Translate.vc / francés → turco / He
He traducir turco
66,542 traducción paralela
Hé, Kara, rapidement.
Hey. Kara. Hemen söyleyeyim.
Hé toi, je t'aime.
Hey, sen. Seni seviyorum.
Hey. Hé qu'est ce que tu fous mec?
Ne oluyor dostum?
- Hé.
- Hey, hey, hey.
Hé.
Hey.
Hé, ma reine!
Hey, kraliçe!
Mince, les gens te regardent bizarre au bar si tu demandes des glaçons.
Buz isteyince dik dik bakıyorlar he.
Hé, l'avocat.
Hey avukat?
Hé Axl, je peux te demander un conseil?
Axl, senden bir tavsiye alabilir miyim?
Hé, Manteau Rose, comment ça va?
Selam Pembe Ceket, nasıl gidiyor?
Oh, non, hé, hé, Ralph.
Hayır, bak Ralph.
Hé, J. Attrape.
J, yakala.
Hé. J n'est pas souvent là depuis que Baz est au Mexique.
Baz Meksika'ya gittiğinden beri J fazla ortalarda gözükmüyor.
Hé, tu veux une glace? - Viens.
Dondurma ister misin?
Hé, c'est pas ta faute.
Senin suçun değil.
Hé, qu'est-ce que tu fais?
Selam, ahbap. Ne yapıyorsun?
Hé.
Selam.
- C'est gentil. - Hé. - Prends ça.
- Al sen bunu.
Hé, j'ai du champagne dans mon bureau.
Ofisimde bir şişe şampanya var.
Hé.
Korkuyorsun.
Hé. Tu sais le temps que ça m'a pris?
Bunları yapmak ne kadar zamanımı aldı, biliyor musun sen?
Ils feront l'affaire. Hé.
Yeteri kadar iyiler işte.
Hé. On a un plan béton.
Planımız sağlam.
Oh, mon Dieu, tu devrais utiliser - un genre de puce quantique neurale... - Hé, les gars.
Kuantum nöral yonga seti falan kullanmak gerekir...
Hé, il est encore vivant.
Hâlâ yaşıyor.
- Hé, les gars.
- Beyler. - Selam.
Hé, tu es trop dur avec toi même.
- Kendine çok yükleniyorsun.
Hé, Kara.
Kara.
Hé, jupette.
Etekli.
Hé, tireur d'élite.
Selam, keskin nişancı.
Hé, Wally, Wally, Wally, regarde.
- Wally, Wally, bana bak.
Hé, mec... ce que Caitlin a dit...
Dostum, Caitlin'in söyledikleri...
Hé, attendez, c'est un entraînement?
Bir dakika, eğitim mi alacağız?
Hé, Short Fry était là aussi!
- Ufaklık da oradaydı!
Hé, c'est hors sujet.
- Bu alakasız ama.
- Hé. Tu veux du gâteau?
Biraz pasta ister misin?
Hé! Éloigne-toi de lui.
- Rahat bırak onu.
| FRANK ] Hé les enfants, vous l'avez entendue!
Çocuklar, kadını duydunuz!
Hé les chaussures hors du lit!
Ayakları yataktan çekin!
Hé bien oui c'est le cas.
Aynen öyle. Boktanlar.
Hé, regarde.
Bak işte.
Hé, qui a trouvé 4 dollars et quelques sur la plage avec son détecteur de métal?
Metal detektörüyle kumsalda dört dolar ve bozukluk bulan kimdi?
Hé, Léonard.
Merhaba Leonard.
Hé, j'ai une super idée.
Aklıma harika bir fikir geldi.
Hé, mon frère, comment vas-tu?
- Merhaba, nasılsın dostum?
Hé, bonhomme.
Merhaba, küçük adam.
Ouais, ok.
He, tabi.
"Hé, Ella, c'est comment de déménager de Détroit à L.A.?" "Hé, Ella, comment as-tu réussi à grandir avec quatre frères?"
Ben de "Ella, Detroit'den buraya taşınmak nasıldı?" "Ella, dört ağabey ile nasıl yaşayabildin?" gibi bir şey bekliyordum.
Hé, D.
- Merhaba D.
Allô? Hé, Lucy.
- Selam Lucy.
Hé, D.
D, bizi takip eden adam geri döndü.