Translate.vc / francés → turco / Féé
Féé traducir turco
1,999 traducción paralela
D'après la légende, le sang de fée est délicieux et enivrant pour les vampires.
Efsaneye göre peri kanı vampirlere sarhoş edecek kadar lezzetli gelir.
Tu veux vraiment me faire croire qu'elle est une fée?
Cidden onun bir peri olduğuna inanmamı mı bekliyorsun benden?
C'est un croisement entre fée et humaine, ce qui l'empêche d'être détectée.
İnsan-peri karışımı ki bu da onu ortaya çıkmasından koruyan şey.
Si vous la drainez complètement, vous ne boirez plus jamais de sang de fée.
Eğer onu tamamen süzerseniz içeceğiniz son peri kanı olur.
J'ai attendu des siècles pour trouver une vraie fée.
Gerçek bir peri bulmak için yüzyıllardır bekledim.
Des doigts de fée.
Ama bitkisel olduğunu söylediler- -
Ça ne semble pas être un bon endroit pour une petite fée?
Küçük bir peri için güzel bir yer gibi gelmiyor mu?
Je suis comme la Fée Clochette.
Tinkerbell gibiyim Finn.
La fée Clochette?
Peri kraliçeden mi?
La poudre de fée.
Peri tozu.
Je n'achèterai plus de chocolats à une fée.
Bir daha asla bir periden çikolata almayacağım. Söz veriyorum.
Genre condor ou doigts de fée.
Akbaba ya da Bamya gibi?
Vous avez vécu 5 ans dans un conte de fée.
- Siz ikiniz 5 yıllık bir peri masalında yaşadınız.
comme celui des contes de fée.
Peri masalı teması gibi...
Jockamo fee na nay
"Jackamo fee nane"...
Basse-9e, Central City, Uptown À chanter Jockamo fee na nay
Aşağı 9, Central City, kuzeyi Söylüyor "Jockamo fee nane"...
C'est toi qui as fait cuire la fée Clochette.
Tinker Bell'i mikrodalga yapan sensin. Ben sadece parçaları birleştirdim.
D'accord, Clochette est une fée.
Her neyse, Tinker Bell'ler peri anlıyorum.
Pour gagner les faveurs d'une fée, on met un bol de crème fraîche.
Eğer bir perinin beğenisini kazanmak istiyorsanız bir kase taze krema koyun.
Même si elle est forte, la fée doit se pencher pour compter les grains.
Ne kadar güçlü olursa olsun periler dökülen taneleri sayacaktır.
Vous êtes ma Fée Bleue?
Yani sen benim mavi perim misin?
Comme une Fée Clochette chirurgien et brune.
Tıpkı esmer peri kızı gibi.
La Fée des Lilas?
Burayı kim dekore etti, diş perisi mi?
Je n'ai pas de fée-marraine à appeler, ni la machine politique de Chicago.
Alicia, benim bir iyilik meleğim yok veya Chicago'nun politika makinesini arayamam.
J'arrive à temps pour mettre la fée au sommet?
Periyi tepeye koymaya yetiştim mi?
John n ° 2, vous êtes une fée des bois.
İkinci John, sen orman perisisin.
Ce matin, quand tu as vu les raisins, tu as demandé qui les avait mis là, j'ai répondu "la fée du raisin".
Evet, bu sabah komodinin üzerinde taze dilimlenmiş greyfurdu bulduğunda onu oraya kimin koyduğunu sormuştun. Ben de greyfurt perisi demiştim.
Je croyais que c'était un conte de fée.
Ben onu masal zannediyordum.
T'es une vraie fée du logis.
Şuna bak, tam evcimen olmuşsun.
- Pas exactement, Fée Clochette.
- Tam değil Tinker Bell.
Il me manquait juste une fée aux gros seins avec moi.
Bunu daha güzel yapabilecek tek şey, yanımda kocaman göğüslü bir perinin olması olurdu.
Es-tu une fée?
- Bir peri misin?
Je m'en fous si je dois t'y trainer avec de la poussière de fée.
Seni peri tozuyla har vurup harman savursam bile umurumda değil. Bunun asıl olay olduğunu sanmıyorum.
Je suis la... bonne... fée!
İyilik Perisi!
Je viens de claquer la fée des dents sur un tapis en peau d'ours.
Az önce bir ayı postu üzerinde diş perisini siktim!
Même la fée des dents les voit plus souvent.
Diş perisi bile onları daha sık görür.
- Qui est la fée des dents?
- Diş perisi de ne?
- "Qui est la fée des dents?"
- "Diş perisi de ne?"
"Qui est la fée des dents?"
"Diş perisi de ne?"
Voici un père qui ne sait pas qui est la fée des dents.
İşte diş perisinin ne olduğunu bilmeyen bir ebeveyn.
- Et la fée des dents?
- Bir de diş perisi değil mi?
- Tu veux entendre parler de la fée des dents, maintenant?
- Bunu da tartışmak istiyor musun?
Salut, ma petite fée.
- Görüşürüz, hayatım.
Il voyage à travers la pièce comme de la poussière de fée.
Odada peri tozu olarak gezdi.
Sortez et retournez dans votre joli conte de fée.
Lütfen git ve hayal dünyanda alıştığın şekilde yaşa. Güzelce...
Je suis votre bonne fée, ce soir.
Bugün senin peri annenim.
Ma tâche de bonne fée se termine ici.
Ancak buraya kadar peri annen olabilirim.
Un cadeau de votre bonne fée?
İyilik perisi mi giydirdi?
Mais, ma bonne fée m'a dit de venir vous dire : "Je suis venue pour vous."
Ama sonra peri anne gelip sana bunu söylememi istedi seni görmeye geldiğimi.
Selon Marraine la Bonne Fée, seul un baiser brisera le sortilège.
Peri anne, büyüyü sadece gerçek aşkının öpücüğünün bozabileceğini söylemişti.
Je croyais que la Fée des gaufres était une légende!
Waffle perisinin masal olduğunu sanıyordum.