English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Harlem

Harlem traducir turco

702 traducción paralela
M. Henrich dit que ça marchera mieux ici qu'à Harlem.
Bay Henrich diyor ki, Bronx'ta Harlem'den iyi tutacakmış.
Le jeu se répand dans Harlem.
Oyun tüm Harlem'e yayılıyor.
Continuez à vous occuper de Harlem.
Harlem'i yönetmeye devam et. Oyun senin fikrin.
Je sais, mais ça fait fureur à Harlem et dans le Bronx.
Ama Harlem'de çok tutuldu. Şimdi de Bronx'ta yayılıyor.
Je vous laisse le Bronx et Harlem.
Bronx ve Harlem bölgelerini istiyorsan, senindir.
En un rien, je me retrouve à patrouiller à Harlem.
Bir de bakmışsın, Harlem'de arbedenin içindeyim.
Ici, c'est déjà pas facile, mais à Harlem...
Burası da zor bir bölge ama Harlem...
"mais ce train va à Harlem."
"... ama bu tren Harlem'e gider. "
Deux nuits plus tard, l'un d'eux volait un boucher à Harlem.
İki gece sonra, sadece iki gece, bir tanesi Harlem'de bir kasabı soydu.
Là où j'ai grandi, à H ] arlem, près de la 125e, ils ètaient d'un côté et nous de l'autre.
Büyüdüğüm Harlem yakınlarında, 125. sokakta... onlar bir taraftaydı, biz diğer tarafta.
Tu te perds dans la foule de Harlem.
Harlan sokakları yeterince hareketli. Kimse seni fark etmiyor.
Il y a deux semaines, une hystérique a amené sa fille de 14 ans au central d'Harlem.
Yaklaşık iki hafta önce komik bir kadın 14 yaşındaki kızını Harlem Polis Merkezine getirmiş.
Commissaire, lors des émeutes d'Harlem, on m'a surnommé Oncle Tom pour avoir utiliser mon influence afin de rétablir la paix.
Komiser, Harlem ayaklanmasında bana Tom Amca derlerdi. Anlayışlı davranıp huzuru sağlamaya çabaladığım için hem de.
Vous étiez à New York? Voyage d'agrément.
Harlem'e de, orada nasıl bir şov yaptığını görmeye gittim.
J'y remédie non par la douceur dont on n'a guère â espérer, mais par un procédé perturbateur qu'avait employé Boerhave â l'hôpital de Harlem.
Bu yaptıklarını nezaketle düzeltmeye çalışmadım. Bunun yerine Harlem Hastanesi'nde kullanılan rahatsız edici metotları denedim.
On a fait beaucoup de manifestations à Harlem, et toutes sortes de choses.
Harlem'deki birçok yürüşe katıldık. Birçok şey yaptık.
Où tu as pu voir une rivière à truites à Harlem?
Daha önce, Harlem'de balıklarla dolu bir dere mi gördün?
Je suis allé à Harlem pour en trouver.
Mal bulmak için 112. Cadde'ye gittim.
J'ai dû monter à Harlem pour me regarnir.
Mal bulmak için şehrin yukarısına gittim.
Il y a eu un arrivage à Harlem.
Harlem yeni mal kaynıyor.
Des mecs de Harlem?
Harlem'li miydiler?
Deux types de Harlem te cherchent.
İki herif seni arıyordu.
Je les ai aperçus à Harlem.
Harlem'de görmüştüm onları.
Des bruits courent, dans Harlem.
Anlaşılan Harlem'de birtakım hazırlıklar yapılıyor.
Pourquoi des gars de Harlem cherchent-ils John Shaft?
Nasıl oluyor da bu sabah Harlem'den iki herif gelip John Shaft'i arıyor?
Bumpy voulait qu'on t'amène à Harlem.
Bumpy seni Harlem'e götürmemizi istedi.
Il y aura un bain de sang à Harlem.
Sadece kendi başını belaya sokmuyorsun, Harlem'de de işler kötüye gidecek.
Il y a un coin de Harlem où je peux rien.
Harlem'in bir kısmı benim kontrolüm dışında.
Quel autre groupe de Harlem a autant besoin d'oseille?
Harlem'de onlardan başka hangi çetenin bu kadar paraya ihtiyacı var ki?
J'ai pas dit qu'ils la gardent dans Harlem.
Öyle olabilir dedim. Kızı Harlem'de sakladıklarını da söylemedim.
Vous avez eu un visiteur cet après-midi, John.
Harlem'den birileri seni ziyaret etmiş.
A Harlem, frère. Amsterdam. Te presse pas, je suis en avance.
Harlem'e, Amsterdam caddesine.
Plusieurs hommes ont été tués à Harlem ce soir.
Bekliyorum. Baksana, Harlem'de birkaç kişiyi öldürmüşler.
Bumpy a doublé le nombre de ses gorilles à Harlem.
Sana Bumpy'nin ekibini genişlettiğini söylemiştim, hatırlıyor musun?
Deux types de Harlem sont allés dans le New Jersey.
Harlem'den birkaç kişi Jersey'ye gitmişti.
Sortis de Harlem, mes hommes se voient trop.
Benim adamlarım Harlem dışında işe yaramaz.
- Ils veulent Harlem.
- Harlem'i istiyorlar, aşağısı kurtarmaz.
- Et Harlem n'est plus à toi!
- Artık senin değil ki veresin.
Retourne dire à Bumpy que sa fille va bien.
Harlem'e gidip Bumpy'ye kızının iyi olduğunu söyle.
Tu es en vie uniquement pour aller dire à ce minable de Harlem qu'il a 24 heures.
Seni öldürmememin tek bir sebebi var. Sağlam kal ki Harlem'deki o pisliğe gidip söyle. Anlaşmak için 24 saati var, yoksa kızı ölecek!
Je t'ai vu à Harlem en train de vendre de la viande de cheval.
Harlem'e iner ve at eti satardınız.
Oui, mais à Harlem?
Evet, ama Harlem?
Harlem?
Harlem? Ben ne yaptığımı biliyorum.
Juste assez. Mais je suis sûr, que c'est pas comme le bon vieux temps... quand l'argent du blanc faisait la loi... et que ces finauds venaient à Harlem... l'étaler autour de la grosse Bertha.
Ama Harlem'deki eski, güzel zamanlar gibi değildi... beyaz para patronlar... iyiydi, Harlem'e beyaz kediler gelirdi... her tarafa Big Bertha saçılırdı.
Les Noirs de Harlem font fortune avec nos maisons de jeux.
Zenciler Harlem'de sayemizde iyi eğleniyorlar.
Combien à Harlem?
Bugün Harlem'de ne kazandın?
ta haine de Harlem.
İçindeki Harlan nefreti.
Le plus grand de tout Harlem.
Harlem'in en büyüğü.
Un saut à Harlem, c'est tout...
Üzgünüm.
Je ne serais pas ici s'il y avait un autre moyen.
Sadece bir taksiye binilip Harlem'e gidilecek, senden tüm istediğimiz bu.
Ça vaut combien, à Harlem?
- Orada kaçtan gidiyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]