Translate.vc / francés → turco / Imagina
Imagina traducir turco
30 traducción paralela
Maria savait ce que cela signifiait et s'imagina partager la fortune de Zerkow.
Maria bunun ne anlama geldiğinin farkına vardı ve Zerkow'un malvarlığını paylaştığını hayal etti.
Il imagina qu'elle irait vers l'Ouest.
Clinton, batıya akacak bir nehri tasavvur etmeye başlamıştı.
Kikui de la police secrète imagina un plan pour utiliser cette action à son avantage.
Kikui, bu işi anarşistlerin planladığını iddia etti.
Personne n'imagina que c'était pour tenter d'enfreindre un plus grand tabou.
Bunun çok daha ciddi tabuları yıkmaya yönelik bir çaba olabileceğini kimse düşünmedi.
Il s'imagina qu'une surprise sortirait des deux petites bouches.
Tahminine göre o iki küçük delikten gelen hiç beklenmeyen bir sürprize yol açıyordu.
Quand Alice Abbott divorça de Peter... Jacey s'imagina, à tort, qu'elle faisait plus que rompre un mauvais mariage.
Alice Abbott Peterden boşanmak için dava açtığında Jacey yanlış olarak onun mutsuz bir evlilikten kaçtığını düşündü.
- Aujourd'hui son père... ne connaissait plus la volonté de Dieu... et Oscar imagina comment lui poser la question directement.
Babası Tanrı'nın ne istediğini artık bilmediği için... Oscar, Tanrı'ya doğrudan soru sormak için bir yöntem geliştirdi.
Elle était sûre que c'était un homme et, tout en tenant le bout de métal froid, elle l'imagina faisant la même chose, et essaya de se représenter son visage.
Kadın, katilin erkek olduğuna emindi. Küçük metal parçasını elinde tutarken, aynı şeyi onun da yaptığını düşünüyordu. Yüzünü hayal etmeye çalıştı.
Il entendit la foule rugir Et s'imagina la scène
- Uyan, uyan! - Tamam, kesin. Kesin dedim!
Sa curiosité éveillée, Mme Huber imagina une bonne raison de venir me visiter à l'improviste.
Meraklanan Bayan Huber, haber vermeden uğramak için bir bahane aramaya başladı.
Pour la plupart, le râteau était à Elisabeth. Certains optèrent pour Flora. Mais personne n'imagina le partager.
Çoğunluk tırmığın kesinlikle Elizabeth'e, birkaç kişi ise Flora'ya ait olduğunu düşünüyordu ama paylaşılması gerektiğini düşünen yoktu.
Et il imagina une espèce d'hélicoptère il y a 500 ans.
500 yıl önce bir çeşit helikopterin planlarını yapmış.
Le lendemain matin, Bree imagina un plan pour obtenir la vérité dont elle avait désespérément besoin.
Ertesi sabah, Bree, ihtiyacı olan gerçeği öğrenmek için bir plan yaptı.
Parmi les divers créationnistes dans le monde, le livre de la Genèse imagina la thèse du Dieu créateur qui aurait conçu le monde et la vie en seulement six jours.
Geçmiş asırlarda, insanlığın doğa dışı hipotezlere başvurmaktan başka seçeneği yoktu. Dünyadaki onca yaratılış efsanesinden birisi ; "Yaratılış Kitabı"...
Il s'imagina âgé de 34 ans.
Kendini 34 yaşında hayal etti.
Il s'imagina dans un cercueil.
Kendini bir tabutta hayal etti.
Imagina... Non non, vieux, ça montait, là.
Hayır dostum, orada yükseliyor.
Imagination... Imagina...
Hayalgücü...
Par analogie avec la course cycliste, il imagina trois maillots.
Fransa Turu'nun etaplarında olduğu gibi üç farklı forma kazanılabiliyordu.
Puis elle imagina Mona se réveillant... et racontant tout ce qu'elle savait à la police.
Sonra Mona'nın uyanıp polise bildiği herşeyi anlattığını düşündü.
Job s'imagina qu'il pourrait bâtir son nid sur les hauteurs.
Eyüp yuvasını tepeye kurmanın hayalini kurdu.
Le philosophe italien Marco Zimara imagina une machine à recycler le vent.
İtalyan filozof Marco Zimara rüzgardan enerji üretebilecek bir makine hayal etti.
C'est alors que Lucille imagina un plan pour se faire transférer loin de la Triade du Dragon de Jade.
- İşte o anda Lucille'in aklına Yeşim Ejder Üçlüsü'nden uzağa nakledilmesini sağlayacak bir plan geldi.
Avec un pied encore dans le Moyen Age, Isaa Newton imagina le système solaire en entier.
Bir ayağı hala Orta Çağ'dayken, Isaac Newton tüm güneş sistemini hayal edebildi.
Il imagina ces lignes de force gravitationnelles rayonnant dans l'espace à partir de tous les corps massifs... la Terre, la Lune, le Soleil, tout.
Dünya, Ay, Güneş gibi her büyük kütleden yayıldığını hayal etti. Newton'ın yanıt bulamadığı sorunun cevabı işte buradaydı.
Michell imagina une étoile si grosse, si massive, que rien, pas même la lumière, ne pouvait échapper à l'emprise de sa gravité.
Michell hiçbir şeyin, hatta ışığın kendisinin bile onun kütleçekimsel kuvvetinden kaçamayacağı muazzam büyüklükte bir yıldız hayal etti.
Mais le scénariste eut pitié de lui et imagina une suite presque invraisemblable.
Fakat yazar dikkatini, herkes tarafından bir kenara itilmiş bu yaşlı adama yöneltti ve ona bir sonsöz ihsan ederek, maalesef gerçek hayatta genellikle vuku bulmayan bir hikaye yazdı.
IMAGINA...
YERALTI....
Littéralement. Pour ce faire, il imagina des effets extraordinaires pour le passage de la mer Rouge.
Bunu başarmak için, Kızıl Denizi ikiye bölmek gibi inanılmaz efektler geliştirdi.
- Imagina...
Dostum, hatırlamıyoruz.