Translate.vc / francés → turco / Fîni
Fîni traducir turco
58,848 traducción paralela
Je n'ai pas fini.
- Daha çok var.
Fini, le câlin au lit?
Ya. Uyku saatine ne oldu?
- Fini, spectacle!
- Başka film yok!
Ça n'a pas bien fini.
Bu pek iyi bir son olmadı.
Comment vous avez fini ici?
Nasıl buraya geldin?
Après tant d'années d'errance, j'ai fini par épouser la bonne.
O kadınla yıllarca yerimizde saydıktan sonra sonunda evlendim.
Vous avez fini?
Gözden geçirmeyi bitirdin mi?
Non, c'est fini.
Hayır o bitti.
Maintenant qu'on en a fini avec les civilités...
Hoşbeşi aradan çıkardıysak madem...
Je leur ai dit comment ça allait se passer je leur ai donné plus que nécessaire, on en a fini avec eux.
Nasıl bir anlaşma yapacağımızı anlattım ve onlara hak ettiklerinden de fazlasını verdim. Onlarla işimiz bitti artık, tamam mı?
C'est fini.
Artık değil Batman.
Tu ne te bats plus, c'est fini.
Artık bununla savaşamayacaksın.
Fini les crimes!
Artık suç yok!
On aura fini avant dodo?
Uyku vaktimden önce biter mi işimiz?
Toi et moi, c'est fini.
- Sen ve ben, yok artık!
Le Joker en a fini avec nous, mais nous pas.
Joker'in bizimle işi bitmiş olabilir ama bizim onunla bitmedi.
KO ou abandon, et le combat est fini.
Biri nakavt olunca ya da pes edince dövüş biter.
Il faudra attendre que j'aie fini.
İşim bitene kadar beklemen gerek.
Fini de jouer.
Oyun vakti bitti.
On a fini, alors.
Sanırım toplantı bitti.
J'ai presque fini.
Neredeyse bitti.
Les flics ou La Main finiront par les trouver, mais j'espère qu'on en aura fini d'ici là.
Sonunda El ya da polis onları bulacaktır ama o zamana kadar işimizi halletmiş olacağız.
Ça ne s'est pas bien fini.
Sonu iyi bitmedi.
Mais dans quel état ont-ils tous fini?
Ama hepsinin sonu ne oldu?
Tu as fini? Oui.
Bugünkü işlerin bitti mi?
Plateau à la porte, une fois fini.
İşin bittiğinde tepsiyi kapıya koy.
C'est fini?
İşimiz bitti mi?
Promets-moi que quand tout ça sera fini, nous rattraperons le temps perdu.
Tüm bunlar bittiğinde kaybettiğimiz zamanı telafi edeceğimize söz ver.
J'en ai fini avec toi, Harold.
Seninle işim bitti Harold.
Mais la boutique a fini par ne plus répondre au téléphone.
Ve çok geçmeden yerel sörf dükkanı telefonlarıma cevap vermemeye başladı
Non, c'est pas fini.
hayır dahası da var.
J'en ai fini.
Bitirdim.
C'est pas fini.
Bu daha bitmedi.
Maintenant, c'est fini.
Artık geçti.
C'est fini, sale morveux?
Hallettin mi seni küçük bok kafa?
Voilà, on a presque fini.
Evet. Aynen böyle. Neredeyse bitti.
C'est presque fini.
Neredeyse bitti.
Quand nous aurons fini ici, nous irons sur le lieu de la fête.
Burada işimiz biter bitmez partinin yapıldığı yere gitmeliyiz.
J'ai fini.
Bitti.
Fini, les maths pour la journée.
Bugünlük bu kadar matematik yeter.
Fini, les mathématiques?
Matematik de bitti yani?
C'est fini, alors?
İşimiz bitti mi?
C'est fini, Général.
Buraya kadar General.
Vous avez fini.
Bitti galiba.
C'est fini.
Bitti artık.
C'est fini pour vous.
Senin için bitti.
C'est fini pour vous tous.
Hepiniz için bitti.
T'es fini, Toretto.
Bu iş bitti Toretto.
- J'ai fini.
- Benim işim bitti.
Tu rallumes la télé quand t'auras fini, OK?
Yemeğini bitirdikten sonra televizyonu açabilrsin tamam mı?
Non, c'est pas le temps d'abandonner, t'as presque fini tes cours.
Hayır. Sonuna gelmişken okulu bırakamazsın.