Translate.vc / francés → turco / Gris
Gris traducir turco
2,278 traducción paralela
Les yeux gris, les cheveux raides et le corps pimpant de Chelsea devraient pouvoir satisfaire un éventail assez large.
Buğulu gözleri koyu düz saçları ve canlı güzel vücudu ile Chelsea, içinde hem vahşi kız hem de sıradan bir kız modelini barındıran tatmin edici bir dilber.
Si vous aimez le gris...
Eğer gri rengi seviyorsan...
Un survêtement gris et un T-shirt.
- Gri bol pantolon ve tişört.
On imagine que l'âme a des couleurs vives, mais elle a plutôt des tons noirs, marron, gris... Toute une palette de gris, de fait.
... siyah, kahverengi, gri aslında çoğu gri renkli.
J'aime le ciel gris, les vieux immeubles, et les odeurs qui s'échappent des maisons et des magasins.
Bu gri gökyüzünü, eski binaları, evlerden gelen kokuyu ve bu dükkânları seviyorum.
Et, de ma collection, un de mes costumes vulgaires, offert dans une variété de couleurs du ghetto, jaunes yeux de Flavor Flava, rouge Kool-Aid, gris cendré, et pour les mariages et funérailles, noir Djimon Hounsou.
Cafcaflı takım elbise koleksiyonumdan çeşitli varoş renklerinde, safran sarısı, kan kırmızısı, küllü gri ve düğün ve cenazeler için zift siyahı janjanlı bir takım elbise de benden hediye.
Ils ont des chapeaux gris et des chaussures noires.
Onlar, gri şapkaları ve fermuarlı çizmeleri ile üşürler.
Un poulain âgé de 4 ou 5 jours gisait dans l'eau, très maigre, gris.
Suyun içinde bir karaca yavrusu yatıyordu dört beş günlüktü. Bir deri bir kemikti. Gri renkliydi.
J'ai enfilé plus de gri-gris et de bagues, prié Dieu pour ses faveurs.
Daha çok tütsü yaktım, yüzük taktım. Her şey için Tanrı'ya dua eder oldum.
Un mur gris.
Gri bir duvar, üzerinde büyük, kırmızı harflerle
Il faut s'occuper de mes cheveux gris avant mon annonce télévisée.
Çekim başlamadan şu beyazları kapatmamız gerekiyor.
Un très vieux chandail gris.
Gri süveter, çok eski.
Tous ses vêtements sont noirs et gris.
Hepsi ya siyah, ya gri.
Et le ciel est gris
Ve gökyüzü gri.
Tilleul ou alors, gris.
Limon yeşili veya gri.
Gris perle.
İnci grisi.
J'ai... gris perle. C'est très joli.
İnci grisi çok güzel.
Le premier antiacide était un amalgame d'ambre gris et de musc, mais l'ambre gris étant extrait des cachalots, il était difficile de s'en procurer.
Asit giderici, ilk kayıtlara göre amber alaşımı ve kokulu olmasına rağmen, amber sadece balinalardan elde edilir kolaylıkla kullanılamazdı.
Pourquoi ils sont gris et marron?
Neden kahverengi ve gri balon aldın?
La victime portait un jean et un t-shirt gris... "
Kurbanın üstünde kot ve tişört... "
Donc, au bout d'un moment, elle était d'un blanc un peu gris et malade et le vétérinaire ne peut rien faire pour la soigner.
Ve iyileştirmek için veterinerin de elinden hiçbir şey gelmiyor. Tanrım!
Et rien n'a changé, à part les cheveux gris.
Hiçbir şey değişmemiş. Kır saçlar hariç.
J'ai aussi quelques cheveux gris. Trois ans.
Bende de var bir iki tane.
Le suspect conduit un fourgon Toyota gris.
Şüpheliln aracı gümüş Toyota Sienna karavan.
Les suspects conduisaient un fourgon gris.
Zanlının gümüş rengi Toyota Sienna Karavan kullandığını söylüyor.
Le suspect conduit un fourgon Toyota gris.
Zanlı gümüş rengi Toyota Sienna karavan kullanıyor.
C'est le fourgon gris.
Gümüş rengi karavan.
L'algorithme comme les gouttes sépare l'encre sur le papier en ses divers composants de gris.
Benim algoritmam da, bu kağıttaki mürekkebi çeşitli bileşenlerine veya grinin gölgelerine ayırararak yağmur damlaları gibi işliyor.
L'unité aérienne a repéré un van gris, quatre hommes dans une maison.
Hava birimi gri bir kamyonetle eve giren dört kişi görmüş.
Un fourgon gris se dirige vers le nord sur Citrus.
Citrus'un kuzeyine doğru giden gri kamyonet.
J'ai retrouvé le fourgon gris.
Çalıntı kamyoneti araştırdım.
- Quelqu'un a vu un van gris partir, c'est tout. Les techniciens ne sont même pas sûrs du nombre de ravisseurs.
Müdahale ekibi, kaç kişinin kaçırıldığından emin değil.
Gris métallisé.
Gümüş rengiydi.
Trouver un van gris à New York, c'est comme rechercher une carriole de hot-dogs.
New York'ta gümüş rengi bir minibüsü bulmak sosisli tezgahı için arama emri çıkarmak gibi.
- Un van gris.
- Evet, gümüş rengi minibüs.
Est-ce que c'est un cheveux gris?
Gri saç mı var orada? Hayır.
Elle avait un anorak roue, un uniforme gris et des bottes en caoutchouc.
Kırmızı bir anorak gri okul üniforması ve kırmızı Wellington çizmeleri giyiyordu.
Elle portait un anorak rouge, un uniforme gris et des bottes rouges.
Kırmızı bir anorak gri okul üniforması ve kırmızı Wellington çizmeleri giyiyordu.
Gris, je voulais juste, vous dire combien j'ai apprécié que vous me mettiez sur le terrain.
Gris,... beni sahaya çıkardığın için... sana ne kadar minnettar olduğumu bilmeni istiyorum.
C'est plus chaud que le gris.
Griden biraz daha seksi geldi bana.
Vous étiez jeune, trop Regardez, pas de cheveux gris..
Sen de gençtin. Saçlarında ak yoktu.
On peut les peindre en marron ou un mélange de marron et gris.
İsterseniz kahverengiye boyayabiliriz,... ya da gri ve kahverengi tonları.
Quand tu sortiras d'ici. Vas au supermarché de Brooklyn.. .. et demande le meilleur pain gris de New York.
Buradan çıkarsan, Brooklyn markete git... ve New York'un en iyi kahverengi ekmeği iste...
Le meilleur pain gris de New York.
New York'un en iyi kahverengi ekmeği...
Bien sûr. Vous-voulez du pain blanc ou du pain gris?
Tabi... ekmekler beyaz mı kahverengi mi olsun?
Blanc ou gris?
Beyaz yada kahverengi ekmek mi?
Quand tu sortiras d'ici. Vas au supermarché de Brooklyn et demande.. .. le meilleur pain gris de New York.
Buradan çıkarsan, Brooklyn markete git... ve New York'un en iyi kahverengi ekmeğini iste...
Un perroquet gris?
Gri papağan mı?
Allez, j'adore tes cheveux gris.
- Hadi ama.
Gris.
Gri.
Marron et gris serait mieux.
Bence gri ve kahverengi iyi olur.