Translate.vc / francés → turco / Jaden
Jaden traducir turco
81 traducción paralela
Ensuite, ça se complique...
Cesedi ilk gören Islah memuru Mike Jaden'in ifadesine göre Hank'i güya revir koridorunda ölü olarak bulmuş. Sonra işler tuhaflaşıyor.
J'envoie Vera et Jeffries voir ce gardien, Mike Jaden.
Jeffries ve Vera da şu gardiyan Mike Jaden'la ilgilenecek.
Jaden, espèce de salopard...
Jaden, seni adi orospu çocuğu!
Et au sujet d'un ancien gardien de Northern State, Mike Jaden?
Peki ya Northern State'deki eski gardiyan Mike Jaden için ne diyorsun?
Mais les gars ont recommencé à l'appeler surveillant Jaden.
Ama millet ona tekrardan Memur Jaden demeye başladı.
Le gardien, Jaden, a accusé ce Johnny Harkin?
Gardiyan Jaden, Johnny Harkin'e dikkat çekti mi?
Oui. Je passais le temps avec Jaden à une époque.
Evet, Jaden ile orada biraz vakit geçiriyordum.
Regarde Jaden, ton amiga est là!
Bak Jaden. Arkadaşın geldi.
C'est dur de ne pas travailler mais j'aime être avec Jaden, alors...
Çalışmamak zor ama Jaden'le olmayı seviyorum.
Je dois amener Maya à la maison de sa nouvelle amie, Jaden.
Maya'yı yeni arkadaşı Jaden'ın evine götürmem gerekiyor.
Désolé, Jaden et moi devons rencontrer des gens à Grove dans quelques minutes.
Üzgünüm. Birkaç dakika sonra Jaden'la Grove'da birileriyle buluşmamız gerekiyor.
Jaden et Alon... mais la haine de ceux qui s'écartent du vrai chemin infectés et florissants dans les coins obscurs de la cupidité dans lesquels ils furent jetés... et le fait que les Ori n'ont jamais élevé aucun de leurs... disciples,
Doğru yoldan ayrılanların nefreti, sürüldükleri Avernikas'ın köşelerinde büyüdü ve arttı. Gerçek şu ki, Ori hiçbir inananlarını yükseltmedi.
- Quel est son nom?
- Adı ne? - Jaden Reid.
- Jaden Reid. Il faisait la navette, mais il tapait dans le stock.
Malın hafiflediğini fark edene kadar sürücülüğü o yapıyordu.
Elle sait où il est?
Karın Jaden'ın yerini bilir mi?
Le gamin s'appelle Jaden Reid.
Çocuğun adı Jaden Reid.
Il y a des empreintes dans le fourgon :
Kamyondaki parmak izlerinden birinin sahibi bulundu. Jaden Reid.
Quand avez-vous vu Jaden pour la dernière fois?
Bayan Reynolds, Jaden'ı en son ne zaman gördünüz?
Dijon pourrait vous montrer la chambre de Jaden quand il est là.
Dutch, Dijon sana Jaden geldiğinde kaldığı odayı göstersin.
- C'est pas un assassin. Alors aidez-nous à le trouver avant qu'il ne soit blessé.
- Onu bulmamıza yardım edin ki, Jaden zarar görmeden bu işi temizleyelim.
Jaden y sera.
- Jaden orada.
Jaden, tiens bon.
Orada bekle, Caleb! - Baba! - Jadon!
Jaden, Papa va venir te chercher.
Bekle, geliyorum! Jadon, baban sana geliyor!
Jaden!
- Jadon!
Écoute, je sais que tu es inquiet pour ton père, mais être méchant avec Jaden ne te fera pas te sentir mieux.
Baban için üzüldüğünü biliyorum ama Jadon'a kötü davranmak seni iyi hissettirmez.
Neuf mois plus tard, Jaden était là.
Dokuz ay sonra da Jaden'i doğurdum.
Jaden dort à nouveau vers 14h30.
Jaden 14 : 30 civarında tekrar yatar.
Navrée pour le retard. Jaden avait de la fièvre.
Kusura bakma, bir türlü tahliye olamadım.
Quelle casse-pieds.
Jaden'in ateşi çıktı. Ne sıkıcı kız ya...
- Comment va Jaden?
- Jaden nasıl?
Vous êtes le fils de Gregor et Jaden.
Sen, Gregor ve Jaden'in oğlusun.
Elle a frappé le petit Jaden Krantz à la tête avec cette balle.
- Tehlike derken neyi kastediyorsunuz? Küçük Jaden Krantz'ın kafasına elinizdeki topla vurdu.
Je dis juste bonjour à la nouvelle.
Sadece yeni kıza merhaba diyordum. Burada yeni olmadığını düşünüyor ama yeni. Bu Jaden.
Je suis là depuis presque un an. Ils ont amené Jaden ici il y a deux mois.
Ben neredeyse bir yıldır buradayım Jaden'ı ise 2 ay önce getirdiler.
Jaden, c'est ton tour.
Jaden, senin sıran.
{ \ pos ( 192,220 ) } Je suis là depuis deux mois, - et elle a été activée? - Ça suffit, Jaden.
Tam 2 aydır buradayım ama o aktif hale mi geçiyor?
Jaden a commencé, elle peut pas...
Jaden başlattı, ben...
Jaden est dans le même bateau.
Aynı cezayı Jaden da aldı.
Jaden a fini par me convaincre de parler.
Ama Jaden sonunda beni konuşmaya ikna etti.
Il n'y en a qu'une avec Jackie Chan et mon pute Jaden Smith.
Yalnız bir Karate Kid var, onda da Jackie Chan ve adamım Jaden Smith oynuyor.
Karaté Kid, avec Jaden Smith.
Jaden Smith'li Karate Kid.
Je suis dans la tête de Jaden et ce n'est pas joli à voir.
Şu anda Jaden'in kafasının içindeyim ve hiç hoş bir yer değil.
Tu auras le rapport sur la mort de Jaden quand tu auras terminé.
Jaden'ın ölümüne dair raporunu işin bitince de verebilirdin.
J'ai intercepté son appel à l'aide alors qu'elle se tenait au dessus du corps de Jaden.
Jaden'ın cesedinin yanında Nikita'dan yardım istediği bir telefon konuşması yakaladım.
J'attends l'expertise balistique pour confirmer qu'elle a tué Jaden en légitime défense.
Jaden'ı, kendini savunmak için öldürdüğünü kanıtlamak için balistik raporu bekliyorum.
Je le voulais avant la mort de Jaden. Je te l'ai proposé plusieurs fois, mais tu ne voulais pas.
Alex, sana defalarca Bölüm'den çıkman için fırsat verdim ama sen hiçbirisini kullanmak istemedin.
Jaden Reid.
Jaden Reid.
Tais-toi, Jaden.
Kapat çeneni, Jaden.
Encore à te disputer avec Jaden?
Jaden ile yine sorun mu yaşıyorsunuz?
Jaden?
Jaden.
Pourquoi tu m'as pas dit de fuir?
Neden kaçmamı söylemedin? Jaden ölmeden önce çıkmak istemiştim.