Translate.vc / francés → turco / Haus
Haus traducir turco
61 traducción paralela
Vous êtes Mme House?
Bayan Haus musunuz?
- il est trop tard, monsieur House, ma décision est prise.
- Bu şart değil, Bay Haus. İtiraz istemiyorum.
Vous n'avez pas exagéré, monsieur House.
Gerçekten de abartmıyormuşsunuz, Bay Haus.
Monsieur House nous a interdit de prendre quoi que ce soit dans le cabinet, et encore moins cette poupée!
Bay Haus dolaptan bir şey almamızı yasakladı en ufak bir şeyi bile. Lütfen hemen geri koyun.
Mme House!
Bayan Haus.
Voyez-vous, j'associe un visage totalement différent au nom de Jack House.
Anlayacağın, Jack Haus isminde tamamen farklı bir yüzle karşı karşıyayım.
Nous sommes venus vous voir, monsieur House, car nous pensions que vous pourriez nous aider à acheter une maison.
Seninle görüşmek istedik, Bay Haus çünkü ev satın alma konusunda bize yardım edebileceğini düşündük.
Je suis sûr que M. House sera toujours présent pour nous.
Bay Haus kendisine ne zaman ihtiyacımız olsa yanımızda olacaktır.
Vous êtes notre premier cadeau de la part de M. House?
Sen Bay Haus'un ilk hediyesi misin?
Et le mystère entourant le consul britannique Jack House en restera là.
Bu arada İngiliz konsül Jack Haus ile olan ilişkim de aramızda sır olarak kalacak.
Il ne s'appelle pas Jack House, mais Patrick Foster.
Adı da Jack Haus değil, gerçek adı Patrick Foster.
Ton mari était le secrétaire de House.
Kocan, Haus'un sekreteriydi.
Ton mari et son ami Pierre Barré ont tué Jack House.
Kocan ve arkadaşı Pierre Barré Jack Haus'u öldürmüştü.
Ton mari a pris sa place durant trois jours, mais ils ont dû se débarrasser des témoins :
Kocan üç günlüğüne Haus'un yerine geçmişti ama ortadan kaldırmaları gereken birkaç tanık vardı :
Puis, ordre de rassemblement : "A la Deutsche Haus!", le seul grand bâtiment de pierre du village.
Köydeki tek büyük, taş bina olan Alman karargahına rapor vermemiz emredildi.
Il m'a invitée à déjeuner et on a fait du shopping là où je voulais.
Cheese Haus'ta yemeğe götürdü. Operaya bilet aldı ve beni sevdiğim dükkanlara götürdü!
D'abord, je t'emmènerais faire du shopping là où tu aimes en faire, puis je t'inviterais à déjeuner, et ensuite nous irions jouer au golf.
Önce seni, sevdiğin dükkanlara alışverişe götürürdüm. Sonra hafif bir öğle yemeği yerdik, muhtemelen Cheese Haus'ta. Sonra da golf oynardık.
Stevens, Haus Gold.
Stevens, Haus ve Gold.
- Et Berlin? - À la Konzert Haus.
Ve Berlin'de.
Der Waffle Haus. Der Paddy melt.
"The Waffle House". "The patty melt".
Peut-être que la Waffel Haus était plus ma maison que n'importe quel autre endroit.
Belki de Waffle Haus'un başka yerlerden daha ev gibi olmasından.
Je n'arrive pas à croire que vous vous soyez inscrits à cette arnaque de club Waffle Haus.
Bu Waffle Haus saçmalığına kandığınıza inanamıyorum.
Je pense qu'on devrait retourner à la Waffle Haus.
Bence Waffle Haus'a dönmeliyiz.
Oh, tu te fais emasculer ta place de chef de famille par la superiorité des gains que ta petite haus frau gagne.
Karının süper para kazanma gücü tarafından gölgede bırakıldın.
Das haus die Frau...
Das haus die Frau... [Almanca ] [ Kadının evi]
Je vais être le nouveau Cole Haus.
Cole Haus'un yeni yüzü olacağım.
Alex... das ist noch das haus.
Alex... das ist noch das haus.
Agent de surveillance à Sport Haus.
- Spor Evi'nde güvenlikteyim.
Je suis à Sport Haus, un vol est en cours.
Spor Merkezi'ndeyim. Soygun var.
Quelqu'un d'autre à signalé un vol à Sport Haus.
Spor Merkezi'nden biri daha arayıp soygun ihbarı yaptı.
Le proprio de Sport Haus et d'autres de ses amis me l'ont conseillé.
Spor Merkezi'nin sahibi ve birkaç kişi aday olmamı söyledi.
Bonjour, Haus.
Günaydın Hollis.
Chaque matin, nous retrouvons Rube dans un restaurant nommé Der Waffle Haus, là, il nous indique qui doit mourir, le lieu et le moment puis il le note sur un Post-it, et le transmet à chacun des faucheurs.
Her sabah Rube'la Der Waffle House restoranında buluşur kimin nerede ve ne zaman öleceğini yazan listeden isimleri not kağıdına yazıp bize verirdi.
Et aujourd'hui, le destin appelle notre bande de joyeux faucheurs à nous rendre au Waffle Haus.
Bugün kader, mutlu ölüm meleği takımımızın Der Waffle Haus'u geride bırakmasını söylüyordu.
J'ai du respect. Auf wiedersehen, Der Waffle Haus.
Saygı mı göstereyim?
[Au revoir Maison de la Gaufre]
Elveda, Der Waffle Haus.
Si Rube était toujours dans le coin, il aurait été au Waffle Haus ce matin.
Eğer Rube hâlâ buralarda olsaydı sabah kesin Waffle Haus'da olması gerekirdi.
Jam Haus.
Jam House.
Elle a créé The Haus of Gaga. C'est un groupe d'artistes qui créent son style, ses décors et sa musique.
"Haus of Gaga" adında bir şeyi var ki bunlar stili, sahne dekoru ve müziği alanlarında beraber çalıştığı bir sürü sanatçı ve tasarımcı.
Nach Haus!
Nach haus!
Fouillons chaque pretzel-haus, waffel-hut, biergarten, et surtout chaque grand hôtel, d'Augenzburg à Zilchbrück.
Her simitçiyi, her tatlıcıyı, her birahaneyi ve özellikle Augenzburg'den Zilchbrock'a kadar bütün büyük otelleri araştıracağız.
Bref, j'espère que vous me trouvez assez bon pour "Danse Haus".
Her neyse, beni "Dans Evi" nizde değerlendireceğinizi umuyorum.
On regardait l'émission d'affaires Wall Street Week ensemble, puis on allait prendre un café, souvent au "E Street Coffee House."
Wall Street Week diye bir iş dünyası programı. Sonra da çıkıp kahve alırdık, genelde E-Street Coffe Haus'tan.
Je... Je pensais que tu étais dans "Danse Haus".
"Dans Haus" ta olduğunu sanıyordum.
Tu t'es échappé de "Danse Haus"?
Sen şimdi "Dans Haus" tan kaçtın mı?
- Merde à "Danse Haus".
Siktir et "Danse Haus" u.
Merde à "Danse Haus".
Siktir et.
C'est eux, "Danse Haus".
"Dans Haus" arıyor.
Ceci, c'est 100 gigabytes brutes inédits d'images de "Danse Haus".
Bu 100 GB'lık düzenlenmemiş Dans Haus kaydı.
Le quoi Haus?
Ne evi?
Si "Danse Haus" ne te
Şaka yapıyordum.