English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Jambe

Jambe traducir turco

7,988 traducción paralela
Si je peux me permettre, Mr Bates, votre jambe semble en meilleure forme.
Sakıncası yoksa ben, Sayın Base diyerek bacak çok daha iyi bakıyor.
Je crois que c'est la meilleure partie de jambe en l'air qu'on ai jamais eu.
Sanırım hayatımızda yaşadığımız en iyi seksti.
Je me suis blessée à la jambe en classe de gym, alors je vais essayer de suivre.
Spor salonunda bacağımı incittim, yani denerim ve ayakta kalmaya çalışırım.
Comme la jambe américaine de mon expérience approchait de sa conclusion, ce qui m'a vraiment frappé est que, malgré tout le sucre des effets peut avoir sur nous, à bien des égards que nous venons adapté à sa saturation.
Deneyimin ABD ayağı bir sona yaklaşırken, beni gerçekten etkileyen şey şekerin üzerimizdeki tüm etkilerine rağmen, pek çok yönden bu doygunluğa adapte olmuş durumdaydık.
Raven, on dirait que tu as d'important dégâts aux nerfs de ta jambe gauche.
Raven, görünüşe göre sol bacağındaki sinirlerin ciddi hasar almış.
J'ai été touché à la jambe, c'était plein de flics. Je suis dans la merde.
Bacağımdan vuruldum her yer polis kaynıyor, ölmek üzereyim.
Sa jambe est blessée.
Bacağı yaralandı.
Ma jambe est écrasée.
Bacağım ezildi.
J'ai un ostéosarcome à la jambe droite.
Sağ bacağımda kemik kanseri var.
Jordi va garder sa jambe, donc tu gardes la fille?
Jordi bacağını aldı, sen de kızı mı alacaksın?
Juste là, le rouge représente la merde de la jambe de Jordi.
Şu an kırmızı parlamento krizi Jordi'nin bacağını fena zorluyor.
Elle est assez convaincue par une histoire de "démon dans ta jambe".
"Bacağına şeytan girmesi" olayına oldukça inanmış vaziyette.
Ta grand-mère m'a appelé et dit que quelque chose n'allait pas avec ta jambe, et je suis venue vérifier.
Büyükannen durduk yere aradı ve bacağına bir şey olduğunu ve seni kontrol etmem gerektiğini söyledi.
Il faut combien de temps pour guérir une jambe cassée?
Kırık bacağın iyileşmesi ne kadar zaman alacak?
Sa jambe n'est pas cassée.
- Bacağı kırık değil.
Il a même une blessure à la jambe.
Bacağı da yaralı.
Il l'a mordu à la jambe.
Bacağından kocaman bir parça kopardı.
Putain non, vous n'allez pas me prendre ma jambe.
Hayır, bacağımı kesemezsiniz!
La jambe s'en va.
Bacak gidiyor.
Et je n'ai jamais amputer une jambe auparavant.
- Daha önce hiç bacak da kesmedim.
Écoute! Ne me prends pas ma jambe!
Bacağımı kesme!
On a enlevé sa foutue jambe.
- Bacağını kestik.
On a enlevé sa jambe.
Bacağını kestik. Yaşayacak.
Comment va la jambe?
Bacağın nasıl?
Ma jambe?
Bacağım mı?
On pensait que tu perdrais carrément ta jambe.
Bacağını tamamen kaybedeceğini sandık.
J'ai encore une jambe en bon état.
İyi olan bir bacağım var hala.
Tu as eu comment ces cicatrices à ta jambe?
Bacağındaki yaralar nasıl oldu?
Le nœud de jambe de chien, le nœud de chaise, le nœud de cabestan,...
Tam kazık bağı, İbarço bağı, Margarita bağı...
Il en a pris une à la jambe.
kötü değil.
J'ai eu une crampe à la jambe en plein milieu, mais j'ai décidé de continuer.
Aslında gelirken bacağıma kramp girdi, fakat içime atmaya karar verdim.
? - J'ai reçu une balle dans la jambe.
Frank küçük sorunumuzu hallettiğinde Kurul ona Norveç'i verdi.
- Oh, par mon bras, par mes cheveux, par ma jambe, tout pour me faire sortir de l'attelage.
- Kolumdan, saçımdan, bacağımdan... Beni arabadan dışarı çıkartabilmek için her şekilde.
Comment va votre jambe?
Bacağın nasıl?
Ta jambe t'a lâchée, et ça craint.
Evet, bacağın kötü durumda ve bu durum hoş değil.
Qu'est ce qui arrive à sa jambe?
Bacağına ne oldu?
Maintenez sa jambe vers le bas.
Bacağını kaldırmasın.
La pisse a coulé le long de sa jambe au bout de cinq minutes.
5 dakika sonra sidik bacağının yanından aktı.
Elle a une jambe infectée.
Bacağı enfeksiyon kapmış.
Tu sais qu'il a mal à la jambe depuis son accident à la carrière.
- Taş ocağında olan kazadan dolayı bacağının ağrıdığını biliyorsun.
Une jambe.
Bacak.
Modèle de botte de la Navy, alors on imagine que la jambe aussi.
Bot ordu malı, bu bağlamda bacağın da öyle olduğunu varsayıyoruz.
Basé sur la décomposition, je dirais que la jambe a été dans l'eau depuis au moins une semaine.
Ayrışmaya dayanarak, bacağın en az bir haftadır suda olduğunu söyleyebilirim.
Pas aussi étrange qu'une botte avec une jambe sur ma table d'autopsie.
Otopsi masasındaki ayağında bot olan bacak kadar garip değildir
On a ramassé la jambe dans le Golfe.
Bacak körfezden çıkartıldı.
Il y jettent la jambe, l'abandonnent, mais le corps est emballé, déplacé et enterré?
Bacağı orada, arkalarında bıraktılar ve gövdesini sarıp, götürüp, gömdüler.
L'attaque a coupé la jambe, et...
Bacağını kopartan bir saldırı oluyor ve..
Ne me prends pas ma jambe!
Bacağımı kesme!
Prenez la jambe.
Yavaşça. Bacağı tut.
Juste dans la jambe.
Bacağından.
Ma jambe est coincée.
Bacağım sıkıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]