English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Hamptons

Hamptons traducir turco

506 traducción paralela
Si les gens ne peuvent pas nager ici, ils iront à Cape Cod, aux Hamptons, à Long Island.
Burada yüzemezlerse, Cod Burnu'nda, Hamptons veya Long Island Plajlarında yüzmek isteyeceklerdir.
Ça prendra une heure pour arriver aux Hamptons. Hamptons.
Hamptons'tan saatlerce... uzakta.
Elle est à Hampton depuis dimanche.
Pazar'dan buyana Hamptons'ta olduğunu söyledi.
Ta description de notre rencontre.
Tanışma şeklimiz. Hamptons'daki parti vardı ya?
Jeffrey appelle notre appartement à Hamptons, la copropriété d'Oncle Tom.
Jeffrey, bizim apartmana'Tom Amcanın Kulübesi'diyor.
Je n'aime pas les Hampton.
Hamptons'ı hiç sevmem, sen bir ara plajlardan nefret ederdin.
À 300 $ de l'heure, vous pouvez me passer sa maison des Hamptons!
Saatine 300 dolar veriyorum, Hamptons'daki evine bağlayın!
Si on laissait tomber Hamptons pour passer le week-end au lit?
Hey, neden Hamptonlar'ı boş verip... hafta sonunu yatakta geçirmiyoruz?
Je viens de louer une maison dans les Hamptons et je dois y aller pour signer les papiers.
Ah, henüz Hamptons'ın dışında bir ev kiraladım ve bu haftasonu oraya kağıt imzalamak için gitmeliyim.
Une maison dans les Hamptons?
Ev Hamptons'da mı?
Je mens sur mes revenus depuis des années, je peux bien me payer une maison là-bas.
Kazancım için yıllardır yalan söylüyorum. Halledebilmem için Hamptons'da sahte bir ev durumu kurmak zorundaydım.
Il n'est pas allé dans sa maison des Hamptons?
Onun yeri, Hamptons'da neler oluyor?
Les Hamptons?
Hamptons?
Je n'ai pas pu assister à cette vente. J'ai passé un week-end fabuleux dans les Hamptons, vraiment inoubliable.
Şey, hayırseverlik şeyini kaçırdığım için özür dilerim ama hakikaten Hamptons'da muhteşem bir haftasonu oldu duymuşsunuzdur.
Qui leur a dit que tu avais une maison dans les Hamptons?
Hampton'da bir yerin olması fikri nereden aklına geldi?
Je suis prêt à vous emmener dans les Hamptons.
Evet, işte burdayım. Sizi Hamptons'a götürmek için hazırım.
Réagissez avant qu'on mette le cap sur les Hamptons.
Şimdi konuş sonra doğru Hamptons'a gidiyoruz.
Quand vous serez dans la voiture, on ira tout droit... jusqu'aux Hamptons.
Bir defasında araba ile Hamptons'a giderken.
Mon amie Patience et son mari... m'ont invitée à Hampton pour le week-end.
Arkadaşım Patience ve kocası beni hafta sonu için Hamptons'a davet ettiler.
Il était courtier chez Bear Sterns... et venait de mettre une maison de Hampton en main tierce.
Bear Sterns'de tüccardı Hamptons'da bir ev sözleşmesi yapıp, partiye gelmişti.
Court m'a invitée chez les Hamptons pour la fête du travail.
Court beni hafta sonunda Hampton'ların evine davet etti.
- Peut-être un héliport dans les Hampton.
- İnceliyoruz. Muhtemelen Hamptons'daki bir alandan.
J'économise pour les vacances dans les Hamptons. Elles sont superbes.
Hamptons'da tatil için para biriktiriyorum.
- Les chaussures, faut les adorer.
Hem ayrıca Hamptons'da böyle bir ayakkabıya ihtiyacınız olacak. Ayakkabıların sevilmesi gerekir.
Au fait, Charlotte veut qu'on loue tous une maison dans les Hamptons.
Unutmadan, Charlotte, Hapmtons'a gitmeyi düşünüyor.
Attends de voir mon club dans les Hamptons.
