Translate.vc / francés → turco / Kc
Kc traducir turco
3,995 traducción paralela
KC et Sunshine Band jouent.
- KC and the Sunshine Band çalıyormuş.
J'espà ¨ re trouver un équipage de pêcheurs.
Balıkçılara katılmayı umuyorum.
Yo, lumières!
Hey ışıkçı!
Elle va nous conduire à Montreal. où on montera sur un bateau de pêche qui nous emmènera à Newfoundland.
Bizi Montreal'a kadar götürecek, oradan da balıkçı teknesiyle Newfoundland'a gideceğiz.
Dirigée par Anakin Skywalker, Les Jedi entrainent une bande de rebelle pour lutter contre les séparatistes sur la planète Ondéron.
Anakin Skywalker önderliğinde, Jedi'lar, Orderon gezegeninde Ayrılıkçılara karşı savaşmaları için isyancıları eğittiler.
Maintenant, nos héros lancent une campagne armée pour renverser l'occupation séparatiste de la planète.
Şimdi kahramanlarımız gezegendeki Ayrılıkçı işgalini püskürtmek için silahlı bir mücadele başlatmak üzereler.
Le Conseil Jedi continue à observer et donner des conseils tandis que les rebelles se battent pour que la population s'opposent contre les forces séparatistes.
Asiler, Ayrılıkçılara karşı harekete geçmeye hazırlanırken Jedi konseyi izlemeye ve tavsiye vermeye devam ediyor.
Il était échoué sur la berge quand un pécheur l'a trouvé.
Yorulup bir banka oturan balıkçı bulmuş.
Pour ceux qui nous rejoignent, Greenwich est en panique.
Bu havalı balıkçı kazağını kaça bırakırsın?
C'était un bon petit négociateur.
Harika, küçük bir pazarlıkçıydı.
Ils craignent que les Séparatistes ne préparent une offensive majeure.
Ayrılıkçıların büyük bir saldırı başlatacağı korkusu artıyor.
Après avoir localisé la source de la transmission, dans l'espace séparatiste, Les Jedi élaborent un plan pour dérober la puce de décodage ennemie, qui leur permettra de décoder la transmission, et de déjouer le complot séparatiste.
İletişimin kaynağının, Ayrılıkçı bölgesinin derinlikleri olarak tespit edilmesiyle birlikte Jedi'lar, bir düşman şifre çözücü çipi ele geçirmek için bir karşı saldırı planlıyorlar, böylece mesajı anlayacak Ayrılıkçıların planını bozacaklar.
Il s'agit d'un module de cryptage à bord d'un cuirassé séparatiste.
Bu Ayrılıkçı gemisinde bir şifreleme modülü bulunuyor.
Ce dispositif contrôle toutes les communications séparatistes du secteur.
Bu cihaz, Ayrılıkçıların bölgedeki bütün iletişimlerini şifreliyor.
Alors, il paraît qu'on va botter le train des séparatistes.
Demek Ayrılıkçı tekmeleyeceğiz.
Ou on peut exécuter mon plan, et revenir de cette mission en héros.
Muhtemelen de Ayrılıkçılara kendimizi yakalatırız ya da planımı uygular ve bu görevden kahramanlar gibi çıkarız.
Le Conseil Jedi a déployé une escouade droïde pour une mission désespérée à bord d'un croiseur séparatiste.
Jedi Konseyi, umutsuz bir görev için.. bir droid timini Ayrılıkçı Kruvazörüne yolladı.
Le Colonel et son escouade droïde doivent maintenant ramener le module au Temple Jedi, pour déchiffrer le code séparatiste, et déjouer le terrible complot qui se prépare contre la République.
Şimdi, Albay ve önderlik ettiği droidler.. Ayrılıkçıların Cumhuriyete karşı düzenleyeceği terörist bir eylemin.. detaylarının bulunduğu mesajın şifrelerini çözmek üzere..
Elle est sous contrôle séparatiste?
Ayrılıkçılar mı kontrol ediyor?
Pour info, si vous essayez de garder quelque chose de votre chasse au bonnes affaires, Belle mère, vous pourriez éviter de mettre des annonces dans le Paru Vendu.
Bilginize, pazarlıkçı ve avcı kaynanandan gelen bir şeyi tutmaya çalışıyorsanız reklamlara tasarruflu nikellerden sürmekten kaçınmalınız.
Vous êtes dure en affaires.
- Sıkı pazarlıkçısın.
La victime. Il était la Star, régisseur lumière et accessoiriste.
Hem oyuncu, hem ışıkçı, hem de tabanca uzmanıymış.
