Translate.vc / francés → turco / Gig
Gig traducir turco
71 traducción paralela
Hier, la voiture de Gig était garée devant chez Nancy.
- Dün gece Gig'in arabasını Nancy's'in önünde gördük. - Bunu iyi dinle...
Il sort de sa voiture, se dirige vers nous... et nous aide à pousser la voiture de Gig.
Sonra arabasından çıktı ve bize doğru yaklaştı... Ve Gig'in arabasını yürütmemize yardım etti.
A ce moment Gig sort de la maison... et se met à crier "On me vole ma voiture!"
Derken, Gig evinden çıktı ve... "Arabamı çalan kim?" diye bağırmaya başladı.
Si Gig ne nous avait pas couvert on aurait eu des ennuis.
Gig durumu ört bas etmeseydi başımız belaya girecekti.
C'est la deuxième fois qu'on joue en public.
This is our second gig. This is the second time we've ever played in front of people, man!
Oui?
- Evet? - Hey, Jack. Benim, Gig.
Vous pouvez avoir la carte GIG-GIC et vous garer où vous voulez.
Avantajlısınız. Bir özürlü plakası alın ve istediğiniz yere park edin.
C'est mon gig!
Ama bu benim tarzım.
Euh-Gig-Chuck?
Gieg Chuck mı?
Je ne pourrais pas être acteur, je ne sais pas dire "contrat".
İşte bu yüzden aktör olmadım. Ben "gig" diyemem ( icraat ).
L'autre vaisseau utilise des batteries de 20 gigas, donc ça fait cinq.
Bu ise 20-gig bataryası alıyor. 5 tane eksiğimiz var.
Gig Young, s'est tué avec sa femme.
Gig Young 1978'de kendini ve karısını vurdu.
Si j'étais pas président du Rotary vice-président de la fondation pour l'enfance et Grand Frère!
Öncelikle, bak eğer ben kulüp sahibi olsaydım Sunshiny Day Kulüp'ün ahlaksız sahibi ama ben Büyük Kardeş'im Gig.
Je sors à peine d'un cambriolage bidon foiré
Gig, daha yeni basit bir soygunu elime yüzüme bulaştırdım.
Mon verre est complètement vide
Hayır Gig, bardağım tamamen boş. - Dikkat et.
Prends des notes. Parce que ça va fuser
Not almaya başla çünkü Gig ve ben bunu konuşmaya başladığımızda altın fikirler havada uçuşacak.
Salut, Jerry.
Nasılsın dostum? - Gig.
Vous connaissez un certain Jerry Green?
Gig, Jerry Green adlı bir adam tanıyor musun?
Gig à l'appareil
Dale, ben Gig.
- C'est Gig qui t'envoie?
- Seni Gig gönderdi değil mi?
Gig pour avoir fait tuer des gens
Gig'i insanları öldürtmekle suçluyorum.
Elle travaille chez Gig à présent
Şimdi Gig'in kulübünde haftada beş gece çalışıyor.
En 1990, Gig a acheté des actions d'une boîte inconnue, Microsoft
39. Gig 1990'da Microsoft'un gizli bir hissesini satın aldı.
Écoute le solo au chant dans The Great Gig in the Sky.
The Great Gig ln The Sky'daki vokal soloyu dinle.
Us and Them et The Great Gig in the Sky sont de fabuleux morceaux de piano, De merveilleux morceaux de musique,
"Us And Them" and "The Great Gig In The Sky", inanılmaz akor parçaları ve mükemmel müzik örnekleri.
Allez, Gig, retourne dans ton berceau, ok?
Hadi Gigi. Beşiğe dönelim.
Allez, Gig, un petit dodo, hein?
Hadi Gig. Biraz uyu, olur mu?
Je travaillais sur une affaire de vaudou à la Nouvelle-Orléans.
Kendi işimle uğraşıyordum, gig... New Orleans'taki büyü şeyi.
La photo du mois sur gig magazine.
Bu ay Gig dergisindeyiz, bebeğim.
Considering it s an unpaid gig.
Ödenmemiş bir iyilik olarak kabul ediyorum.
Je suis vraiment en retard pour un gig, donc, si je peux faire quoi que ce soit, genre...
Gösteriye çok geç kaldım. Yapabileceğim bir şey varsa...
Il faut que je vous dise que Colleen m'avait demandé si j'avais 30 minutes de matériel pour ce gig.
Size anlatmam gereken bir şey daha var. Colleen bana 30 dakikalık bir komedi gösterisi yapabilir miyim diye sordu.
Mais Marc t'as recommendé pour un gig à Philadelphia le 20 de ce mois.
Fakat Marc, ayın 20'sinde Philadelphia'daki bir gösteri için seni tavsiye etti.
J'ai déjà fait un gig super bizarre où deux juifs orthodoxes m'avaient demandé si je pouvais performer à leur sorte de gallerie d'art.
Bir keresinde garip bir gösteri yapmıştım. İki muhafazakâr Yahudi sanat galerilerinde gösteri yapmamı istemişlerdi.
J'ai lu vos exploits à Seattle quand vous avez attrapé le Gig Harbor Killer.
Seattle'da yaptığınız yiğitlikleri okudum. Gig Harbor'ın katilini yakalamanızı. Çok heyecanlıydı.
Je suis d'accord avec vous sur ce point, basé sur ma recherche sur le Gig Harbor Killer.
- Bu konuda sana katılıyorum. Gig Harbor'ın katili üzerinde yaptığım araştırmaya istinaden.
Ce n'est pas Gig Harbor.
- Gig Harbor konumuz değil.
Je sais que ça vous a pris 11 mois pour trouver le " Harbor Killer'mais vous l'avez trouvé.
Gig Limanı Katili'ni yakalamanın 11 ay sürdüğünü biliyorum ama sonunda onu bulmuştun.
Avec un processeur 1.3 et seulement 2 Go de RAM?
1.3 çipi ve sadece 2 gig RAM'i olan?
Tu peux me dire si tu as trouvé quelque chose sur nos jumeaux de Gig Harbor.
Gig Limanı ikizleri ile ilgili birşey bulunca bana söyleyebilirsin.
Jared Briscoe, le tueur de Gig Harbor.
Jared Briscoe, Gig Limanı Katili.
Exactement comme disent les journaux, je suis le Tueur de Gig Harbor.
Tıpkı gazetelerin söylediği gibi, Ben Gig Limanı katiliyim.
C'est le tueur de Gig Harbor.
Bu Gig Limanı katili.
Je viens de trouver le Tueur de Gig Harbor.
Gig Limanı katilini buldum.
Je suis le Tueur de Gig Harbor.
Ben Gig Limanı katiliyim.
Et bien, Russell a mentionné le fait que le Tueur de Gig Harbor avait l'habitude de s'en tirer en se moquant sans cesse d'eux.
Russell Gig Limanı katilinden bahsetti. Eskiden paçayı kurtarmak için onunla alay ediyordu.
un imitateur de Gig Harbor.
Gig Limanı katili kopyacı.
Gig, Chuck.
Chuck.
Euh, voyons, on a une poussée de 90 gigas.
Eğer hesaplarsak, bizim gemide 90-gig bataryası vardı.
Bon courage, Gig.
Tamam, kendine iyi bak Gig. Çok teşekkürler.
Merci, Gig.
Harika Gig.