Translate.vc / francés → turco / Henry
Henry traducir turco
15,833 traducción paralela
J'ai tracé tous les dispositifs qui ont utilisé le réseau wi-fi du restaurant durant le temps où Henry était là.
Henry orada olduğu sırada restoranda interneti kullanan bütün cihazları buldum.
je l'ai déjà fait, et elle l'a positivement identifié comme celui avec qui henry se disputait.
Çoktan yolladım ve Henry'yle restoranda tartışan adamın bu olduğunu onayladı.
Nous enquêtons sur la mort d'Henry Graham, et nous espérons que vous pourriez compléter les blancs.
- Henry Graham'in ölümünü araştırıyoruz ve sizin de boşlukları doldurabileceğinizi umuyoruz.
Henry Graham?
Henry Graham mi?
Et quelques heures après, Henry a été retrouvé mort.
Ve bundan saatler sonra da Henry ölü bulundu.
Il a purement et simplement nié connaître Henry.
Henry'yi tanımadığı konusunda inatla yalan söyledi.
Le labo a trouvé une résine phénol-formaldéhyde sous la chaussure d'Henry.
Laboratuvar, Henry'nin ayakkabısının altında fenol formaldehit reçinesi bulmuş.
Et si Henry a quitté le travail à 14h, a terminé mort à minuit, il est manquant pendant 10 heures, donc où était-il durant tout ce temps?
- Ayrıca Henry saat 2'de işten çıktıysa gece yarısı ölü bulunduysa arada bilmediğimiz 10 saat var peki bu saat aralığında neredeydi?
Comment Henry et moi nous nous connaissons... vu que nous venons de mondes tellement différents.
Henry ile birbirimizi nereden tanıyoruz? Çünkü farklı dünyaların insanlarıyız.
Henry m'a défendue.
Henry beni korudu.
Je parcourais une vidéo surveillance de la résidence d'Henry, en essayant de tracer la chronologie du jour où il est mort, et j'ai vu ça.
Henry'nin apartmanındaki güvenlik kameralarını öldüğü günü parçalar halinde bir bütün haline getirmek için inceliyordum ki bunu gördüm.
C'est Henry.
Bu Henry.
Ce qui veut dire qu'après avoir quitté la fourrière, il est rentré chez lui.
- Yani Henry işten çıktıktan sonra eve dönmüş.
Avant qu'il ne soit tué, Henry Graham a été kidnappé.
Öldürülmeden önce, Henry Graham kaçırılmış.
Billy Hicks a fait débuté la vie de criminelle d'Henry, en l'engageant comme créancier.
Billy Hicks, Henry'yi infazcı olarak işe alıp onu suç dünyasına sokan adamdı.
Il est la raison pour laquelle Henry est allé en prison.
Henry onun yüzünden hapse girdi.
Donc, il est probablement la raison pour laquelle Henry a été tué.
Muhtemelen Henry'nin ölümü de onun yüzünden oldu.
Mais Henry ne travaillait plus pour Hicks depuis près de dix ans.
Ama Henry neredeyse 10 senedir Hicks için çalışmıyordu.
Peut-être qu'Henry en savait un peu trop... à propos d'Hicks et de son trafic.
Belki de Henry hem Hicks hem de organizasyonu hakkında çok şey biliyordu.
Et Glassman voulait qu'Henri participe.
- Glassman da Henry'den tanık olmasını istedi.
Tu sais, si Henry a refusé, cela explique pourquoi Glassman et lui se sont battus.
- Eğer Henry bunu reddettiyse... -... bu Glassman'la olan tartışmasını açıklar.
Ça n'a pas d'importance si Henry a refusé.
- Reddetmesi önemli değil.
Si un homme comme lui pensait qu'Henry parlait pour le FBI, rien ne l'arrêterait pour protéger son empire et éliminer la menace.
Hicks gibi adamlar Henry'nin FBI'la konuştuğunu öğrendiğinde imparatorluğunu korumak için her şeyi yapar ve tehdidi ortadan kaldırır.
On va commencer par vérifier les caméras des rues... pour voir si on peut trouver où ce S.U.V est allé après qu'Henry ait été enlevé.
Ben sokak kameralarından başlayayım Henry'yi aldıktan sonra jip nereye gitmiş bakayım.
Vous savez, on devraient parler à Zhang, voir ce qu'elle sait d'autre sur Henry et Hicks.