Vous savez que la République ne payera pas de rançon, les Séparatistes ne sont pas dignes de confiance.
Cumhuriyet benim için fidye ödemeyecek, biliyorsun. Üstelik Ayrılıkçılara da güvenilmez.
Les Séparatistes ne sont pas mes amis.
Ayrılıkçılar benim dostum değil.
Cette planète est désormais sous contrôle séparatiste.
Bu gezegen artık Ayrılıkçıların kontrolünde.
Tout ce qui vous appartient sera maintenant la propriété de l'alliance séparatiste.
Sahip olduğun her şey artık Ayrılıkçı İttifakın malı.
Le système entier est maintenant sous contrôle séparatiste.
Bütün bu sistem artık Ayrılıkçıların kontrol alanı içinde.
Je pourrai vous échanger aux séparatistes contre ma liberté.
Belki, Ayrılıkçılara, özgürlüğüme karşılık sizi takas edebilirim.
Tous les poissons sont exportés dans des petits villages de pêche et tous à la frontière de pays très intéressants.
Bütün balıklar, küçük balıkçı köylerinden ihraç ediliyor hepsi bazı çok ilginç ülkelerle sınır komşusu.
Et quel est l'intêret d'envoyer du poisson à des villages de pêche?
Balıkçı köylerine balıkla birlikte ne gönderiliyor?
le contact de Diane pense que le contrebandier utilise les pécheurs locaux pour faire passer les marchandises malgré les embargos.
Diane'in kontağı kaçakçının yerel balıkçıları kullanarak sınırlardan geçtiğini düşünüyor.
Nous sommes tout deux fils de pauvres pêcheurs de Lasari qui ont appris les dures réalités du monde.
Her ikimiz de Lasari'de dünyanın en acı gerçeklerini öğrenen fakir balıkçıların çocuklarıyız.
Ils attendent, comme des pêcheurs après une truite.
Balıkçının alabalık tutması gibi sadece bekliyorlar.
Le type du magasin de sport m'a dit que c'était pour les pêcheurs.
Mağazadaki adam, balıkçıların bunu giydiğini söyledi?
À savoir, si le président Taft avait eu ce qu'il voulait, nous parlerions de nickel de l'aigrette.
Demek ki Taft başkan seçilseydi şimdi oturup, balıkçıl bozukluğundan konuşuyor olacaktık.
La Mordeuse, la lame qui a tranché un millier de têtes!
Isırıkçı. O kılıç binlerce kelle uçurdu.
Pas... comme pêcheur.
Ama balıkçı değil.
On essaie de voir comment rendre les infos moins ennuyeuses, et vous faites comme si on vous chiait dans les bottes.
Sadece haberleri daha az sıkıcı hale getirmeye çalışıyoruz Freddie ve sen balıkçı çizmene sulu sulu sıçmışız gibi davranıyorsun.
Il est capitaine d'un bateau de pêche.
Bir balıkçı teknesi kaptanı.
Nous avons six majordomes, quatre charpentiers, deux peintres, sept électriciens, trois plongeurs, trois portiers, un personnel de cuisine complet, chef pâtissier compris et 3 calligraphes.
Altı kâhyamız, dört marangozumuz, iki boyacımız, yedi elektrikçimiz, üç bulaşıkçımız, üç kapıcımız, bir pasta şefi ve üç hattattan oluşan mutfak personelimiz vardı.
Allez, sois pas rabat-joie.
Hadi ya mızıkçılık yapma bir kez.
Je transmets, mais ce sont sûrement des pêcheurs.
Bildiriminizi şu an aktarıyorum, muhtemelen sadece balıkçıdırlar.
Vous êtes pêcheurs?
- Balıkçı mısın sen?
On est tous pêcheurs.
Evet, hepimiz balıkçıyız.
Le bateau-mère est un chalutier taïwanais piraté l'an dernier.
Ana gemi geçen yıl çalınan Tayvan balıkçı gemisi.
On est que pêcheurs.
Biz sadece balıkçıyız.
Vous n'êtes pas que pêcheur.
Sen sıradan bir balıkçı değilsin.
Vous n'êtes pas que pêcheur.
Sen sıradan bir balıkçı değilsin!
Il doit y avoir d'autres solutions qu'être pêcheur et kidnappeur.
Dünyada balıkçı olmaktan ve adam kaçırmaktan başka yapacak başka bir iş olmalı.
L'horticulture, l'agriculture, l'aquaculture! Angela, t'as déjà appris ces choses-là!
Bahçe düzenleme, çiftçilik, balıkçılık.
- Alors, vous etes passeur depuis longtemps?
- Peki ne kadar zamandır kayıkçısınız?