethram.
John Frederick Ethram.
"Ce diplôme certifie que... " Frederick Steele est un membre... " de quelque chose.
"İşbu belgenin ibraz edileceği tüm kişi / kuruluşlara bilmem ne üyesi olan Frederick Steele selamlar falan filan.."
Docteur Frederick Steele, Brattleboro, Vermont,
" Doktor Frederick Steele, Brattleboro, Vermont.
"Nous, Edward Frederick Lindley, Vicomte Halifax... " Premier secrétaire d'État de sa Majesté "etc... " demande à tous ceux qui peuvent être concernés...
" Ben Edward Frederick Lindley, Viscount Halifax Majestelerinin Dışişleri Bakanı olarak vesaire, vesaire yetkili kişilerin bunu taşıyan kişinin hiç bir engelleme olmadan geçiş yapması..
Frédérick Lemaître.
Frederick... Frederick Lemaitre.
Frédérick Lemaître, souviens-toi.
Frederick Lemaitre.
- D'abord : je m'appelle Frédérick.
- Evet, var. İlk olarak, adım Frederick.
- Alors, au revoir, Frédérick.
Esi, hoşça kal... Frederick.
Après vous, monsieur...?
- Frederick. Frederick Lemaitre.
Pauvre Frédérick.
Zavallı, Frederick.
N'est-ce pas?
Elbette, Bay Frederick.
Frederick.
Frederick.
On part en voyage.
Frederick ile küçük bir geziye gideceğiz de.
C'est là qu'on va?
Frederick, buraya mı gideceğiz? Bu harika!
"Jules César, lève-toi!" C'est Frédérick qui est là.
Frederick seni bekliyor.
- Frédérick Lemaître.
Hayır, siz buyun.
- Alors, bonne nuit, Frédérick.
O halde, sana iyi geceler, Frederick.
- Oh...
Çok güzel, Bay Frederick!
C'est beau, M. Frédérick, et puis, c'est un peu...
Ve biraz...
- Un peu? - Oh, M. Frédérick.
Bay Frederick, aptalca birşey söyleteceksiniz bana.
Frédérick... - Ayez pitié d'un pauvre aveugle!
Zavallı köre bir sadaka.
- Frédérick?
Güzel kostüm.