Translate.vc / francés → turco / Jezebel
Jezebel traducir turco
94 traducción paralela
A une femme de la Bible qui péchait sous le regard de Dieu.
Jezebel adında bir kadını düşünüyorum Tanrı'nın inayetinde şeytanca şeyler yapan bir kadını.
- Jonquil Jezebel
# - Zerrin Jezebel.
Jezebel? ...
Jezebel mi?
- Tout va bien, Cynthia.
Bu Jezebel!
C'est Jezebel!
Jezebel!
Jezebel! Jezebel! Viens ici!
Oldukça vahşileşmiş olmalı!
Prie, Jézabel, prie
Dua et, Jezebel, dua et
Pour avoir encouragé sa Jézabel... il paiera à chacune des épouses trompées une vache.
Karısını Jezebel gibi pazarladığı için diğer karılara birer inek verecek.
Jézabel!
Jezebel!
- Quoi? - D'où crois-tu que vient Jezabel?
- Jezebel'in nereden geldiğini sanıyorsun?
Jezabel, de la poste.
Postanedeki Jezebel.
Athena, Jezebel, Raven, Elspeth et moi... formons une communauté.
Athena, Jezebel, Raven, Elisabeth ve ben ayin yapıyoruz.
Et ici? - Jézabel a morflé. - Qu'est-ce qu'on a percuté?
- Yaşlı Jezebel tam kafasından darbe almış.
J'ai hâte de rejoindre les 14 000 fans de boxe qui ont bravé l'ouragan Jezebel...
14 bin boks meraklısı Jezebel kasırgasına rağmen salonu doldurdu.
Les plus chanceux sont déjà à l'intérieur, alors que l'orage tropical Jezebel sévit sur la promenade devant l'Arène d'Atlantic City.
Şanslılar içeri girdi bile. Tropik Jezebel fırtınası ortalığı kasıp kavururken biz eski Atlantic City Arena'sının dışındayız.
Il se peut bien que l'orage tropical Jezebel soit en fait un ouragan.
Tropik Jezebel fırtınası sonunda kasırgaya döndü.
la Vierge ou Jézabel?
Meryem mi yoksa Jezebel mi?
Je ne dis pas que Jézabel est facile. Mais avant qu'elle n'aille à Sodome, c'était connu pour sa poterie.
Jezebel kolay lokma demiyorum ama Sodom'a taşınmadan evvel orası çanak çömleğiyle biliniyordu.
Elle se pomponnaient comme des débauchées, à se coiffer sans cesse.
Onları Jezebel ( İncilde geçen, kötülük yapmış bir kadın ) gibi güzel saçlarını tararken görüyordum.
Jezabel est la seule reine à avoir êté mangée par les chiens.
Jezebel, İncil'de köpekler tarafından yenilen tek kraliçeydi.
Jezabel est tombée de la tour et toi aussi, tu tomberas.
Jezebel, kuleden düştü... sen de düşeceksin.
Il y a Kimmy, Alex, Aubrey et Jezebel, qui se planque.
Kimmy, Alex, Aubrey ve Jezebel'de buralarda bir yerde.
Mais si on se dépêche, on aura une table chez Jezebel.
Ama acele edersek, jezebel'de bir masa ayarlatabiliriz.
"Je n'aurais pas dû faire piquer Jézabel."
Jezebel'i uyutmamalıydım "
Jezabel!
Jezebel!
- Si Jezabel...
Eğer Jezebel'in canını yakmayı düşünüyorsan- -
Je voulais te dire deux mots à propos de Jezabel.
Seninle Jezebel hakkında konuşmak istiyordum.
Waveland, Jezebel bleu et Miss Moffett.
Rüzgargülü, Mavi Sürtük ve Bayan Moffett.
Non, attendez, il s'appelle le Jezabel
Adı Jezebel. İsmi bu. Jezebel mi dedi?
- Signez, blanche Jezabel.
- İmzala şunu, seni beyaz Jezebel!
- Cette Jezebel.
- Ne
"Jezebel, qui se dit prophétesse, enseigner et séduire mes serviteurs pour qu'ils se livrent à la fornication."
"Kendine peygamber diyen Jezebel adlı bu kadın,.. ... öğrettikleriyle kullarımı zina yapmak için baştan çıkarıyor."
Eh bien, si Mme Douglas est Jezebel, une mort particulièrement atroce l'attend.
Onu çok kötü bir ölüm bekliyor.
'Les chiens mangeront la chair de Jezebel. "'
Tanrı dedi ki, "Jezreel topraklarında Jezebel'in etini köpekler yiyecek".
Je prends de la racine de Jézabel. Et une demi once de scutellaire.
Jezebel köküne ve yarım parça, kafatasına ihtiyacım var.
Je conjure Votre Altesse de prêter attention et de ne pas suivre le chemin que vous voulez emprunter, ou vous suivrez la voie du roi Achab, qui épousa la catin Jézabel, et vous partagerez sa fin malheureuse. Les chiens lècheront votre sang, comme ils ont léché celui d'Achab, ce que Dieu rejette et interdit.
Size yalvarıyorum, söylediklerime kulak asın, izlediğiniz yoldan dönün yoksa siz de fahişe Jezebel ile evlenen Ahab'ın acıklı sonuna maruz kalıp kanınızı köpekler yalayacak.
Hérétique!
Seni şirk koşan Jezebel!
Appelle-moi Jézabel!
Bana Jezebel de!
Elle prend le flacon de Jezebel, celui que vous portez, elle en met sur son poignet et lui fait sentir.
Jezebel şişesini alıyor... Sürdüğünüz parfüm işte bu! Dirseğine ve koluna sürerek adamdan koklamasını istiyor adam koklamaya başlıyor.
Seuls les bons actes peuvent vous sauver, les mauvaises actions vous plongeront dans des tourments éternels.
Eğer Tanrı'ya inanıp dua etmezseniz açıkça, şeytana kendinizi teslim etmişsiniz demektir. Jezebel hâlâ aramızda!
Jezebel.
Fahişe.
Beau lancer, Jézabel.
Güzel atış, Jezebel.
Jezabel.
Jezebel.
Sa copine, c'est la petite BCBG, Jezabel.
Şuradaki de sevgilisi Bayan Mükemmel Jezebel'dir.
C'était Jézebel, mon chat.
Jezebel yaptı, kedim.
J'ai fait l'impossible pour repousser les avances de cette Jézebel en bas âge!
Bu erken gelişmiş ahlaksız kadının sırnaşmalarını kendimden uzak tutmak için bir erkeğin gücünün yettiği her hüneri denedim.
Lillian, David, Sylvia, Simon, Casey, Sasha, Scott, Joshua,
Lillian, David, Sylvia Simon, Casey Sasha, Scott, Joshua Jezebel, Harold, Harry Caroline, Sarah, Sylvia Simon, Lewis, Michael Walter, Brendan, Olivia Ethan, Eleanor Gloria ya da Ellen.
Mme Erlynne est une Jezebel notoire.
Bu Erlynne biraz fazla cömert.
Jézabel.
Jezebel.
À nouveau l'Apocalypse, ça parle de Jezebel.
Jezabel hakkında.
'Les chiens mangeront la chair de Jezebel. "'
Tanrı dedi ki, "Jezreel topraklarında Jezabel'in etini köpekler yiyecek"