English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Fruits

Fruits traducir turco

3,783 traducción paralela
Il a fait tout ça pour des fruits. Ça ressemble à des fruits.
Meyveler sanki gerçekmiş gibi
Beurk, les fruits moisis. Surtout les pêches.
Bozulmuş meyveden kötüsü de olamaz yani.
J'arrive pas à croire qu'ils mettent des fruits dans la pizza maintenant, mec.
Artık pizzalara meyve koyuyorlar inanılır gibi değil...
Alors je veux que tu te fasses une fleur, et que tu profites des fruits de ton labeur.
Kendine bir iyilik yap. Bunun tadını çıkar şimdi.
Il y a un stand de fruits bio un peu plus loin qui est construit sur ce que je crois être un champ d'énergie électromagnétique.
Önümüzde, vorteks enerji sahasında olduğunu düşündüğüm organik bir meyve standı var.
Attends. Tu as volé ces fruits?
Çaldın mı sen bunları?
Non, je n'ai pas volé les fruits.
Hayır, meyveleri çalmadım.
Les fruits appartiennent à la terre, et par conséquent, aucun humain n'a le droit de mettre un prix dessus.
Meyve dünyaya aittir, bu sebeple hiçbir insan tarafından fiyat biçilemez.
Je suis satisfait de rapporter que nos efforts avec Mr. Northman ont finalement porté leurs fruits.
Bay Northman'a harcadığımız emeklerin meyvesini verdiğini bildirmekten mutluluk duyarım.
Il aime ses fruits et légumes frais.
Taze meyve ve sebzeyi sever.
L'été arrive, et cela signifie une chose... se détendre et profiter des fruits de son travail pendant trois mois de vie sans stress.
Yaz geliyor, ve bunun tek bir anlamı var- - Üç aylık stressiz yaşamla rahatlayıp çalışmalarımızın meyvesini yeme vakti.
Tu réalises que tes fruits ne ressembleront jamais à ceux de Goldie Hawn.
Benim meyvelerimin asla Goldie Hawn'unkiler gibi görünmediğini fark ediyorum.
Je n'aurai jamais les fruits de Goldie Hawn, Mike!
Asla Goldie Hawn'un meyvelerine sahip olamayacağım, Mike!
Contente de voir que tout cet entrainement porte ses fruits.
Bunca saattir uğraştığına değdiğini görmek ne güzel.
Cette folle pense que la danse et les jus de fruits ont guéri son cancer, cependant elle a 23 000 followers.
Neşe denen bu çatlak kadın dans edip meyve suyu hazırlamanın kanserini iyileştirdiğini düşünüyor. Ama 23 bin takipçisi var kadının!
Mais est-ce qu'ils ont eu le sens des affaires pour rendre ces idées 1.000 fois meilleures, et ainsi récolter les fruits de leurs prétendues créations? Oui!
Peki ikisi de, o fikirleri 1000 kat daha iyi hâle getirerek bahsi geçen oluşumların meyvelerini toplamalarını sağlayacak iş zekâsına sahip miydi?
La plupart des centrifugeuses n'extraient pas totalement tout le jus de vos fruits et légumes.
Diğer birçok markanın meyve sıkacakları meyve ve sebzelerinizin sularını tamamen sıkmaz.
Hadley, toi et Hunter vous avez mangé des fruits de lumière?
Hadley, sen ya da Hunter hiç ışık meyvesi yediniz mi?
Et si elle était allergique aux fruits de mers?
Ya midyeye alerjisi varsa?
"Chéri, je pense qu'on est à court de lait". Isle j'ai demandé spécifiquement un menu spécial... des flocons d'avoine garnis de fruits secs. Dr.
gibi garip garip mesajlar geliyor.
C'est comme une explosion de fruits
- Meyve patlamasi gibi!
L'argent porte déjà ses fruits.
Akıllı para çoktan buraya park etti ahbap.
Plutôt un homme à fruits ou à racines?
Meyveci misin sebzeci mi?
Des fruits? Bien sur.
- Elma mı, tabii.
Quel programme digne de ce nom envoie une corbeille de fruits?
Kendine saygısı olan hangi program meyve sepeti yollar ki?
Champagne, oui, mais des fruits?
Şampanya tamam da meyve?
Dieu, j'espère qu'il aime les fruits et les assiettes de fromage, tu sais?
- Pekâlâ. Tanrım, umarım meyveli peynir tabağını beğenir.
La seule nourriture à bord était ces satanés fruits et fromages.
Acıktım. Uçakta sadece lanet olasıca meyveli peynir tabağı vardı.
Régime de melons, régime de pamplemousse, régime de limonade, régime de fruits de mer
Karpuz diyeti, greyfurt diyeti, limonata diyeti, deniz ürünleri diyeti.
Pourvu que ça porte ses fruits.
Umarım yeterince iyidir.
Laisse moi voir comment tu t'allonge sur les fruits
Meyvelere uzanıyorsun.
Voyons, Jess! Ce sont les fruits de votre imagination débordante.
Hayır, Jess huzursuz bir hayal gücünün ateşli düşleri bunlar.
Sans pollinisation par les insectes, il n'y aurait pas de fruits.
Polenleri taşıyacak bir tür böcek,... olmadan bademler asla filiz vermez.
Un voyage à la prison a porté ses fruits
Hapse yaptığım bir ziyaret çok faydalı oldu.
Fruits de la passion.
Karışık meyve tabakları var.
Hey, Je me trouvais dans le quartier et je me suis dis, "Mec, Quinn est dans une telle forme, elle doit aimer les fruits."
Selam. Buradan geçiverirken "Quinn'in fiziği de amma iyiydi. Meyve seviyor olmalı." diye düşündüm.
Un cake aux fruits de chez Nellis!
Nellis'in Yeri'nden meyveli pasta mı!
Nous aimerions savoir si vous avez vendu un gâteau aux fruits à cette femme plus tôt dans la semaine.
Bu hafta bu kadına meyveli pasta satıp satmadığını öğrenmek istiyoruz.
Je n'aime pas les gâteaux de fruits.
Sevmem ki.
Donc vous achetez un gâteau de fruits qui se trouve être empoisonné?
Ne yani gittin de şansına zehirli meyveli pasta mı verdiler sana?
Depuis, tous les mois, Ethel me fait un cake aux fruits.
O zamandan beri her ay Ethel, bana pasta hazırlardı.
Mais Lunsford déteste le cake aux fruits.
İyi de Lunsford meyveli pastadan nefret ediyor.
Nous allons à Manhattan pour boire des cocktails de fruits et du champagne.
Meyve kokteyli ve şampanya için Manhattan'gidiyoruz.
Tous types de fruits, juteux, succulents.
Her çeşit meyve var. Sulu, dolgun.
Ta fille a appelé pour demander des fruits de mer.
Kızın aradı ve deniz ürünü seçeneği olsun istedi.
Les huîtres sont les fruits de mer par excellence.
İstiridye deniz ürünü işte.
Restaurant de fruits de mer.
Crabhouse'da.
_ Il est allergique aux fruits de mer.
- Yumuşakçalara alerjisi var.
Et bien, si vous voulez faire un smoothie, vous devez être sûr de mixer les bons fruits, non?
Eğer biraz meyve suyu yapmak istiyorsan, hangi meyveleri karıştırdığını bilmelisin, değil mi?
Un smoothie aux fruits.
Meyve suyu.
Les fruits sont plus sucrés...
Meyve daha tatlı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]