English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Georg

Georg traducir turco

126 traducción paralela
Professeur Georg Manfeldt :
Aktörler :
Klaus Pohl Wolf Helius :
Prof. Georg Manfeldt...
Georg Manfeldt, Professeur d'astronomie.
Dr. Georg Manfeldt bir Astronomi Profesörüdür.
Le juif Georg Bernhard, patron de la maison d'édition Ullstein.
Prusya Başbakanı Yahudi Hirsch.
- Avez-vous entendu parler de Georg...
Coğrafya diye birşey bilmezmi...
George veut toujours "être à la hauteur".
3 bin metre yüksekliğinde olsa da Georg her zaman zorluklarla "boy ölçüşmeyi" sever.
C'est vraiment intéressant d'être ici avec vous, Georg.
Bu benim için gerçekten heyecan verici, Georg. Burada seninle olmak.
Vous n'êtes pas tant une énigme dans ce cadre.
Seni burada gördüğümde çok daha az gizemlisin, Georg.
J'aime beaucoup cet endroit, Georg.
Burayı çok seviyorum, Georg.
Que suis-je alors, Georg?
Ne dersin peki, Georg?
- Avec le téléphone de Georg.
- Georg'un telefonundan tabii.
Vous êtes comme de la famille.
Sen ve Georg aile gibisiniz.
- Ce n'est qu'un enfant.
- Georg, o daha çocuk.
Un groupe de chanteurs de la même famille.
Hepsi aynı aileden olan bir grup. Asla tahmin edemezsin Georg.
Un seul mot et vous faites partie de mon spectacle :
Ne zaman evet dersen Georg, yeni gösterimin parçası olabilirsin :
J'ai une merveilleuse idée, George.
Benim harika bir fikrim var, Georg.
Vous vous inquiétez trop, George.
Gereksiz yere endişelenmişsin, Georg.
George, ne la laissez pas partir.
Georg, bu kızın kaçmasına izin verme.
Dites-moi comment persuader Fräulein d'influencer George... pour qu'ils aillent au festival.
O kadar akıllıysan, fräulein'ın Georg'u etkilemesini nasıl sağlayacağımı söyle. O çocukları festivalde istiyorum.
- Vous voulez quelque chose de frais?
- Uzun ve serin bir şey, Georg?
C'est merveilleux, Georg.
Harika değil mi, Georg?
Oui, Georg.
Evet, Georg.
- George, c'est pour l'Autriche.
- Georg, bu Avusturya için.
Le groupe de Jaeger, que la classe moyenne de Kristiania surnomme la "Bohème"
Jaeger'ın grubu Kristiania burjuvaları tarafından Derbederler diye ve Georg Brandes tarafından Vahşi Çingene Çetesi olarak adlandırıldı.
et que Georg Brandes appelle "cette bande de gitans sauvages", débat jusque tard dans la nuit de nihilisme, d'anarchie, des oeuvres de Charles Darwin et de Karl Marx, du rôle de l'art, du sens de la vie et de l'amour libre.
Gece geç saatlere kadar nihilizmden, anarşiden Charles Darwin ve Karl Marx'ın çalışmalarından konuşur sanatın rolünden, varoluşun sebeplerinden ve evliliği reddetme akımından bahsederlerdi.
C'est ça, et puis chacun pour soi.
- Biletleri almaya git, ve Georg'a güle güle de.
Regarde, Franz, voilà Georg.
Ve Franz, bu George.
Bien sûr que je l'ai amené.
Tabii, Georg'u getirdim.
- Oui, je m'appelle Georges.
- Tabi ki, ismim Georg.
Cher père, chère mère, excusez-nous, Georg et moi, de vous écrire maintenant seulement, mais depuis la mort de maman, il s'est passé tant de choses que nous n'avons vraiment pas trouvé le temps de le faire avant.
Sevgili anne ve baba, Bizi affedin, Georg ve ben ancak şimdi yazabiliyoruz. Annemin ölümünden beri, çok şeyler değişti.
Pendant tout ce temps, Georg a vraiment été formidable.
Bu esnada Georg bana karşı hep iyiydi.
Malheureusement, il a de ce fait un nouveau patron, un incapable qui n'est plus qu'à quelques années de la retraite mais croit tout savoir et, par peur que Georg ne prenne sa place, ne cesse de lui mettre des bâtons dans les roues.
Maalesef, emekliliğine birkaç yıl kalmış, beceriksiz bir patronu var. Patronu her şeyi bildiğini sanıyor ve Georg'un yerini alacağını sanıp korkuyor. Bu da işleri zorlaştırıyor.
Georg vous envoie ses pensées et ses baisers les plus affectueux et vous prie de l'excuser de ce que le manque de temps l'empêche de vous écrire lui-même.
Georg size en içten dileklerini yolladı. Kendisi yazamadığı için bağışlamanızı rica ett.
Depuis le début du mois, c'est-à-dire il y a quatre jours, Georg a pris son nouveau poste.
Ayın başında, dört gün önce Georg yeni bir işe başladı.
Mais on peut dire qu'il a gagné la partie.
Diyebilirsiniz ki, Georg maçı kazandı.
Son énergie au travail a secoué la poussière dans le service et comme son chef souffre ces derniers temps d'un problème intestinal apparemment assez tenace et passe plus de temps en congé de maladie qu'au bureau, on a proposé à Georg
İşteki enerjisi, bölümün tozunu kaldırdı. Patronu, inatçı ve ağır bir şekilde bağırsaklardan hasta olduğundan beri, ki izinli gün sayısı arttı, Georg'dan servisin başına geçmesini istediler.
Quoi qu'il en soit, son patron est à la veille de la retraite et la nomination définitive de Georg à la tête du service n'est plus qu'une formalité.
Ne olursa olsun, patronu emekliliğe çok yakın. Ve Geog'un bölüm başkanı olması sadece formalitelere kaldı.
Ce soir, M. Breitenfels, le directeur général de Georg, vient dîner chez nous en remerciement de la soirée à laquelle il nous a invités il y a 15 jours et où la nouvelle situation de Georg dans l'entreprise a été pour ainsi dire officialisée.
Bu akşam, Bay Breitenfels, Georg'un yönetici müdürü, bize yemeğe gelecek. İki hafta önce bize verdikleri yemeğe karşılık olacak. Georg'un işteki yeni görevi aşağı yukarı resmî olarak o gecede kutlandı.
Votre fils Georg.
Oğlunuz Georg.
- Laisse, Georg!
- Bırak, Georg!
- Georg?
- Georg?
Je t'en prie, Georg!
Lütfen, Georg!
Comment va Georg?
Georg nerede?
On verra comment ira Georg.
Georg'un durumuna bağlı.
Tends la main à Georg.
Georg'a elini uzat.
Nous dirons que Georg s'est cassé la jambe dans le bateau.
Georg'un bacağını teknede kırdığını söyleriz.
Georg!
Georg!
Fou ou escroc? Le professeur Georg Manfeldt
Prof. Mandfeldt'in Dünya Astronomi Kongresi'nde yer alan... aydaki altın bolluğu hakkındaki konferansı... hayali yaklaşımıyla protestolara neden oldu.
Le juif Walter Rathenau, ministre allemand des affaires étrangères.
Ullstein Basımevi'nin Başkanı Yahudi Georg Bernhard.
- George.
- Georg, lütfen.
Que pensez-vous d'un yacht... pour la Méditerranée?
Georg, yatlar hakkında ne düşünüyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]