Translate.vc / francés → turco / Garrison
Garrison traducir turco
689 traducción paralela
Des fanatiques du Nord créent des troubles.
William Lloyd Garrison tam bir fanatiktir. Wendell Phillips ise başka bir fanatik. Çok hassas bir konumdalar.
Nous devrions en pendre certains, tel William Garrison.
Bize rahat vermeleri için bir kaçını asmamız gerekecek gibi gözüküyor. Şu William Lloyd Garrison bu konuda benzersiz biri.
Cela ne résoudrait pas le problême.
Korkarım sorunlarınız Bay Garrison'u asarak çözülmeyecek Bay Cantrell.
Il y en a d'autres, mais Garrison est un traître.
Daha pek çok var Bayan Dillard. Ben Garrison dedim çünkü O bir hain, bunu kendisi söylüyor.
J'ai connu un type, Garrison...
Hiç unutmam, Petty Garrison diye bir adam vardı.
Bulletin du 9 novembre Le célèbre quotidien The Day va être vendu. C'est ce qu'annoncent les héritières de feu John Garrison, son fondateur.
Amerika'nın başta gelen gazetelerinden The Day gazetenin kurucusu ve sahibi Merhum John Garrison'ın varisleri tarafından verilen bilgiye göre satılacaktır.
- Seuls les héritières,
- Garrison varislerinin yapacağı bir şey bu.
Le juge décidera, Mme Garrison.
Buna vasi mahkemesi karar verecek, Bayan Garrison.
- Mme Garrison.
- Bayan Garrison.
Le testament de feu John Garrison, fait à la veille de sa mort il y a 11 ans, désignait comme héritières sa fille aînée, Alice, sa fille, Katherine et son épouse, Margaret.
Merhum John Garrison ölmeden 11 yıl önce yaptığı son vasiyetinde varisleri olarak büyük kızı Alice'i kızı Katherine'i ve eşi Margaret'i belirledi.
John Garrison a fondé ce journal, pas le mari de Mme Courtney.
Bu gazeteyi John Garrison kurdu, Bayan Courtney'nin kocası değil.
Vous devez empêcher ça!
Bayan Garrison, buna engel olmalısınız.
- Je suis venu voir Garrison.
Buraya gelip seninle ve Garrison'la çalıştım.
J'ai traversé le Jourdain, fuyant une feuille de chou, pour demander du travail au vieux Garrison.
River Jordan'a bir haftalık dedikodu gazetesinden geldim ve John Garrison'dan iş istedim.
Old man Garrison lies a moldering in the grave
Eski toprak Garrison yatıp çürüyor mezarda
Le père Garrison s'effrite dans son cercueil...
Eski toprak Garrison yatıp çürüyor mezarda
John Garrison.
John Garrison.
- J'ai parlé à Alice Garrison.
- Alice Garrison ile konuştum.
J'ai lu attentivement le testament de feu John Garrison.
Merhum John Garrison'ın vasiyetini dikkatlice inceledim.
Votre honneur, la veuve de John Garrison, et héritière - désire faire une déclaration.
Sayın Hâkim, izniniz olursa merhumun eşi ve varislerden biri olan Bayan Garrison mahkemede konuşmak istiyor.
Elle était d'accord!
Sayın Hâkim, Bayan Garrison razı...
Vous avez pourtant signé l'acte de vente.
Fakat bu satış isteği sizin tarafınızdan imzalanmış, Bayan Garrison.
Les filles de M. Garrison représentent la majorité.
Bayan Garrison'ın kızları değiştirmedi. Onlar çoğunluktalar.
Mme Alice Garrison Courtney,
Bayan Alice Garrison Courtney.
Mme Katherine Garrison Geary.
Bayan Katherine Garrison Geary.
Mme Garrison a un droit de préemption.
Sayın Hakim, Bayan Garrison'ın satın alma önceliği var.
Je statuerai après examen de la demande de Mme Garrison.
Bayan Garrison'ın talebini değerlendirmeye alacağım.
- Mme Garrison vous attend au Dôme.
Arkası da geliyor. - Bayan Garrison sizi görmek istiyor.
Mme Garrison vous attend toujours.
- Evet? - Bayan Garrison bekliyor? Ne diyeyim ona?
Je raccompagne Mme Garrison.
Bayan Garrison'ın evine sağ salim gitmesini sağla.
J'ai étudié de près le contrat liant... les héritières de feu John Garrison et les publications White.
Merhum John Garrison'ın varisleri ve Lawrence White basın şirketi arasında yapılan mevcut sözleşmeyi iyice inceledim.
Mme Garrison, Avez-vous quezlque chose à ajouter?
Bayan Garrison, ekleyecek bir şeyiniz var mı?
Suis-je clair, révérend Garrison?
Yeterince açık mı, Muhterem Garrison?
Je suis allé voir Garrison, Ltée, dans l'édifice Unidyne.
Unidyne binasındaki Garrison Limited şirketine gitmiştim.
Garrison, Ltée.
İsmi neydi? Garrison, Limited.
Je suis allé à la bibliothèque de la 42e Rue, j'ai cherché Garrison.
Kütüphaneye gittim ve Garrison ismini araştırdım.
À la bibliothèque de la 42e, j'ai cherché Garrison, Ltée.
Kütüphanede Garrison Limited ismini aradım.
J'ai trouvé des Laboratoires Garrison à Brewster, en Californie.
Brewster, Kaliforniya'da Garrison Laboratuarı varmış.
Ces labos sont dirigés par un homme du nom de Josephson.
Garrison Laboratuarını Josephson diye biri yönetiyor.
Avant de prendre la direction, M. Sylvester Josephson dirigeait la division physicochimie chez Unidyne.
Garrison'u devralmadan evvel, Bay Sylvester Josephson Unydine şirketinde fizyokimya bölümünü yönetiyordu.
- Les Laboratoires Garrison.
Garrison Laboratuarını.
Dans mon bureau, bien sûr, chez Garrison.
Elbette Garrison'daki odamdaydım.
Garrison est en Californie.
Garrison Kaliforniya'dadır.
Mark Garrison.
Doktor, ben Mark Garrison.
- Je vous ouvre la porte, M. Garrison.
dikkat et. Kapıyı kapatayım, Bay Garrison.
- C'est le jour J, Mme Garrison?
Zamanı geldi demek Bayan Garrison?
Ne vous inquiétez pas.
Siz merak etmeyin Bayan Garrison.
- le dessin, l'éditorial signé Garrison, c'est ton idée? - Comme toujours.
- Her zamank gibi.
- Mme Garrison?
- Bayan Garrison.
Mme Garrison?
Bayan Garrison.
Bonjour, M. Garrison.
Günaydın, Bay Garrison.