Hampton'daki kulübümü görene kadar bekle. "Salsa East".
- Tu aimes les Hamptons?
- Hampton'ı seviyor musun?
- Non, j'adore les Hamptons.
- Hayır, aşk Hampton'a aşığım.
- À Gucci? Dans les Hamptons.
- Bilmem, Gucci'de mi?
Nous allons passer l'été dans les Hamptons et le "nous" auquel je pense, c'est toi et moi.
"Biz" bu yaz Doğu Hampton'a gidiyoruz. Ve bildirmek isterim ki buradaki "biz" kelimesi sen ve ben.
C'est l'histoire de Rob et Elaine, un couple charmant, qui, un été particuliérement moite, loua une maison dans les Hamptons.
Bu çok tatlı bir çift olan Rob ve Elaine'in hikayesi. Özellikle çok sıcak ve yapış yapış olan bir yaz Hamptons'ta bir ev tuttular.
- Tout Ie monde est dans Ies Hamptons.
- Çünkü herkes Hamptons'a gider.
Et on regrettera de n'avoir pas passé cet été dans Ies Hamptons.
O zaman son yazımızı Hamptons'ta birlikte geçirmediğimiz için pişman oluruz.
La navette des Hamptons, c'est comme le bus de la colo, mais au lieu de chanter, les gens s'ignorent et parlent à leur portable.
Hamptons'in otobüsü tıpkı yaz kampına giden bir otobüs gibiydi. Ama burada şarkı söylemek yerine herkes cep telefonuyla konuşuyordu.
Greg va dans Ies Hamptons chaque été depuis 20 ans.
Greg 20 yıldır her yaz Hamptons'a gidermiş.
Je prendrais bien un verre aprés, mais je pars dans Ies Hamptons.
Buradan çıkınca seni bir yere davet ederdim ama Hamptons'a gideceğim.
C'est Ia soirée country des Hamptons demain soir, et l'événement est organisé par relations publiques Nina G.
Yarın akşamki Hamptons partisi için davetiye ve partiyi Nina G. Halkla İlişkiler düzenliyormuş. Nina G!
Chaque année, un des milliardaires locaux se lâchait en organisant une grande soirée country avec cow-boys et caviar.
Her yıl Hamptons'ın yerel milyarderlerinden biri kovboylar ve havyarla dolu büyük bir parti verir.
Je te verrai dans Ie coin ou alors à New York.
Hamptons'ta ya da şehirde görüşürüz.
Plus petite que ma piaule aux Hamptons, mais... mieux que chez Steven.
Hamptons'daki evden küçük ama Steven'ınkinden büyük.
Il a une super maison aux Hamptons.
Ama Hamptons malikanesi onun.
Il est dans les Hamptons, mais il prend de tes nouvelles.
Evet, o.. Şu an Hampton'da ancak... O..
Aux Hamptons, avec les rupins?
Hamptons'da mı?
Demande-lui s'il est déchiré à propos de sa villa.
Sor bakalım Hamptons'daki evi de kafasını karıştırıyor muymuş.
Je vous croyais dans les Hamptons.
Akıllı tuvaletler sadece Hampton konutlarında var sanıyordum.
Dans les Hamptons?
Hamptons'da mı?
Il était chez les Hampton pour une soirée.
Bir bekarlığa veda partisi için Hamptons'a gitmişti.
Pourquoi? parce que je n'ai rien dit quand vous avez voulu aller chez ton patron avec les Hampton?
Neden, sevgili patronun Jerry Bender Hamptons'daki mekanına...
Mais je ne suis pas sûre d'être intéressée. Séduisant, poil, une maison aux Hamptons.
- Yakışıklı, kibar Hamptons'ta evi var.
Et puis l'été, il faut aller aux Hamptons, tout le monde y est, mais je dois rester en ville, donc j'y vais en voiture, je reviens pour le restaurant, je remonte tous les soirs,
Sonra yaz geldi. Hamptons'a gitmek zorundasın. Herkes Hamptons'a gidiyor.
Aux Hamptons, bien sûr.
Hamptons'un dışında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]