Biz de Zhang'la konuşalım, Henry ve Hicks hakkında başka neler biliyor öğrenelim.
J'aimerais parler d'un ami commun... Henry Graham
Ortak bir arkadaşımızdan konuşmak istiyordum, Henry Graham.
On a une vidéo où on vous voit enlever Henry Graham à l'extérieur de son appartement.
- Elimizde Henry Graham'i apartmanının önünden... -... kaçırdığına dair görüntüler var.
On fait ça tout le temps. Demandez à Henry.
Böyle şeyleri sürekli yaparız.
Ça va être difficile, vu que vous l'avez tué.
Henry'ye sorun. Onu öldürdüğünü göz önüne alırsak bu epey zor olacak.
Henry est mort?
Henry öldü mü?
Pourquoi Henry aurait voulu de la cocaine?
Henry'nin neden kokaine ihtiyacı olsun ki?
- Henry ne vendrait jamais de drogue.
- Henry asla uyuşturucu satmaz!
Peut-être que nous parlons de différents Henry, parce que celui de mon example a demandé à ce qu'elle soit divisée en billes plus petites.
Zhang! Belki de farklı Henry'lerden bahsediyoruzdur çünkü benim örneğimde olan 3.5 gramlık ufak paketler halinde olmasını istedi.
Ecoutez, inspecteur, Henry m'a bien servi à l'époque.
Bakın dedektif, Henry zamanında bana çok iyi hizmet etti.
Je suis la raison pour laquelle Henry est mort!
Henry'nin ölümüne ben sebep oldum!
C'est pourquoi tu as sauté dans le premier avion?
- Büyürken, Henry hep benim yanımdaydı beni koruyordu. - Bu yüzden mi ilk uçakla geldin?
pas juste pour Henry, pour moi.
Sadece Henry için değil, kendim için de.
Ils ont trouvé un vendeur de rue qui travaille près du coin de la 53ème et de la première qui a vu Henry traîner autour d'un parking résidentiel le jour du meurtre.
Ekipler, 53. ve 1. sokağın köşesinde bir sokak satıcısı bulmuşlar. Satıcı, öldürüldüğü gün Henry'nin bir binanın garajında aylak aylak dolaştığını görmüş.
En voyant qu'il était de la fourrière, nous avons contacté le gérant de l'immeuble pour obtenir une liste de tous les véhicules du parking.
Henry hacizci olduğundan binanın yöneticisiyle iletişime geçip...
Ce sont les codes d'alarme qu'Henry a demandés.
Bu Henry'nin alarm kodunu istediği araç.
Donc Henry ne vendait pas de drogue.
Demek ki Henry uyuşturucu satmıyordu.
Y-a-t-il un lien entre Henry et Wadlow?
- Henry ve Wadlow arasında bir bağlantı var mı?
Mais qui diable est Henry Graham?
- Henry Graham da kim ya?
Et ce sera pire pour vous si vous dites que vous ne connaissez pas Henry et que nous trouvons que si.
Ve tanımadığını söylediğin Henry'yi tanıdığını ortaya çıkarırsak bu senin için çok daha kötü olur.
Pas quand vous l'avez joint et vous avez engagé quelqu'un pour assassiner Henry.
Dışarıdan birini Henry'yi öldürmek için tutunca o anlama gelmiyor.
Si vous ne connaissez pas Henry, alors pourquoi aurait-il voulu essayé de vous approcher?
Madem Henry'yi tanımıyorsun o halde sana neden tuzak kursun?
Pourrait-il avoir commandité le meurtre d'Henry tout en étant détenu?
Gözaltındayken Henry'nin ölüm emrini vermiş olamaz mı?
Et il n'a pas réussi à s'en sortir Jusqu'à ce que Henri etait déjà mort.
O aramayı da Henry öldükten sonra yapmış.
Donc le fait Que Henri mangeait À son restaurant chaque jours N'était pas une coïncidence.
- Yani Henry'nin her gün o restoranda yemek yemesi bir tesadüf değil.
Et une fois que Henri a accompli ses tâches Mimi l'a éliminé.
Ve Henry ona verilen görevi tamamladığında Mimi onu da saf dışı bıraktı.
Vous vous rappelez de cette résine phenol-formaldehyde que le labo a trouvé sous les chaussures d'Henry?
Henry'nin ayakkabısının altında bulunan fenol formaldehit reçinesini hatırladın mı?