English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Jess

Jess traducir turco

4,331 traducción paralela
Jess!
Jess!
J'adore Jess.
Jess'i seviyorum.
Jess va m'aider avec mon CV. - C'est vrai?
Jess'in yeniden başlamam için bana yardım edeceğini söylemeyi unuttum sana.
Jess, tu t'attends à quoi?
Jess, ne bekliyorsun ki?
Ecoutez, Jess est désolée d'avoir envoyé des messages à votre mari.
Jess kocana mesaj attığı için çok üzgün.
Jess dit que tu t'en sors vraiment très bien.
Jess durumunun iyi olduğunu söylüyor.
Qui est heureux constamment, Jess? Toi?
Kim her zaman mutlu olur ki Jess, sen mi?
Tu peux voir pourquoi Jess aime autant ce lieu.
Evet. Bence de. Jess'in burayı ne kadar çok sevdiğinden anlayabilirsin.
Jess peut passer en première si elle le veut.
Jess önce başlamak istiyorsa, başlayabilir.
Jess est venue te rendre visite - quasiment tous les jours.
Jess buraya neredeyse her gün seni görmeye geliyor.
Jess, je suis désolé pour toute la gêne que mon addiction a pu te causer.
Jess, bağımlılığımın yol açtığı herhangi bir şeyden ötürü senden çok özür diliyorum.
Shep, Jess,
Shep... Jess...
Jess, tu vas à ce mariage.
Jessica, bu düğüne gidiyorsun. Neden olduğunu söyleyeyim.
Tu dois te remettre en piste, Jess.
Sahalara geri dönmelisin, Jess.
Réunion dans la chambre de Jess? J'arrive!
Jess'in odasında bir şeyler mi dönüyor?
- Schmidt, Nick, Coach,
- Schmidt, Nick, Koç, Winston, Jess.
Winston, Jess, un fist sexuel, tous ensemble, se frayant un chemin vers la reception.
Seks yumruğu. - Hepsini bir araya getirdiğinde,... - Hayır, bu doğru değil.
Et lui, Jess?
Sence nasıl, Jess?
Jess, vas-y.
Jess, hadi. Çık oraya.
Salut, je suis Jess.
- Selam. Ben Jess.
Tu veux connaître ma stratégie, Jess?
Benim taktiğimi bilmek ister misin, Jess?
Jess?
- Jess?
Jess, ce sont les toilettes des hommes.
Jess, burası erkekler tuvaleti.
Jess, bouge par là...
- Jess, kenara kay. - Pekâlâ.
Si tu veux être sur le frigo, tu seras sur le frigo, Jess.
Buzdolabında olmak istiyorsan, buzdolabında olacaksın, Jess.
Tu es la seule de notre groupe qui ne rentrera peut-être pas seule, Jess.
Eve yalnız gitmeme ihtimali olan tek kişisin, Jess.
Jess ou moi?
- Ben mi Jess mi?
C'est bon Jess.
Problem değil, Jess.
C'est toujours bon pour The Fly au Film Forum ce soir?
Merhaba Jess. Bu akşam Film Forum'da Sinek'i izlemeye gidiyor muyuz?
Jess... qu'est-ce que... qu'est-ce que tu fais... comment t'es entrée?
Jess, ne... Bu ne... - Nasıl içeri girdin?
Tu ne peux pas faire ça.
- Jess, bunu yapamazsın.
Avoir la garde partagée t'a fait du bien.
Kismi velayeti almak sana çok iyi geldi Jess.
Donc qu'est-ce qu'on fait maintenant, Jess?
Şimdi ne yapıyoruz Jess?
Ça ne va pas aller, Jess.
Hiçbir şeyin yoluna gireceği yok Jess.
Tu veux dire que je devrais me concentrer sur Winston, et je n'aurais pas le temps de penser à Jess.
Sadece Winston'a odaklan diyorsun. Böylece Jess'i düşünmeye fırsatım olmayacak.
Jess, es-tu enceinte?
Jess, hamile misin?
J'ai pu voir que tu étais bouleversée, quand tu es partie, et je ne voulais pas te bouleverser encore plus en parlant de bébés.
Oraya girerken duygusal bir konumda olduğunu fark etmiştim Jess ve hamilelik konusunu açarak daha fazla duygulandırmak istememiştim.
- J'ai rompu avec Jess.
- Jess'ten ayrıldım.
- Tu as rompu... - Tu as rompu avec Jess?
- Jess'ten ayrıldın mı?
Nick et Jess ont rompu.
Nick ile Jess ayrılmış.
Nick et Jess ont rompu et tu le dis comme si c'était un bulletin météo?
Nick ile Jess ayrılıyor, siz de hava durumu anlatır gibi bana mı anlatıyorsunuz?
Jess, s'il te plaît, non.
- Schmidt. - Jess, lütfen yapma.
Jess, c'est vraiment dur.
Jess, çok zor bir şey bu.
Tu m'as compris, Jess.
Kabul et beni, Jess.
Jess.
Jess. - Oh, Tanrım!
Attendez.
- Jess'e izin verdinmi?
- Tu as donné la permission à Jess?
- Jess! Ne sikim şeyler bunlar?
Je ne les ai jamais vu avant.
- Jess! Bunlar muhteşem.
Jess! Elles sont géniales.
Val, bu kadar eğlendiğini bilmiyordum.
"Jess et toi avez rompu."
"Jess'ten ayrıldın."
Jess : Salut! Adam :
- Bu pezevenk neden hala burada?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]